''Charlotte''
Örtüsüne sıkıca sarılmış kızı çekmeye çalışırken beni inatla tekme atıp yatmakta direniyordu.
''Uyan artık gitme vakti!''
''Hayır...biraz daha...''
Gözlerini yavaşça açınca nerede olduğunu farkedip yavaşça doğruldu. ''Tanrım...çok rahat uyudum.Garip.''
''Sanırım başında bir hasta olmayınca rahat etmen normal Charlotte.''
Gülümsedi ve başını salladı. ''Şimdi nereye gidiyoruz?''
''Sanırım yeraltına.'' titredim. ''Kardeşlerime hesap sorucak olmam...''
''Demek kardeşlerin var. Çok güzel!'' dedi ve ayağa kalkıp örtüyü kenara attı.
''Evet. Lisa ve Anthony. Kim bilir şimdi ne yapıyorlardır.''
Beraber tam dışarıya çıkmışlardı ki Leo kapıda belirdi. ''Selam!''
Niyana gülümseyerek karşılık verdi ve uzattığı içi ilaçlarla doldurulmuş çantalardan birine uzandı ve sırtına attı. Üçü birlikte aşağıya indiler ve Jeepin tankını doldurmakla uğraşan Daemon'un öfkeyle söylendiğini duydular.
''Bmv lan Bmv.Bu devirde kaç tane Bmv ile karşılaşabilirsin?''
''Nasıl bi unutkansın sen gerizekalı?''
''Hani daha düşük modeli olsa neyse. En son üretileni alıyosun bide.''
Leo, Daemon'un kendi kendine söylediklerini duyunca yüzü kızardı ve ofladı. ''İnsanın üzerinede bu kadar gidilmez ama.''
Charlotte kıkırdayarak Daemonun yanından geçti ve selam verip arkaya atladı.
Bende kapıyı açıp çantayı bacaklarımın hemen yanına bıraktım. ''Yolda uğramamız gereken bir yer var mı?'' diye sordum. Daemon başını hafifçe kaldırıp önüne düşmüş saçını geriye doğru yatırdı ve mavi gözlerini üzerimizde gezdirdi. ''Hmm sanırım hayır.Yedek benzinimiz malesefki yok.Bu anca bize Yeraltına inene kadar idare eder.'' dedi ve Leo'ya dönüp keskin bakışlarını üzerinde gezdirdi.
''Bi aracımız daha olsaydı.''
Leo oflayarak sürücü koltuğunun yanındaki koltuğa oturdu ve kollarını birbirine doladı. ''Yeter.Zaten yaptığım hatanın farkındayım.'' dedi ve başını yana çevirdi.
Daemon ,Leonun ona bakmadığı sırada gülümsedi ve sesini ciddi tutmaya çalışarak ''Utanacaksın.Uzun bir süre.'' dedi ve dalga geçtiğini belli edercesine bize dönüp göz kırptı.
Charlotte'a dönüp birbirimize bakıştık ve kafamı iki yöne sallayıp gözlerimi devirdim.
-------------------------
Şehrin ışıklarını ve binaları arkamızda bırakınca düz yolda ilerlemeye başlamıştık. Yeraltının uzakta olmadığını tahmin ettiğim yerde yoldan çıktık ve başka bir yerden gitmeye başlamıştık.
''Şu telefonunu açsan Daemon.'' Leo'nun ona bakmadan titreyen telefonunu işaret edince oflayarak telefonu kot pantolonunun cebinden çıkarttı.
''Alo? Efendim?....Ne??Nasıl...'' bakışları hemen arkaya döndü ve benimle buluştu. ''Evet..evet burda...Neler oluyor Alex?'' duraksadı. ''NE?!''
öyle bir bağırdı ki her ne söylediyse arabayı frenledi ve neredeyse uçuyordum.
''Yerini söyle.'' ciddi bir şekilde telefonu uzun bir süre dinledikten sonra bir şey demeden telefonu kapatma tuşuna bastı ve arabanın orta kısmındaki boşluğa fırlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THE FORGOTTEN WORLD -İLK KİTAP TAMAMLANDI-
Science FictionGökyüzünü unutmaya başlayabilirsin. Xio'nun tek bir hedefi vardı ; Dünya. Onuda aldığında her şeyi elde etmiş oldu.İnsanlar artık dışarıya çıkamıyordu bile.İlkelleşme döneminin sonuna geliyorduk.Ona baş kaldıramazdık.Onu engelleyememiştik. Ama... Um...