Hayallerinin peşinden koş. Yenil. Yere düş. Ağzın yüzün paramparça olsun. Kafan gözün yarılsın. Sonra kalk. Daha dik olarak kalk. Tek başına kalk. Kimseden yardım istemeden kalk. Aciz olma. Sonra tekrar hayaller kur. Tekrar hayallerinin peşinden koş. Ve tekrar düş. Ama yine kalk. Yine kimseden yardım isteme. Yine daha güçlü olarak kalk. Unutma; hayalsiz hayat olmaz. Kaybet ne olacak. Yenil, ne olacak. Yeniden hayal kur ne olacak. Ama sevme. Seviyorsanda hayatının, hayallerinin ağzına sıçacak kadar sevme. Yapma. Düştüğün yerden birtek onun kaldırabileceği kadar sevme. Ama aşık ol. Aşık olduğun kadına yenil. Onunla hayaller kur. Onunla asla gerçekleşmeyeceğini bildiğin hayaller kur. Onu bir kere daha görebilme umuduyla yaşa. Onun gözlerine bakabilme umuduyla yaşa. Onun hayaline sarıl. Onun kokusunu hayal et. Onu hayal et. Onunla konuş. Onu öp. Ama nazikçe. Hafif bir buse. Teninde parmaklarını gezdir. Yavaşça. Saçlarıyla oyna. Kibarca. Ona bak. Ona son birkere bak. Burnundan öp. Vedalaş. Ve sonra ona aşık öl... Sabah uyan. İnsanların içine karış. Tanıdıklarına hafifçe gül. İnsanlara normal davran. Hayatına devam et. Bir derdin yokmuş gibi yaşa. Ve eve gel. Yemek ye. Akşam televizyonun karşısında birkaç bardak çay iç. Birkaç sayfa kitap oku. Bir şeyler karala. Ve sonra uyumak için yat. Ama uyuyama. Sağ tarafına dön. Karşında onu gör. Soluna dön. Yine onu gör. Tavana bak. Koskocaman tavanda onunla kurduğun hayalleri gör. Yüz üstü yattığında ise kokusunu hisset. Sonra bir sigara iç. Tekrar yat. Yine uyuyama. Bu sefer onu kendi isteğinle hayal et. Yüzüne karşı asla söyleyemediklerini hayaline anlat. Tekar hayalini öp, tekrar hayaline sarıl. Ardından vedalaş. Ve ona tekrar aşık öl....
-yaşam ve ölüm kavramları anlamlarını yitirirler. Sana göre artık yeni bir anlamları vardır. Sana göre ölmek yaşamaktır. Ya da yaşamak ölmektir...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN SÜKÛTU
UmorismoSizce bu kadar acı yetmez mi? Her nefes alışımızda öldüğümüz yetmez mi? Güne onsuz uyanmamız, onsuz aldığımız her nefeste biraz daha öldüğümüz yetmez mi? Boğazımızın düğüm düğüm olduğu yetmez mi? Ağlamalarımız, hüzünlerimiz, ağrılarımız, sancılarım...