Hevesle söyleyeceğim şeyi bekliyordu. Aslında daha büyük bir eve taşınmak veya bir parti düzenlemek gibi isteklerle gelmemi temenni ettiğine emindim. Fakat onun düşündüğünün aksine ciddi görünüyordum.
"Söz ver Soo. Aramızda bir şey değişmeyecek."
"Anlamadım."
"Söyleyeceğim şeyden sonra bana karşı değişmeyeceksin. Söz mü?"
"Ne oluyor Luhan?"
"Açık ve çabuk olacağım. Ben.. Seni seviyorum."
"Ben de seni seviyorum~"
Kollarını etrafıma sarıp göğsüme sokulduğunda yavaşça ittim.
"Öyle değil Soo. Aşık bir adam gibi."
"N-ne?"
"Duydun işte."
"Tanrım.. Şaka yapıyorsun!"
Kahkaha atmaya başladığında gözlerim doldu. Ona aşık olmam yalnızca şakası yapılabilecek bir konu muydu yani?
"Ben ciddiyim! Bu dalga geçebileceğin bir şey değil."
"S-sen ağlıyorsun."
"Canımı yakıyorsun. Bunca zaman sonra tüm cesaretimi toplayıp sana hislerimi açıyorum ve sen karşımda kahkaha atıyorsun. Cidden!"
"Üzgünüm.."
"Olmalısın."
Kırgın ve öfkeliydim.
"Luhan biz.. Biz kardeşiz."
"Kardeş mi? Biz kardeş falan değiliz Soo. Hiç bir zaman olmadık."
"Sen benim kuzenimsin. Söylediklerin normal mi?"
"İki kardeşin aşkının en somut kanıtı olan sen, bana bunun normal olmadığını mı söylüyorsun? Yapma Soo."
"Taemin babam ve Minho babam yalnızca aynı kişinin kardeşi. Aralarında kan bağı yok. Ayrıca bunun onlarla ne alakası var?"
"Sadece bunun anormal olmadığını anlatmaya çalışıyorum."
"Dünya üzerindeki milyarlarca insanın ne düşündüğü beni ilgilendirmiyor."
"Buna ben de dahil miyim?"
"Hayır tabi ki. Benim için önemlisin ama düşündüğün gibi değil."
"Buraya senin için geldim. Sadece sana biraz daha yakın olmak için. Yıllarca seni uzaktan izledim. Bunlar umurunda değil mi?"
"Ben.. Buna inanamıyorum Luhan. Bir kez olsun belli etmediğin hislerinin bu kadar ileri gittiğine inanamıyorum."
"Belli etseydim ne olacaktı? Biz de Howon ve Gyu gibi olabilir miydik? Myungsoo ve Sungyeol gibi?"
"Luhan sen benim kardeşimsin."
"Yeter! Bunu bir kez daha söylersen!!"
"Beni tehdit mi ediyorsun?"
"Evet. Eğer bir kez daha söylersen cümleni bitirene kadar Kore'ye dönmüş olurum."
"Luhan.."
"Beni sevmiyorsun. Kardeşin gibi görüyorsun. Biz kuzeniz. Oldu mu? İyi geceler."
Odama çıkıp kapıyı kilitledim. Kırılmış hissediyordum. Soo hassas biriydi. Fakat az önce hissiz biri gibi davranmıştı. Onu böyle görmek acıtıyordu.