Saat gece yarısı olmak üzereydi. Hala valizlerim ortada duruyordu. Odam darmadağındı.
"Bebeğim? Hala hazırlanamadın mı?"
"Off! Lütfen yardım et baba!"
Chanhyun babam yanıma gelip saçlarımdan öptü.
"Seni çok özleyeceğim Lu."
"Ben de sizi çok özleyeceğim. Kyungin babam da sen de hep benimle olacaksınız. Bak!"
Dünyanın en mükemmel babası bana özel bir hediye almıştı. Anlaşılan Chanhyun babamın bundan haberi yoktu. Boynumdaki madalyon kolyeyi gösterip gülümsedim.
"Babam bana bunu almış. İçinde bir tarafta adlarınız yazıyor. Diğer tarafta da birlikte bir fotoğrafınız.."
"Tanrım.. Bu çok tatlı!"
"Asla çıkarmayacağım."
"Biliyor musun baban evliliğimizin ilk yıllarında bana da böyle bir madalyon kolye almıştı."
"Gerçekten mi?"
"Hmhm~ Odamdaki küçük aynalı dolabın iç kısmında asılı duruyor. Birkaç kez koptuğu için uzun bir zamandır takamıyorum."
Kısa bir süre gülüştük ve hüzünlü gözlerle birbirimize baktık. Sonra geçireceğim bir yılı düşünüp utanarak başımı eğdim.
"Baba.."
"Hm?"
"Aşk tam olarak ne demek?"
"Bunu sana anlatacak doğru kişi miyim bilmiyorum. Aslında aşk benim için öğretilen bir şeydi. Biri bana aşkın ne olduğunu öğretti.."
"Babam?"
"Tabi ki! Ama o da aşkı kendi öğrendi. Beni sevdiğini, aşık olduğunu kendi fark etti."
"Peki insan bunu nasıl anlayabilir? Yani gerçek aşk olduğunu.."
"Aşk, hem üzerine milyonlarca cümle kurulacak hem de tarifi mümkün olmayan bir duygudur. Aşk koşulsuz kendini adamaktır aslında."
"Nasıl yani?"
"Onu gördüğünde kalp atışların değişir. Yanından bir an bile ayrılsın istemezsin. Göz göze geldiğinizde dilin tutulur. O yakınındayken hayattaki tüm imkansızlar mümkünmüş gibi gelir. Onu gördüğünde geleceği daha fazla düşünürsün."
"Peki duyguları aşkla karıştırmak mümkün mü?"
"Bütün duygular kalpten geçer. Fakat aşk kalbe gerçekten dokunan tek duygudur. Bunu ayırt edebilirsin."
"Teşekkür ederim~"
"Bunları neden sordun?"
"Şey.. Belki bir gün paylaşırım~"
"Peki, seni zorlamayacağım bebeğim."
"Baba, hani aşk geçici diyorlar ya.. Yani bu gerçek mi? Babama artık aşık değil misin?"
"Aşk kendini tekrarlayan bir şeydir ve geçici olması, pek çok insanın hayatından geçmek isteyen insanların uydurmasıdır. Babana her baktığımda tekrar aşık oluyorum."
"Böyle bir evde büyüdüğüm için mutluyum."
Sımsıkı sarılıp gözlerimi kapattım. Duygularım ikiye ayrılmıştı. Bir yanım gitmeyi deli gibi istiyordu. Diğer yanım bu sıcak evden uzaklaşacak olmaktan hiç hoşlanmıyordu.
"Kyungin çok özel bir adam. Bizim için her zaman çabaladı ve bizi hiçbir zaman sevgisiz bırakmadı. Şimdi git ve ona emeklerinin karşılığını ver oğlum."
"Yapacağım baba. Bu bir yılı derslerime odaklanarak geçireceğim. Sizi gururlandıracağım."
O esnada babam yerimizden sıçramamıza sebep oldu.
"Bensiz aşk mı yaşıyorsunuz siz? Hm?"
"Aww kıskanç kocam da gelmiş~"
"Babamı benden mi kıskanıyorsun sen baba? Öz oğlun olmadığımı düşüneceğim neredeyse! Hıh!"
"Sen benim süslü baş belamsın."
Kollarını etrafıma sarıp öpücüklere boğdu. İnsanlara sarılarak huzur veren en özel adamdı o. Kalp gülüşü kuzenim Kyungsoo'da da vardı. Bunu görmeyi çok seviyordum.
Mutlu aile tablomuzu bir saat sonra bir kenara bırakıp kalktılar. Tam odamdan çıkacakken Kyungin babam valizleri fark etti.
"Sanırım Taemin mesajda bundan bahsediyordu. Kore'yi valize koyup götürün isterseniz bebeğim?"
"Baba o valizden uzak dur. Orada kremlerim var."
"Oğlum kremlerle banyo mu yapıyorsun? Bir kutu yetmiyor mu? Neden sadece Chanhyun babana benzedin sen?"
Ben cevap veremeden babam elleri belinde Kyungin babamın karşısına dikildi.
"Bana benzemesi kötü bir şey mi Kyungin? Hm? Cevap ver bana!"
"Tabi ki hayır sevgilim neden böyle anlıyorsun?"
"Ülkemizdeki kozmetik ürünleri bu kadar iyiyse çocuk ne yapsın?"
"İsterse internetten de alabilir. Ayrıca koskoca Amerika bebeğim. Orada mutlaka çok daha iyileri vardır."
"Bunları burada bırakamam baba!"
Tekrar söze girdiğimde Chanhyun babam yanıma gelip elimi tuttu.
"Tabi ki bırakamazsın oğlum. Hepsini götürebilirsin."
"Orada çok daha pahalılarını alman için sana fazladan para göndereceğim Luhan. Lütfen gereksiz valizlerden kurtul."
Babamın ikna çalışmalarını duyan Chanhyun babam kulağıma eğilip fısıldadı.
"İlk gelişimizde bunları sana getireceğim. Git ve daha pahalılarını al."
"Sizi duyuyorum meleklerim."
Kyungin babam ikimize de kocaman öpücükler verip Chanhyun babamla odamdan çıktı.
Onun söylediği gibi pek çok eşyamı eleyerek iki valize düşürmeyi başardığımda saat gecenin üçüydü. Kyunsoo'nun henüz bu kadar toparlandığına bile emin değildim.
Yatağa girip gözlerimi kapattım. Heyecandan uyuyamayacağımı bilsem de bekliyordum. Üniversitenin ilk yılı hayatımın en özel yılı olacaktı. Bunu bütün kalbimle hissediyordum.
