26. Bölüm (Kyungsoo)

130 11 0
                                    


Kızları görünce sinirle arkadaşlarımıza baktım.

"Neler oluyor burada?"

"Soo, bizi biraz dinler misin?"

"Siz neden buradasınız?"

"Seninle konuşmaya geldik. Luhan istedi."

Dönüp Luhan'a baktım. Onaylarcasına başını salladı.

"Ne konuşacaklar Luhan? Neden geldiler ve neden arkadaşlarımızla geldiler?"

"Bebeğim sana anlatmam gereken bir şey var. Onlarla ilgili.."

"Luhan bir dakika. Gyu'yu aramamız gerek."

Myungsoo'nun söylediği şeyle tekrar Luhan'a döndüm.

"Neden?"

Luhan bana cevap vermeden önce Gyu'yu aradı ve hoparlöre alıp telefonu sehpaya bıraktı. Sonra beni koltuğa oturtup gözlerime baktı.

"Jessica arkadaşlarımızın karşı komşusunun kızı. Liseye gidiyor. Tiffany de onun en yakın arkadaşı ve benden hoşlanmıyor."

"Ne?"

"Bu konuyla inan ki bir ilgim yok Soo. Ben sadece kalbimi açtım. Seni kazanmam için yanımda olmak istediler."

"Ne diyorsun sen? Tiffany ve Jessica'nın yakın arkadaş olması dışında başka bir doğru yok mu?"

Onca zamandır yaşadığım her şey, bana tüm söylenenler yalan mıydı yani?

"Sana olan sevgim var Soo."

"Sevgi mi? Şuan ona da inanmakta zorlanıyorum Luhan."

"Seni sevdiğimi biliyorsun. Beni kırmaya çalışma lütfen."

"Başka?"

"Sungyeol ve ben ayrılmadık. Jessica ve Tiffany'nin hayatınıza girmesi de bu ayrılık da bizim planımızdı."

"NE? SEN BENİMLE DERTLEŞİYORDUN MYUNGSOO!"

"Luhan'ı görmen için onca zamandır bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Sana bir kötülük yapmadık."

"Bence yalan, dünyadaki en büyük kötülüktür."

Sinirle yerimden kalkmıştım ki telefondan gelen sesle tekrar koltuğa oturdum.

"Biraz beni dinler misin Soo?"

"Yalanlarla hayatıma liseli iki kız sokuyorsunuz. Bir tanesinin bana aşık olduğunu söylüyorsunuz. Arkadaşlarımızın ayrıldığını söyleyerek Sungyeol ve Luhan'ı yakınlaştırıyorsunuz. Sonra dinlememi istiyorsunuz."

"Sonuna kadar haklısın Soo. Fakat biz senin göremediğin bir şeyi görüyorduk. Luhan o kadar kötüydü ki.."

"Gyu.. Sen benim en yakın arkadaşımdın."

"Hala öyleyim ve öyle olduğum için mutlu olmanı istedim. Luhan'ın sana olan sevgisini ve bağlılığını gördüm. Bunu senin de görmeni istedim. Çünkü sen de ona bütün kalbinle bağlısın. Haksız mıyım?"

"Evet ama.."

"Aması yok Soo. Tüm bunlar sizi bir araya getirmek için yapıldı. Ayrıca Luhan'ın hiçbir suçu yok. Hatta o sürekli itiraz ettiği halde biz zorladık."

"Tanrım.. Ona dokunmamam ve yaklaşmamam konusunda bana tehdit dolu bakışlar gönderiyordu. Siz gerçekten çok tatlısınız."

Tiffany diğerlerinin aksine gülümseyerek konuşuyordu.

Duyduklarımdan sonra tekrar Luhan'a döndüm. O böyle hissederken uzatıp onu daha fazla incitmek istemiyordum.

"Seni çok mu beklettim?"

"Tahmin bile edemezsin."

"Özür dilerim."

"Ben de özür dilerim sevgilim. Kalbimi görmen için kendim çabalamalıydım."

"Evet. Ayrıca benimle ilgilenen birine aşık olabilirdim. Bu riski nasıl göze alırsın?"

"Ne kadar korktuğumu bilmiyorsun."

"Özür dilerim Soo. Hiç birimiz yalan söylemekten hoşnut değildik. Luhan senden bahsederken gözleri öyle parlıyor ki, bunu görmeni istedik."

"Önemli değil Jessica. Böyle bir şeyi kabul etmemiş olmanızı tercih ederdim ama artık yapacak bir şey yok."

"Tekrar özür dileriz. Şimdi biz gidelim. Baş başa kalmanız gerek~"

Tiffany gülümseyerek konuştuğunda Jessica onu dürttü.

"Yapacaksın değil mi?"

"Sanırım yapacağım~"

Yanımıza gelip Luhan'la ikimize aynı anda sıcak bir sarılma verdi.

"Bu ne içindi?"

"Siz hayatımda gördüğüm en tatlı çiftsiniz. Aşka olan inancım yok olmak üzereydi. Tekrar inanmamı sağladığınız için teşekkürler."

"Biz de çok tatlıyız aslında. Değil mi Myungsoo?"

"Evet Yeollie."

"Üzgünüm çocuklar ama benim favori çiftim HanSoo~"

"Teşekkürler Tiffany."

"Tekrar sıcak bir sarılma verip arkadaşlarımızla birlikte gitti. En inandırıcı konuşmayı Gyu yapmıştı. Aslında Luhan'ın itiraz etmiş olabileceğine inanıyordum. Fakat uzun bir süre yalana maruz kaldığım için kırılmış hissediyordum.

"Yatağımıza gidelim mi meleğim?"

"Aslında sana çok kızgınım ama hayır demeyeceğim."

"Çünkü benimle uyumayı seviyorsun."

"Çünkü sensiz uyumakta zorlanıyorum."

"Çünkü beni seviyorsun."

"Çünkü sıcacık sarılıyorsun."

"Çünkü bana aşıksın."

"Çünkü sana aşığım. Çok aşığım. Oldu mu?"

"Oldu. Hem de çok güzel oldu."

"Ne kadar romantiksin Luhan. Burada beni sevdiğini söylemen gerekiyordu."

"SANA DELİ GİBİ AŞIĞIM!!!! SENİ ÇOK SEVİYORUM!!"

"Sokaktan geçen insanlar da duyacak. Tanrım! Tanrım!"

"Bana ait olduğunu bilmelerinde bir sakınca yok."

"Luhan~"

"Hm?"

Yatağa uzanmasını bekleyip kollarının arasına girdim ve gözlerine baktım.

"Beni hep böyle sev. Olur mu?"

"Buna söz veremem."

"Ne?"

"Bebeğim her an sana aşık olmam için bir şey daha yapıyorsun. Ya çok daha fazla seversem?"

"Yah! Aptal! Beni korkuttun!"

"Seni çok seviyorum meleğim."

"Seni çok seviyorum~"

İyice göğsüne sokulup, sımsıkı sarıldım. Etrafımdaki kollar güvende ve huzurlu hissetmeme sebep oluyordu. Böyle bir aşk var mıydı? Belki daha önce buna inanmıyordum. Fakat şimdi her bir hücremde aşkı hissediyordum. Dünyanın en mutlu insanı ben olabilirdim.

Yasak Aşk 4 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin