Myungsoo'nun ısrar dolu mesajlarıyla evden çıktık. Uyandığımız çok olmamıştı. Evlerinde kahvaltıya davet ettikleri ve kuzenlerimiz onları çok sevdiği için reddedememiştik.
"Burada iyi arkadaşlar bulmanıza sevindim.."
"Sanırım çok şanslıyız."
"Peki neden hepimiz bekliyoruz dedi. Yani başka arkadaşlarınız da mı var?"
"Aslında yok."
"Kızları çağırmış olabilirler sevgilim."
Soo'nun hatırlatmasıyla tekrar Sungjong'a döndüm.
"Aşkımızın tatlı mimarlarından ikisi kız. Belki onlar da oradadır."
"Kızlar mı?"
Şaşkınlıkla ikimize baktı.
"Endişelenme ikisi de gerçekten çok tatlılar. Ayrıca shipper fan gibiler. Az sonra görürsün. Tabi oradalarsa.."
Kapı açıldığında beklediğimiz gibi kızlar oradaydı.
"Luluu~ Sizi kucaklamayı özledim~"
Tiffany her zaman yaptığı gibi gülümseyerek Soo'yla ikimize aynı anda sarıldı. Jessica da diğerleriyle selamlaşıyordu.
"Selam!"
"Selam, ben Tiffany."
"Ben de Sungjong."
"Kuzen mi?"
"Evet."
"Buraya daha önce gelmiş miydin?"
"Aslında ilk oluyor. Babam biraz katıdır da.."
"Sorma.. Benimki sadece buraya ve Jessica'lara gitmeme izin veriyor. Onları tanımıyor olsaydı sanırım evden çıkamazdım."
İkisi sohbet ederek koltuğa ilerlediler. Hepimiz şokla onlara bakıyorduk. Nihayet fark edip gülümseyerek bize baktılar.
"Ah şey.. Sohbet ediyorduk da.."
"Bunu görebiliyoruz Fany."
İkisi de utanarak masaya yerleştiler. Jessica'nın yanında boş bir sandalye vardı. Kapı çaldığında sorumun cevabını aldım. İçeri çok tatlı bir kız daha girmişti. Jessica'nın ayrıldıktan iki ay sonra barıştığı sevgilisi Victoria..
Uzun süren sohbetlerimizin arasında Tiffany ve Sungjong sık sık dikkatimi çekiyordu. Hiçbir sohbete dahil olmadan kendi aralarında konuşuyorlardı. Yoongi olayını düşündüğümde pek ihtimal vermiyordum. Fakat uzaktan baktığımda birbirlerinden hoşlanmış gibi görünüyorlardı.
"Kahvaltıdan sonra dolaşmak için çıkacağız. Siz de bizimle gelirsiniz değil mi kızlar?"
"Tabi ki geliriz. Biz de şimdi onu konuşuyorduk."
Tiffany yanıtlayıp tekrar kuzenimle sohbete döndüğünde sevgilime göstererek ona mesaj attım.
'Odaya geç, geliyoruz.'
Mesajı görünce çaktırmadan masadan kalkıp içeri gitti. Soo da bir bahaneyle kalkınca ben de peşinden gittim. Onun yanına gitmemi kimse yadırgamıyordu.
Odaya girdiğimizde Tiffany anlamış gibi utangaç bakışlar atıyordu.
"Siz sormadan söyleyeceğim. Ondan hoşlandım."
"Ciddi misin?"
"Evet~ Tanrım.. O çok tatlı. İnanılmaz sempatik ve fazla cool."
"Şey.. Onun bir erkek arkadaşı vardı. Bilmen gerektiğini düşündüm."
