20.Bölüm BİR TERBİYESİZ ALTAN VAKASI VE REZİL OLUŞ

12.6K 699 67
                                    

ARKADAŞLAR TELEFONDAN YAZDIĞIM İÇİN HATALARIM OLUYOR. UYARIRSANIZ SEVİNİRİM. BU ARADA KİTABI DÜZENLEMEYE ALACAĞIM. NE ZAMAN BİLMİYORUM. O ZAMAN BÖLÜMLER BİRAZ GECİKECEK.

BU ARADA 16K OLDUK 💙 BU YÜZDEN DİĞER BÖLÜM BİR TEŞEKKÜR BÖLÜMÜ OLACAK. ÇOĞUNLUKLA ALPARSLAN VE DOLUNAY OLACAK YANİ. +40 VOTE OLDUĞU AN BÖLÜM GELECEK.

YORUM GELMEZSE OLMAZ. YORUM YAPIN. YAPIN BENCE. YAPARSINIZ, DEĞİL Mİ ?

Ertesi sabah uyandığımda o kadar mutluydumki her şey gözüme mükemmel görünüyordu. Yattığım yatağın rahatlığının da etkisi olabilirdi, bilmiyorum. Sonuç olarak neredeyse iki aydır yer yatağında yatıyordum. Ama en büyük sebep Alparslan ile yaptığım konuşmaydı şüphesiz. Bana sen en güzel yanılgısın demişti ki bu benim tüm nefesimin soluk borumda tıkanıp kalmasına neden olmuştu. Aramızdaki şeyin adını bilmiyordum. Ona aşık mıydım? Bunun için çok erkendi. Ama kalbimin bir köşesinin çoktan ona ayrıldığını itiraf etmeliydim.

Üzerimi giyinip salona geçtiğimde beni bekleyen kalabalıkla sevincim dahada katlandı. Bu sofrayı ve bu kalabalığı görmeyeli o kadar uzun zaman olmuştu ki. Kürşad ağabeyim koltuğa oturmuş haber izliyordu. Yumurta yarıları sabahın körü olduğunu umursamadan el kızartmaca oynarken mini ikizler ise onları taklit ediyordu. Annem, Sunay ablam ve Nuran yenge ise sofrayı hazırlamakla meşguldü. Bir kişinin eksik olduğunu idrak ettiğimde sağa sola bakınıp küçük adamı aradım. Ancak ortalarda yoktu. Odaya girip Metin Oktay'ın nerede olacağını soracakken kalçama çarpan sert şeyle istemsizce sıçrayıp çığlık atmıştım.

"Gol,hala gol! "

Arkamı döndüm. Küçük çocuk olduğu yerde sıçramaya, kendi kendini alkışlayıp tezahurat yapmaya başlamıştı. Sıçradıkça hareketlenen saçları gülümsememe neden oldu.

" Metin Oktay! Oğlum özür dile halandan. "

Nuran yenge sinirle yanımdan geçip oğlanı kucakladı. Sinirli çıkan sesine rağmen sakin oluşu oğluna şaka yaptığını gösteriyordu ama onun şaka yaptığının farkında olan sadece bendim. Çünkü Metin Oktay'ın gözleri dolmuş, başını yer eğerek ellerini sırtında bağlamıştı.

"Özür dilerim Dolunay hala. İstemeden oldu."

"Özrün kabul edildi. Şimdi bana bir öpücük fırlat."

Güldü. Gözleri parlarken avuç içini dudağına bastırmış ardından da bana doğru hayali öpücüğünü fırlatmıştı. Öpücüğü havada yakalayıp güldüm. Nuran yenge oğlanı yere bırakıp mutfağa doğru giderken onu takip edecektim ki kapı çaldı. Gözlerim istemsizce devrildi. Buradan kapıya kadar bir yılda anca giderdim herhalde.

"Kız yeşilay. Dur ben açarım. Sen bir asırda anca gidersin hahaha. "

" Altan! Bana yeşilay deyip durma. Hem geçti yaralarım. "

Yanıma yaklaşıp suratıma baktı. Ağzından kesik bir hmm çıktığında düşünceli görünüyordu. En nihayetinde geriye çekilip kapıya doğru ilerledi.

" Haklısın kuzen. Yaraların kırmızı kırmızı kabuk bağlamış. Bundan sonra sana yeşilay demeyeceğim."

Güldüm.

"Nihayet! " Derken kapıyı açmış, ağabeyimin elinde tuttuğu poşetle içeriye girmesini sağlamıştı.

" Bundan sonra sana kızılay diyeceğim. " Ardından tekrar kahkaha atıp salonda ağabeyim ve beni yanlız bırakarak oturma odasına ilerledi. Arkasından gözlerimi belkide bininci kez yine devirdim. Asla büyümeyecekti. Asla adam olmayacaktı ve yine asla benimle dalga geçmekten vazgeçmeyecekti. Aslında ona alışmıştım. Ama bazen sinir bozucu olduğunu itiraf etmeliydim. Birgün mutlaka Altan'ı yumruklayacağıma kendi kendime söz verip ağabeyime döndüm. Onu o kadar çok özlemiştim ki...

VATAN UĞRUNA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin