VALLAHİ BU BÖLÜME DE YORUM YAPMAZSANIZ... HADİ YAPIN DA MUTLU OLAYIM. KOCAMAN ÖPTÜM 😘 +60 VOTEDE BÖLÜM GELİR 💙 YUKARIDAKİ ŞARKIYLA DİNLEYİN.
Elleri titremeye başlarken ne yapacağını bilemez bir halde kaldı olduğu yerde. Beyni olanları algılamaya çalışırken ona garip bir oyun oynayarak sürekli olarak genç adamın ismini sayıklamaya başlamış, kalbi takıntılı bir hasta gibi aynı ritimde can yakan sıvıyı damarlarında özgürlüğüne bırakmıştı. Nefes alamıyordu. Saniyeler içerisinde içindeki o kısık ses yükseldi ve acı bir çığlığın sessizliğine büründü ki bunu yaparken hiçbir şeyi olmayan bir meczupa benziyordu.
Alparslan vurulmuş! Alparslan vurulmuş! ALPARSLAN VURULMUŞ!
Tekrar ve tekrar, tekrar, tekrar... Bozulmuş bir teybin içinde boşa dönen bir kaset gibi tıpkı. Anlamsızca, üst üste ve bıkmadan aynı cümle.
Alparslan vurulmuş!
Daha sabah yanında olan ancak aptallığına söz geçiremeyip kendi elleriyle kovduğu adam. Alparslan. Bir damla gözyaşına sığdırdığı ama koskoca kalbine sığdıramadığı o adam.
"Komutan Bey, "
"Dolunay Hanım, "
Gülümsedi Alparslan. Genç kızın kendisine böyle seslenmesine o kadar çok alışmıştı ki...
" Babama gidemiyorum. "
Kaşları çatıldı. Dolunay'ın gözünden bir damla yaş yavaşça dudaklarına doğru süzüldü ancak komutan konuşamadı.
" Alparslan, babam beni almıyor. "
Derin bir hıçkırık sardı helikopteri. Adamın kalbi sızladı, mavi gözleri tekrar doldu. Batur'a attığı kısa bakış genç adamın da kendisinden bir farkı olmadığını görmesine yetmişti. Üstelik onun tüm dikkati Dolunay'daydı. Alparslan, onların sevgili olabileceği düşüncesini beyninin ücra köşelerinde hissetti. İki genç insanın birlikte olmasında bir sıkıntı yoktu.
Kaşları mümkünmüş gibi daha çok çatıldı, bakışları keskinleşti. Ve kendini genç kızı göğsüne doğru çekerken buldu. Ne yapıyordu böyle? Düşündükleri ve yaptıkları çok tezattı.
" Alparslan,"
Kızın yüzüne doğru eğildi ve kulağına usulca fısıldadı. Güç vermek ister gibiydi sesi.
"Babana gitmene izin veremem, Dolunay. "
Ama Dolunay onun gitmesine izin vermişti. Üstelik onu öyle bir uğurlamıştı ki giderken aşk bir köşeye sinip gözyaşları ile izlemişti olanları. Kırılmıştı Alparslan. Ki her seven kırılırdı sevdiğine. Belki de Dolunay onu kovmasaydı hiçbiri olmayacaktı.
Alparslan vuruldu!
" Ben geceleri çok sevmem. Nereden ne çıkacağını kestiremiyor insan. Ay da güneş kadar aydınlatmaz yolları. Attığımız her adım Allah'a emanettir yani. Kısacası güneş en yakın arkadaşın oluyor askerdeyken. "
Gülümsedi ama dudakları çok genişlemedi. Bakışları yatakta yarı cansız yatan kıza takıldığında sessizce mırıldandı.
" Ama şimdi diyorum ki Ay, güneşten daha güzel. "
Bir anda içinden gelen bir dürtüyle kendini kapıdan dışarıya attı ki karanlık onu kollarıyla sarmakta gecikmedi. İzin veremezdi. Bir kez daha kaybedemezdi. Babasını vermişti zaten bu topraklara, birini daha veremezdi. Olmazdı. Dayanamazdı ki.