□ 7. Bölüm □
Multi medya: Kim Taehyung
#Bts Jimin ~ Lie
***
"Önce güzel bir yemek yesek?" Kafamla jimini onaylayarak gözüme kestirdiğim restoranta doğru ilerlerken kameraman ve jimin beni takip ediyordu. "Et mi yoksa deniz ürünleri mi?" Tamda tahmin ettiğim cevabı vermişti "Tabiki de et" restoranta içeri girerek görevli kadına doğru ilerledim.
Almanca bir şekilde "Et ürünleri satıyor musunuz?" Gülümseyerek kafası ile beni onayladı "tabi buyrun oturun menüyü getireyim" onun telefuzuna karşı benimkisi aşırı aksanlı duruyordu ama bu da idare ederdi.
Biz masaya otururken jimin'in gözleri kocaman olmuş gülerek bana bakıyordu. "Almanca bildiğini bilmiyordum" sırıttım. "Almanca ve ingizilizceyi sular seller gibi bilirim. Çok küçükken öğrenmiştim. İşsizlik ışte" cidden can sıkıntısından kendi çabalarımla kafa dağıtmak için öğrenmiştim.
İşime yarayacağını hiç düşünmemiştim.
Kadın önümüze koyduğu menüden hızlıca yiyeceklerimizi seçtik. Yaklaşık yarım saatlik bir yemekten sonra restoranatan çıkmıştık.
"Yaklaşık 1.5 saat geçmiş. Eminim ki oraya varan birileri olmuştur" onun kolunu kendime çekerek, kolundaki saate baktım.
Haklıydı baya geçmiş. Omuzlarımı silkerek kolunu serbest bıraktım. "Buradan orası yaklaşık 1.5 saatlik bir mesafe yürüyüşüydü yani her türlü 1.5 saat felan var o yüzden... yürümeye devam" omuzlarımı silkerek yürümeye devam ettim.
Kameraman yorulduğu için kamerayı kapamıştı. Onlar önden yürürken arkadan onların peşinden devam ettim.
Açıkçası şuan buranın tadını çıkarmak istiyordum.
Hayatım boyunca kaç kere Almanya ya gelebilirdim ki.
Birazdaha yürüdükten sonra önümüze oldukça kalabalık bir meydan çıkmıştı ve o kadar güzeldi ki anlatamam.
Işıklar, barlar, cafeler, sokak sanatçıları, binlerce insan...
Az ileride gitar çalan ve etrafında toplanmış olan topluluğa yaklaştım.
Genç sarışın bir çocuk, elinde gitarı ile yere oturmuş çalıp söylüyordu. Ama cidden iyidi bu işte. Güzel çalıyordu.
Etrafta ki insanlar, önüne açtığı gitar çantasına paralar atarken çantamdan cüzdanımı çıkartarak biraz para çıkardım ki fakat şöyle bir sorun vardı ki para won'du yani kore parası. Parayı euro'ya çevirmeyi unutmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sekizinci Bela || 2 #Wattys2018
Fanfiction"Yasaklanması gereken bir çeşit uyuşturucu gibiydi. Yavaş yavaş damarlarından zihnine, zihninden kalbine işleyip seni öldürüyordu. Hayır. Öldürmüyordu. Bu seferki yaşatıyordu." ©️20180301