□ 26. BÖLÜM □
Multi Medya: Bangtan Sonyeondan
#BTS ~ Born Singer
***
İğrenç ve rahatsız edici hastane kokusu burnuma dolarken, yüzümü buruşturarak gözlerimi araladım.
Gözümün önünde beyaz duvar kağıtları belirirken, olduğum yerde hafifçe dikleşerek gözlerimi odada gezdirdim.
Yan tarafta sandalye de sızmış bir adet kıl kuyruk görmem ile gözlerimi devirdim.
Ayağını hafifçe çevirerek bacağına bir tane tekme geçirdim. O teknemle hızlıca irkilerek bana doğru döndü.
"Ha, uyandın mı? Iyi misin? Nasıl hissediyorsun? Ya oluyordun korkudan. Öylece baygın ya-" telaşlı telaşli konuşup diğer yandan da beni incelerken gözlerimi devirerek sözünü yarıda kestim.
"İyim iyim de ben kaç saattir buradayım?" Gözlerini kolundaki saatine çevirdi.
"Yaklaşık olarak 5 saattir" gözlerimi büyüterek olduğum yerde dikleştim.
Bizimkiler kesin beni bulamayacında telaşlanmıştır.
Olduğum yerde durarak bir iki saniye ona baktım. "Gruba haber verdin mi?" Sanki yeni hatırlamış gibi eliyle alnına vurdu. "Tamamiyle aklımdan çıkmış. Dur arar-" elini teleofnuna götürürken hızla onu durdurdum. "Sakın. Sakın arama. Bir daha boşa telaş yapmasınlar iyim ben" kafasını sallayarak tekrarden beni süzdü.
"Emin misin iyi olduğuna?" tam cevap verecekken kapının açılması ile gözlerimi oraya çevirdim.
Her zaman ki gibi kıçı kırık doktorum elinde birkaç evrak ile içeri girdi.
"Hah uyanmam iyi olmuş. Seninle konuşmam gereken özel konular var" gözleri seo'ya kayarken kafamı salladım. "Sorun değil. Kendisi öz ve öz kardeşimdir" gözlerim seo'ya kayarken yüzündeki oluşan ışıltı ve gülümseme ile omuzlarını dikleştirdi.
"Evet ben onun öz kardeşiyim." gülerek kafamı iki yana salladım. Cidden mutlu oluyordu. Aslında bende oluyordum.
Artık onu benimsemiştim. Yabancılık çekmiyordum.
"Sen bilirsin tabi. Öncelikle susmanı ve sadece beni dinlemeni istiyorum." Odaya girdiğinden beri yüzündeki durgunluk, ne kadar da kötü haber çağırısı yapsa da boynunu çıtlatarak ona yoğunlaştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sekizinci Bela || 2 #Wattys2018
Fanfiction"Yasaklanması gereken bir çeşit uyuşturucu gibiydi. Yavaş yavaş damarlarından zihnine, zihninden kalbine işleyip seni öldürüyordu. Hayır. Öldürmüyordu. Bu seferki yaşatıyordu." ©️20180301