Sezon 2, Bölüm 20 - Canın Yanıyor Mu?(Sezon Finali)

112 5 1
                                    

Derin, bebeğin poposuna vurur ama ses çıkmaz.
Su, ağlamaya başlar.
Adom: Bir kez daha dene!
Derin, tekrar vurur yine ses çıkmaz.
Adom: Bir kez daha!
Derin, tekrar vurur ve..
"Ingaaaa!"
Herkes derin bir oh çeker.
Araf: Oğlum.( tebessümle )
Su: Bebeğim. ( mutlulukla )
Derin: Efendimiz!
Su: Bebeğimi ver bana.
Adom, göz işaretiyle Derin'e onay verir.
Derin, bebeği Su'ya verir.
Su, yaşadığı bunca acıdan sonra şimdi öyle mutludur ki.Bebeğini doyasıya kucaklar.
Araf: Çöz beni Derin. Oğlumu görmek istiyorum.
Adom: Çözün şunu.Yanlış birşey yaparsan kafasına sıkarım bilmiş ol.
Kardeşlik üyeleri Araf'ın bağlarını çözerler.Araf, Su'yu alnından öper.Bebeği alır ve sever.
Su: Oğluşumuz oldu Araf.
Araf: Evet birtanem.
Su: Onu alabilir miyim?
Araf biraz daha sever ve tekrar Su'ya verir.
Su, Araf'a eğilmesini işaret eder ve kısık sesle: " Oğlumuza zarar vermelerine izin verme olur mu?"
Araf, gözleriyle onu onaylar.
Araf: Adom, tamam artık bak istediğiniz oldu.Bırakında bebeğimizle başbaşa kalalım.
Adom: Olmaz.Bizde burada kalacağız.
Araf: Bari şu adamlarını gönder.Derin zaten sana hizmet etmiyor mu?
Adom: Peki tamam.(Adamları göstererek) Gidebilirsiniz.
Kardeşlik üyeleri evi toparlayıp çıkarlar.
Araf, Adom'a bakarak: " Sanem'in cenazesi için yardım etmeme izin verir misin?"
Adom: Ne cenazesi? Onu yakacağım.Geleneklerimize göre uğurlayacağım.
Araf: Yakmak mı? Bunu kendi kızına yapma bari.
Adom: Zaten paramparça Araf! Görmüyor musun?
Araf, başını öne eğer.
Araf: Bunu benim yapmadığımı bilmeni istiyorum.
Adom: Sinirle seni suçladım.Ama yinede hatalısın.Ne olursa olsun onu koruman gerekiyordu!
Araf: Özür dilerim.
Su: Aşkım bu adam annemi öldürdü biliyorsun dimi? Ne özür diliyorsun!
Adom: O fahişe bunu çoktan haketmişti.
Su: Düzgün konuş annem hakkında!
Adom: Ne yapacaksın?
Su, birşey diyemez.
Araf: Boşver aşkım.
Derin: Bana biraz müsaade eder misiniz efendim.Sanem'i çok severdim.Onu inançlarımıza göre anmak istiyorum.
Adom: Bundan böyle benim kızım sensin Derin.
Derin: Teşekkür ederim efendim.
Araf, şimdi olmasa bile, elbet bir gün Adom'un bu bebeği alacağını biliyordu.Bir çözüm yolu bulmalıydı.Hem babasını ona öldürten, hem de annesini öldüren bir katile birde çocuğunu veremezdi.
Su, bebeği kollarında uyuyakalır.
Araf, aynı günde Sanem'in ve annesinin öldüğüne mi üzülecek.Yoksa bebeğinin doğduğuna mı? Ama ya Derin? Neden bu kadar gizemli bu kız!
Adom, bir süre daha bebeğin başında bekler.Sonrasında evin kapısına ve pencerelerine tahtalar çakar.Dışarıdan girişi ve içeriden çıkışı tamamen kapatmıştır.
Dinlenmek için Derin'in odasına gider.Kapıyı da kitler.
Adom: Gelebilir miyim?
Derin: Gel Adom, gel.
Adom: Efendim.Dediğiniz herşeyi yaptım.Ama bana lütfen söyleyin.Bu bebeği neden sağ bırakıyoruz?
Derin: O bize lazım salak herif! Yehuda'yı kendime bağlamam gerekiyor.
Adom: Ama izin verseydiniz en azından ben öldürürdüm.Hem sizin kim olduğunuzu zaten bilmiyorlar.
Derin: Benden daha zeki olduğunu mu düşünüyorsun?
Adom: Hayır, asla.Bu zamana kadar ne emrettiyseniz yaptım.Araf'a öz babasını öldürttüm.Annesini öldürdüm.Kendi kızımı bu hale getirmenize izin verdim.Lütfen beni size olan sadıklığım hatrına bağışlayın.
Derin: Neyse, ne be adam! Çok konuşuyorsun.Ben ne dersem yapacaksın!
Adom: Siz nasıl isterseniz efendim.
Derin: Şimdi sende ki aklı bir denemek istiyorum.Bakalım ne kadar zekisin.
Adom: Buyrun efendim.
Derin: Bunca adam var sana inanan.Ve lider olduğunu düşünen.İçerde elimizi kolumuzu bağlamanıza izin vermişken, hemde silahlısın ve ben senin kızını öldürdüm.Beni öldürmeyi hiç düşünmedin mi?
Adom: Aklımın ucundan geçmedi.
Derin: Tamam ama neden? Yani bir kurşun sıksaydın kafama, zor muydu?
Adom: Siz olmazsanız biz diye birşey olmaz.
Derin: Şimdi senden intihar etmeni istesem yapar mısın?
Adom: Eğer emrediyorsanız evet.
Derin: Peki o zaman, o Sanem'in parçalarının altında bir ip var.Şu tavana as kendini.
Adom: Emredersiniz.
Adom, Derin'in emrettiği şekilde ipi alır.Tavana bağlar ve sandalyeyi çekip, ilmiği boğazına geçirir.
Derin: Sanem'e doğru dönmeni istiyorum.
Adom: Peki efendim.
Derin: Leşinin göreceği son şey kendi dölün olsun istiyorum.
Adom, Derin'in dediğini yapar.
Derin: Şimdi sandalyeyi ayağının altından çek!
Adom: Emredersiniz efendim.
Adom, sandalyeyi çeker ve boğulmaya başlar.Her ne kadar çırpınmadan efendisine karşı küçük düşmeden ölmeye çalışsa da bu onun acısını arttırıyor ve ölürken gördüğü tek şeyin kızının paramparça olmuş cesedi olması ona daha çok acı veriyor.
Yaklaşık 2 dakika sonra artık Adom, tamamen ölmüştür.
Derin çığlık atar.
Araf, hızla kapıya doğru gider.Açmaya çalışır ama kitli olduğunu farkedince omzuyla kapıyı kırar.Karşısında asılı duran cesedi görünce:
Araf: Adom?
Derin, korkudan tir tir titrer.
Araf, Derin'in yanına gelir ve onun başını okşar.
Araf: Korkma Derin, tamam geçti korkma.
Derin, ağlamaya başlar ve başını Araf'ın omzuna koyarak: "Yeter artık Araf, daha kaç ölüm göreceğiz.Çok kötü oluyorum artık."
Araf, Derin'in Su'ya koklattığı şeyden dolayı, Araf, Derin'e kendini borçlu hissetmektedir.
Araf: Korkma Derin, bundan sonra hep bir arada olacağız.
Derin, Araf'ın gözlerinin içine bakarak: "Beni hiç bırakma olur mu?"
Araf: Bırakmam, merak etme.
Derin: Teşekkür ederim.( der ve Araf'ın dudağına ufacık bir öpücük atar.
Araf, başta sersemleşsede sonuçta küçük bir öpücük olduğu için fazla önemsemez.
Derin: Bu adamı ve Sanem'in cesedini odamdan çıkartabilir misin? Bu şekilde uyumak çok korku verici.
Araf: Sen bunları düşünme canım.Yat uyu, dinlen.
Derin: Teşekkür ederim.( tebessümle)
Araf: Önemli değil, hadi uyu sen.
Derin, başını yastığa koyar.Araf, Su, Derin'in çığlığına uyanmadığı için şanslıdır.Önce Adom'un cesedini yüklenir ve onu mutfağa götürür ve sesleri bastırması için ketılı açar.Mutfağın camındaki tahtaları söker ve Adom'un cesedini dışarıya atar.Daha sonra Sanem'inkinide.Sonra annesininkini.Dışarıya çıkar ve Adom'u bir çöp tenekesinin içine atar.Sanem'i ve annesini ise arkada bir bahçeye gömer.Akşam olduğunda yine mutfak camından eve geri döner.Oturma odasına geçer ve Su'yun uyandığını farkeder.
Su: Senin ne işin var burda!
Araf: Su, benim Araf.
Su: Çık git burdan.Bide benimle dalga geçiyor.
Araf: Aşkım, neden böyle konuşuyorsun?
Su: Biz kardeşiz Araf! Bana aşkım deme!
Araf, Derin'in verdiği kokunun etkisinin geçtiğini aklına getirir.
Araf: Tamam Su.Derin'e birşey söyleyip gideceğim.
Su: Gerek yok gitmene.Ben giderim!
Araf: Yahu bebek daha yeni doğdu.Bu halde bir yere gidemezsin.
Su: İstediğim yere giderim!
Araf: Kendini düşünmüyorsun tamam da bebeği düşün.
Su: Tamam be tamam.Git konuş Derin le .Git sonra.
Araf, Derin'in odasına girer.Derin, mışıl mışıl uyuyor.Yanına gidip, dürterek uyandırır.
Araf: Derin, kalk canım sana söylemem gereken bir şey var.
Derin, yavaşça gözlerini açar.
Derin: Efendim, Araf.
Araf: Su, kokunun etkisinden çıkmış.Benim kardeşi olduğumu biliyor.Evi terketmemi istedi.Sen ona ve bebeğime bakabilir misin?
Derin: Ama hani beni hiç bırakmayacaktın?  ( dudaklarını büzerek )
Araf: Bir süre burdan uzakta yaşamam gerekiyor.Geri döneceğim.
Derin: Çok özletme olur mu? ( sevgi bakışlarıyla )
Bu sırada Su, Araf'ı herşeye rağmen affetmesi gerektiğini düşünüp odanın açık olan kapısına yanaşır.
Araf, eğilir ve Derin'i dudağından öper.Bu kez biraz uzun bir öpüşme olur bu.
Su, bu öpüşmeye sonuna kadar şahit olur.İçeriye geri döner.
Derin: Seni seviyorum.
Araf, önce gözleriyle onaylar.Daha sonra: "Bende öyle."
Araf, Derin'in odasından çıkar.Su'ya: "Bebeğime son bir kez sarılabilir miyim?"
Su, artık inandığı aşkın tamamen sona erdiğini görünce, Araf, odadayken gizlice mutfağa gidip bıçağı almıştır.
Araf, bebeğin bezin içinde kanla kaplı olduğunu görür.Gözlerini Su'ya çevirdiğinde ise Su, Araf'a son bir kez bakar.Bıçağı boğazına dayayıp: "Elveda sonsuzluğum..."

Fikr-i ÂzapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin