Sezon 2, Bölüm 4 - "Bibebileharûtevemarût"

138 5 0
                                    

Araf: Beni kardeşliğe götür.
Sanem: Hemen şimdi mi?
Araf: Evet.
Sanem: Olmaz, yarını beklemek zorundasın.Hem babam benim buraya geldiğimi bilmiyor.
Araf: Madem öyle o zaman sana birkaç sorum daha var.
Sanem: Sor bakalım.
Araf: Neden bana Yehuda diyorsunuz?
Sanem: Çünkü sen karanlığın efendisisin.
Araf: Benimle dalgamı geçiyorsun?
Sanem: Hayır Araf.İnsanların doğaüstü olarak nitelendirdikleri olayları bizler ruhumuzu açığa çıkartıp öğrenebiliyoruz.
Araf: Ne gibi?
Sanem: Zihin okuma, fal bakma, nesneleri hareket ettirme gibi şeyler.
Araf: Bana daha çok bilim-kurgu gibi geldi.
Sanem: Su neden senden ayrıldı biliyormusun?
Araf: Neden?
Sanem: Muhtemelen ona Yehuda olduğunu söylediğin için.
Araf: Ee ne olmuş söylediysem?
Sanem: O kız bizim düşmanımız Araf.
Araf: Neden düşmanımız olsunki?
Sanem: Çünkü o kız Hamarût Birliğinin baş muhafızı.
Araf: İyice kafamı karıştırdın şimdi.Hamarût ta ne?
Sanem: Hz.Süleyman'ın zamanında Babil'de ortaya çıkan iki melek vardı.Harût ile Marût.Onlar insanlara sihri öğrettiler.Ama onlar bunu kötüye kullandılar.İşte o zamandan bu yana bunu kötüye yada özgürlüğe artık sen nasıl yorumlarsan, kullananlar bizleriz.Süleyman'ın tarafındakilerde Hamarût birliği.Zaten Su'nun, Efsun adını kullanmayışının sebebi ise anlamının sihir olması.
Araf: Benim anlamadığım hem Hz.Süleyman diyorsun.Yani peygamber olduğunu kabul ediyorsun.Harût ile Marût melekleri diyorsun, meleklerede inanıyorsun.Bu sihri kötüye kullananlar olarakta bizden bahsediyorsun.Neden bizde Hamarût tan değiliz?
Sanem: 10 dakika önce sex yapıp kafamı kesmeyi planlıyordun Araf.Bizler nefsimizi serbest bırakmaya mahkumuz.
Araf: Bir yandanda düşünüyorum da Su'da benim zihnimi okuyabiliyordu yani sihir yapıyordu.Onlarda sihir yasak değilmi?
Sanem: Sihir diye birşey yok aslında.Hepsi beynini ve ruhunu nasıl kullandığınla alakalı.
Araf: Ne gibi?
Sanem: Bedenindeki statik elektriğin yükünü arttıralım.Beyninde sadece ve sadece vücudunun tamamen elektrik yüklü olduğunu hisset.Uzun süren odaklanmaların sonunda birçok nesneyi hareket ettirebileceksin.
Araf: Sana bütün bunları babanmı öğretti?
Sanem: Aslında bu anlattıklarımı bana sen öğrettin.
Araf: Peki bu hatırlamama olayı neyle ilgili?
Sanem: Kardeşlik için yaptığın onca mücadeleden sonra sanırım kendine çok yüklendin ve kendine oluşturduğun koruma kalkanı sonucunda sadece hafıza kaybıyla kurtulabildin.
Araf: İlginçmiş.
Sanem: Son zamanlarındayken bir ara bir adam getirdin kardeşliğin zindanına.Bu adam Hamarût taki en önemli adamlardan biriydi.Ona kurtuluş anahtarım diye sesleniyordun.Üzerinde öyle deneyler yaptınki; o kadar acıya nasıl dayandığını bir türlü anlayamadım.Bana dedinki bir insana acıyı yavaş yavaş tattırırsan eğer, zamanla ona alışır ve aynı acı hafif gelmeye başlar.Giderek dozunu arttırırsın ve o insan dahada dayanıklı olur.Ama birden en ağır acıyı verirsen anında ölür.O adama yaptığın işkenceyi gören kardeşliktekiler sana Yehuda dediler.Kötülüğün Efendisi.
Araf: Bu hafıza kaybım tam olarak nasıl oldu?
Sanem: Onu sadece Su biliyor.Hatta ben uzun zamandır Hamarût u yıkabilmek için rol yaptığını sanıyordum.Buraya gelince anladım.
Araf: Peki beni neden geri istiyorsunuz?
Sanem: Birincisi; kardeşlikten sadece ölün çıkabilir.İkincisi ise; babam senin için büyük kehanet diyor.Senin soyun bizim için çok önemliymiş.
Araf: İyi ama ölürsem o soy nasıl devam edecek?
Sanem: Artık bunun bir önemi kalmadı.
Araf: Neden?
Sanem: İçime boşaldın Araf.Soyunun devamını ben getiricem.
Araf: Hamile kaldığını nerden biliyorsun?
Sanem: Bu kez eminim.Çok farklı hissediyorum.
Araf: Peki Su mademki bizim düşmanımız.Neden onu öldürmeyi denemediniz.
Sanem: Senin buna karşı çıkacağını biliyorduk.Ayrıca senin hafızanı düzeltebilmesi için o bize lazım.
Araf: Bugünlük bu kadar yeter.Çok yorgunum, dinlenicem.
Sanem: Bende kardeşliğe dönsem iyi olacak.Babam beni merak etmiştir.
Araf: Peki, tamam.
Sanem: Sonra yine görüşürüz aşkım.
Araf: Görüşürüz.
Sanem üstünü giyinir ve çıkıp kardeşliğe döner.
Araf, bugün yeterince yorulmuştur.Uyur ve yarını bekler.
Son gün.. Bugün Araf kararını vermek zorunda.Ya kardeşliğe geri dönecek yada ölüm fermanını imzalamış olacak.Öğlen olur ve kapı çalar.Araf uykulu gözlerle kapıya doğru ilerler.Direk kapıyı açar.Karşısında Su'yu görür.
Araf: Su..
Su: Bugün büyük gün Araf.
Araf: Neden beni bırakıp gittin?
Su: Öyle bilmeleri gerekliydi.
Araf: Neden?
Su: Çünkü onların bilmediği iki şey var.Birincisi neden hafıza kaybı yaşadığın.İkincisi senin kim olduğun.
Araf: Ben Yehudaymışım..
Su: Onlara öyle gösterdin Araf.
Araf: Neler oluyor Su?
Su:Biliyorum allak bullak oldun.Ama dayanmalısın.Bizim için çok önemlisin.
Araf: Kimlik bunalımına giriyorum.
Su: Az kaldı canım merak etme.
Araf: Beni gerçekten seviyor musun?
Su: Tabikide.
Araf: Hafızamı neden kaybettim, birtek sen biliyormuşsun bunu?
Su: Hamarût'un eski muhafızı olan babamı öldürdün.
Araf: Ne!!?
Su: Herkes bunu yeni öğrendiğimi sanıyor.Yehuda ismini yeni duyduğumu.Bu yüzden senden uzaklaşacağımı düşündüler.Öyle de yaptım.
Araf: Peki ama babanın katilini nasıl sevebiliyorsun?
Su: Çünkü bunu neden yaptığını biliyorum Araf.
Araf: Bana hafızamı geri ver Su.
Su: Yapamam Araf.Bazı şeyleri hiç yaşanmamış gibi kabul etmelisin.
Araf: Tamam ama o kardeşliği nasıl yenicez?
Su: Gel benimle...

Fikr-i ÂzapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin