Sezon 2, Bölüm 5 - Ben Sana Aidim.

157 6 0
                                    

Su, Araf'ı Hamarût Birliği'ne götürür.
Araf: Ne kadarda güzel bir yer...
Su: Biz buraya cennet diyoruz.
Araf: Sanki rüyada gibiyim.
Su: Rüya değil Araf.Bu gerçek!
Araf, etrafta olanları izleyip kendinden geçer.
Su: Şimdi seni "fikr-i azap" a götürücem.
Araf: Fikr-i Azap mı? Orası neresi.
Su: Herşeyin başladığı yer.
Araf, Su'yun peşinden ilerler.
Su: Bak, şu ilerideki kapı.
Araf: Sanki ruhum daralıyor gibi.
Su: Korkma yanında ben varım.
Araf: Burnum kanıyor Su!
Su: Telaşlanma, birazdan geçecek.
Su, kapıyı açtığı gibi Araf bayılır.
Su, Araf'ı tokatlamaya başlar.
Su: Araf, kendine gel! Araaaf!
Sesler sanki Araf'ın kulağında çınlıyor.Burnu daha çok kanamaya başlar.
Su: Yardım edin! Onu Su'ya götürmeliyiz.
Araf'ın nabzı durmuştur.
Su: Araaaaaf! Şimdi olmaz! Bu kadar yaklaşmışken olmaz!

Bu arada Özgür Kardeşler:
Adom Katmon: Kızım, Araf'tan hala haber gelmedimi?
Sanem: Hayır baba.
Adom Katmon: Bugün son biliyorsun.Eğer gelmezse, kehanet çocuğunu öldürmemiz gerekecek.
Sanem: Bilincini tamamen kaybetmiş.Sadece arzularıyla içindeki karanlığı tetikleyebiliyorum.Eskisi gibi hiç olmayabilir.
Adom Katmon: Hamile olduğuna eminsin dimi?
Sanem: İçime boşalabilmesi için neredeyse ölecektim.
Adom Katmon: Onun soyunu senin asil kanın devam ettirmeli kızım.Gerekirse öleceksin.Ama o çocuk bize lazım.
Sanem: Onu sevişmeye tekrar ikna edebilirmiyim bilmiyorum.
Adom Katmon: Öyleyse hamile kalman şart!
Sanem: Yoksa beni öldürecekmisin?
Adom Katmon: Soyun gereği asil bir bebeğe sahip olman gerekiyor.Eğer bu çocuk Araf'tan olmazsa benden olmalı.
Sanem: Sanırım Araf'ı ikna etmekten başka çarem kalmadı.
Adom Katmon: Seçim senin.

Hamarût Birliği:

Su: Araf, iyimisin?
Araf: Ben nerdeyim?
Mâlik: Kendine gelmesi zaman alacak efendim.
Su: Araf.
Araf: Sen kimsin? Adımı nerden biliyorsun?
Su, ağlamaya başlar.
Mâlik: Efendim, onu biraz yalnız bırakalım.
Araf: Durun, ben neden çıplağım? Ayrıca bu suda neyin nesi?
Su: Sen çık Mâlik.
Araf, eliyle penisini kapatır.
Araf: Bir soru sordum sana.
Su: O hayat veren su.Çıplak girmen gerekiyordu.
Araf: Ne işim var benim burda?
Su: Seni bir yere götürüyordum.Sonra burnun kanamaya başladı.Çok kötü durumdaydın.Buraya getirmekten başka çarem yoktu.
Araf: Peki sen kimsin?
Su: Ben senin eşinim Araf.( Aşkla bakarak)
Araf: Nerden bilicem eşim olduğunu, sana nasıl güveneyim?
Su: Elini uzat ve gözlerini kapat.
Araf, elini uzatır ve gözlerini kapatır.Su'ya dokunduğu an, gözünün önüne çiçekçide vurulduğu ve Su'ya, öleceğini hissettiği, son anlarında ki söyledikleri gelir.
Su, elini çeker.Araf, gözlerini açar.Su, Araf'ın gözlerinin içine bakar.Su'yun gözünden bir damla gözyaşı süzülür Araf'ın eline.
Araf, tekrar gözlerini kapatır ve açtığında:
Araf: Hatırlıyorum!
Su, yüzünde bir tebessüm, gözleri hala ağlamaklı.
Araf: Su, geçmişi hatırlıyorum.Özgür Kardeşliği, seninle yaşadıklarımızı.
Biraz duraksar ve boğuk bir tonla: "Hatta, hafızamı neden kaybettiğimi."
Su: Seni çok özledim.
Araf: Baban için üzgünüm Su.( pişmanlıkla )
Su: Bunu kendi iyiliğin için yapmak zorundaydın.
Araf: Yanıma gelirmisin.
Su başıyla onaylar.Suyun içine girer.
Araf, Su'nun yanağını ve saçını gezdirir ellerinde.
Araf: Sen ne fedakar bir aşıksın.
Su: Bedenimde, ruhumda sana ait.
Araf: Ama öyle bakma bana.
Su: Neden ( hala ağlamaklı gözler, özlem gideren tebessümler ile)
Araf: İçimi huzur kaplıyor.
Su: Bu, iyi birşey değilmi?
Araf, biraz utanır ve daha yeni dikkatini çekmiştir.
Araf: Üstün ıslanmış.
Su: Benim adım neden Su biliyormusun?
Araf: Çünkü tıpkı bu su gibi; temizsin, berraksın.Hayat veriyorsun.
Su: Öyleyse kirleri üstümden atmalıyım.
Araf: Nasıl?
Su, kıyafetlerini çıkartır.Araf gibi, çırılçıplak kalır.
Araf: Çok güzelsin!
Su, daha fazla dayanamaz ve Araf'ın dudaklarına yapışır.Deliler gibi öpüşürler.
Araf, Su'yun boynundan öpmeye ve emmeye başlar.Su, gözlerini kapatır.Araf, Su'nun göğüslerine dokunur.Nazik ve aşkla.Sonra tekrar dudaklarına yapışır.Bir süre devam ederler.Ardından Su, Araf'ın penisini ellemeye başlar.Araf hiç olmadığı kadar hazza bulanır.Şimdi dimdik olur.
Su: İçime girmeni istiyorum!
Araf: Eminmisin?
Su: Evet, hemen şimdi!
Su, Araf'ın kucağına oturur.Yavaşça penisini içine alır.Gözleri tamamen kapanır.Araf tekrar Su'nun dudaklarına yapışır.Penisini yavaş yavaş içine sokup çıkartır.Su, orgazm olmuştur bile.Titremeye başlar.Araf, penisinin tamamını içeri sokar ve Su'ya sıkıca sarılır.Su, dişleriyle alt dudağını ısırır.Göğüs uçları sertleşir.Su, adeta kendinden geçer.Araf bu kez biraz hızlanarak gitgellere devam eder.
Araf: Geliyor!
Su: Benim ol!
Araf, yine penisinin tamamını Su'nun içine sokar ve birkaç saniye boyunca boşalır.
Araf: Sen nasıl birşeysin.
Su: İçimden çıkma.Hep benim ol!
Araf: Ben sana aidim!

Fikr-i ÂzapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin