Ecrin'in ölümünün üstünden tam bir ay geçer.Araf hala onun katilini bulamamıştır.Su bir aydır okula gitmemiştir.Araf'ın da ona bakacak yüzü olmadığı için gidipte Su'yu görmez.Her gün okulda olurda onu görürüm belki bugün gelir diye bekler.Annesiyle de adam akıllı iki sohbet etmemiştir.Bu kez eve geldiğinde annesi onu karşısına alır.
Rukiye Hanım: Bak oğlum.Tamam üzgünsün anlıyorum.Ama benimde içim yanıyor.Herşeye rağmen hayat devam ediyor.Hiçbir şey olmamış gibi davranmanı beklemiyorum ama ben senin annenim.Nolur konuş benimle artık.
Ve Rukiye Hanım ağlamaya başlar.
Araf, onu yeterince üzdüğünün farkına varır ve ona sarılır.
Araf: Tamam anne.Ağlama artık.Eskisi gibi olacağız söz veriyorum sana.
Rukiye Hanım: Su'yu da üzme olur mu oğlum?
Araf: Onu gördüğüm bile yokki.
Rukiye Hanım, toparlanır.
Rukiye Hanım: Nasıl yani? Bir aydır onu görmüyor musun?
Araf: Hayır anne.En son cenazede gördüm.Evine gidip yüzüne bakacak cesareti de bulamadım.
Rukiye Hanım: İyi ama ya başına birşey geldiyse?
Araf: Aman anne, o nasıl söz?
Rukiye Hanım: Git bak ona.En zor zamanlarında yanında olman gerekiyordu.Daha fazla vakit geçmeden gidip bi gör onu.
Araf: Galiba haklısın anne.
Rukiye Hanım: Hadi daha ne duruyorsun?
Araf, evden çıkar ve Su'yun evine doğru yola koyulur.Onu gördüğünde ne diyeceği hakkında en ufak bir fikri yoktur.Ama onu görmesi gerektiğine emindir.Düşünceli adımların sonunda onun evinin kapısına gider.Kapıyı çalar ve kapıyı annesi açar.
Efsun Hanım: Sen de kimsin?
Araf: Ben Araf.Su'yun okuldan arkadaşıyım.
Efsun Hanım: Bekle burda.
Araf, kötü bir cevap almadığına sevinir.En azından Su'yun yaşadığına artık emindir.
Çok geçmeden Efsun Hanım kapıya geri döner.
Efsun Hanım: Gir içeri.Ama Su şuan uyuyor.Sakinleştiricinin etkisinde.
Araf, Su'yun sakinleştirici aldığını duyunca üzülür.En azından bir aydan sonra onun yüzünü görebilmek bile kesinlikle iyi gelecektir.
Araf, kapıdan içeri girer ve oturma odasına geçer.
Efsun Hanım: Su, şuan odasında.Birazdan sakinleştiricinin etkisi geçer, uyanır.
Araf: O nasıl peki? Yani Ecrin den sonra?
Efsun Hanım: Onun ölümü Su'yu çok üzdü.Bir aydır benimle tek kelime konuşmadı.Sürekli odasında ağlıyor ve kabus görüp çığlıklarla uyanıyor.
Derken içeriden bir çığlık sesi yankılanır.
Araf ve Efsun Hanım, koşarak Su'yun odasına giderler.
Efsun Hanım, Su'ya sarılıp onu sakinleştirmeye çalışır.
Araf, Su'ya bakınca içi parçalanır.Eskiden ona bakınca içine yaşama enerjisi dolardı.Her saniye daha da aşık olurdu.Şimdi ise yüzü bembeyaz olmuş.Bilinci kendinde değil.Berbat bir halde.
Efsun Hanım, kızını sakinleştirmek için bir sürü şey söyler.En sonunda ise :"Canım bak arkadaşın geldi, Araf."
Su, bu ismi duyunca sakinleşir.
Su: O nerde anne?(titrek ve ağlamaklı bir sesle)
Efsun Hanım, bir aydır kızıyla tek kelime konuşamamışken bir çocuğun çıkıp gelişiyle, kızının ağzından "anne" kelimesini sonunda duymuştur.Çok sevinir ve gözyaşıyla çekilip kapının dibindeki Araf'ı gösterir.
Su, onu görünce gözünden acı dolu bir yaş akar."Gel, sana sarılmak için, acılarımı hafifletmen için bu kadar zaman bekledim.Gel be adam" diye konuşmak ister ama yapamaz.Uzun uzun bakar ona.
Efsun Hanım: Gir içeri Araf.Ben sizi yalnız bırakayım( der ve odadan çıkar.)
Araf, Su'yun yanına oturur.
Su, öylesine acı dolu bakar ki Araf'a, Araf dayanamaz.
Araf: Bakma öyle.(içi parçalanarak)
Su, aynı şekilde bakar.
Araf, parmaklarını onun öptüğü yanağında gezdirir.Su, Araf'ın elinin üstüne kendi elini koyar ve onun elini öperek gözlerini kapatır.
Araf'ın gözlerinden yaşlar akar.
Araf: Geç geldiğim için özür dilerim.
Su, eliyle yanına yatmasını işaret eder.Araf, Su'yun gösterdiği gibi yanına uzanır ve gözlerinin içine bakar.
Su, zoraki bir sesle: "Beni hiç bırakma olur mu?"
Araf: Birdaha asla.
Su, Araf'ın elini sımsıkı tutar ve dakikalar sonra uyuyakalır.
Araf, o rahat uyusun diye elini çekip gitmek ister ama Su, onun elini öylesine sıkıyor ki kurtulamaz.Yatağın yanı başındaki koltuğa geçip, oturur şekilde uzanır.Eli hala Su'yun elinde.Oda orada uyuyakalır.
Efsun Hanım, içeriye girip baktığında Su'yu ilk kez bu kadar huzurlu uyurken görür.Yüzü sonunda güler ve içeriye geri döner.
Saatler sonra Araf uyanır ve Su'yu uyandırmak ister.
Araf: Su..
Su, ilk kez kabus görmeden uyanır.Ve ellerinde Araf'ın elleri..
Su: Hı.
Araf: Hadi kalk canım.Üstünü giyin de bir iki lokma bir şeyler ye.
Su: Olmaz.
Araf: Neden ama?
Su: Sen gitmiyceksin dimi?
Araf: Hayır canım burdayım.İçeride seni bekliyorum.
Su, sessizce ağlamaya başlar.
Araf: Ağlama ama.
Su: O artık yok Araf..
Araf'ın gözünden öyle acılı bir yaş akar ki.Ecrin'in öldüğü an böylesine derinden üzülememiştir.Su'ya sıkıca sarılır.
Araf: Ben hep yanındayım bitanem.Nolur artık üzme kendini.
Su: Beni onun yanına götürür müsün?
Araf: Daha çok kendini kahredeceksin.Yapma, böyle nolur.
Su: Ama onu çok özledim.
Araf: Bende öyle ama böyle yaparsan kendine acı vermekten başka bir şey yapmamış olursun.
Su, ağlamaya devam eder.Ses tonu tamamen incelmiştir.
Araf: Kendini harap ettin be prenses.Hadi kalk ayağa.
Su: Yapamıyorum.
Araf: Onun intikamını alacağım sana söz veriyorum.
Su: O geri gelecek mi?
İşte bu soru.. Araf, kalbinden vurulmuşa döner.Bir aydır kendisine sormaya korktuğu bu soru.İntikamını alınca ne acısı hafifleyecek nede Ecrin geri dönecek..
Araf: Ecrin seni böyle görse ne derdi?
Su: Deme.. Onun ismini söyleme nolur..
Su, feryatla ağlamaya başlar.
Efsun Hanım'da içeriye girer.Su'yu yine bu halde görünce içi parçalanır.
Efsun Hanım: Kuzum, nolur ağlama artık.
Su, daha fazla dayanamaz ve halsiz düşüp bayılır.
Efsun Hanım, telaşla serum getirip takar.
Araf, üzüntüden ne yapacağını bilemez.
Eve gidip annesine durumu anlatır ve Su'yun yanına geri döner.Araf, hergün okuldan çıkar çıkmaz Su'yu ziyaret eder.Su, gün geçtikçe daha iyi olur.İkinci ayın sonunda artık kendini toparlamıştır.Yemek yiyor, annesiyle ve Araf'la konuşabiliyor.Araf, artık okula geri dönmesi gerektiğini düşünür.
Araf: Canım bak artık iyice kendine geldin.Okula dönme zamanın geldi diye düşünüyorum.
Su'nun yine gözlerinden yaş gelir.
Araf: Niye ağlıyorsun?
Su: Onun oturduğu sıraya başkası geçmedi dimi?
Araf, Su'yun bu denli üzülebileceğini, onu hatırlatabilecek en ufak şey de tekrar ağlayacağını bildiği için günlerdir Ecrin ile ilgili hiçbir şey konuşmamıştır.
Araf: Hayır canım.Kimse oturmuyor.
Su: Ama ben hergün o boş sıraya baktığımda yine aklıma gelecek.
Araf, artık dayanamaz ve patlar.
Araf: Yeter artık Su.Kendini bu kadar yıprattığın yetmedi mi? Kendine gel artık!
Su, hüngür hüngür ağlamaya başlar ve kendisini odasına kapatır.
Efsun Hanım: Niye bağırıyorsun kızıma!
Araf, kendisini çok üzgün hisseder ve kısık bir sesle: "Özür dilerim." der.Evi terkedip gider.
Efsun Hanım, arkasından bağırır: "Seni bir daha kızımın etrafında görmek istemiyorum!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fikr-i Âzap
Mystery / ThrillerOkumaya başlayacağınız hikaye tamamen hayal ürünü değildir.Uyarıyorum, hikayenin büyük bir kısmı yaşanılmıştır.Kişilerin isimleri değiştirilmiştir. Başlarında tamamen sadistçe gelebilir.Hatta bunlar deepweb'den değilmi diyebilirsiniz.Üst akıl gerekt...