Araf: Ne oldu?
Su: Burdan hemen gitmeliyiz!
Araf: İyide nereye?
Su: Bilmiyorum.Ama gitmemiz gerek!
Araf: Bi sakin ol.Ne olduğunu anlat bana.
Su: Olamam Araf! Bizi her an bulabilir!
Araf: Kim?
Su: Efsun.
Araf: Efsun sen değilmiydin?
Su: Hayır, o annem.Merza salağı beni onunla karıştırıyor.
Araf: İyide annense neden kaçıyoruz?
Su: Çünkü kendisi..
Su lafını bitiremeden bir anda kapı açılır ve:
Efsun Hanım: Bakın burda kimler varmış.
Su: Anne.( korkak bir sesle)
Efsun Hanım: Annesinin bir tanesi ve yine şu şapşal çocuk!
Araf: Şapşal derken?
Su: Anne ya daha kaç kere söylücem ona şapşal demeyi kesmelisin.
Efsun Hanım: Neden kesecekmişim.Gayette şapşal işte.
Araf: Öhöm öhöm.
Su: Ya aşkım, sen annemin kusuruna bakma.O böyle biraz patavatsızdır.
Araf: Aşkım derken?
Efsun Hanım: Patavatsız derken?
Su, iki arada bir derede kalmıştır.Tartışmalarından ne dediğini bile duyamaz.En son dayanamayıp: "Susuuuun!"
Bir kaç saniye sessizlik...
Su: Oh be.Bi susun artık ya!
Efsun Hanım: Bu şapşalla sevgili olmanı kabul etmiyorum.
Su: Anne o sevgilim değilki.
Efsun Hanım: Neden aşkım diyorsun o zaman?
Su: Çünkü o kocam.Biz evliyiz.
Efsun Hanım: Evlimisiniz? Ay bana birşeyler oluyor.Ayy.Tansiyonum düşüyor galiba.Kızım öyle durmasana! Koş birşeyler getir!
Su: Off anne yaaa!
Araf şaşkın şaşkın anne kıza bakar.
Birkaç saat böyle devam ederler.
Akşam yemekte;
Efsun Hanım: Ben anlamam kızım, bu şapşaldan boşanacaksın.
Su: Annecim, ayıp olmuyormu?
Efsun Hanım: Nesi ayıp olacak.Şunun tipe bak.At tepmiş gibi.
Araf: Annecim, hakaret etmeseniz?
Efsun Hanım: Anne deme bana.Senin annen yok.
Araf, bir an için kendi annesini düşünür.Yemekten kalkar ve dışarı çıkıp sigara yakar.
Su: Aferin sana!
Efsun Hanım: Ne dedimki ben şimdi?
Su: Çocuğun annesi gözlerinin önünde öldü.Sen kalkıp senin annen yok diyorsun!
Efsun Hanım: Aman be, ben nerden bileyim öldüğünü.
Su: Ya bide pişkin pişkin duruyorsun.Kalk Araf'tan özür dile.
Efsun Hanım: Sen bana emirmi veriyorsun?
Su: Annecim.Sevmesen bile en azından saygı duy.Çocuğun annesi öleli daha 1 yıl bile olmadı.
Efsun Hanım: Öff, aman tamam be.Dileriz özür.
Su: He şöyleee.
Efsun Hanım masadan kalkar ve Araf'ın yanına gider.Araf, Efsun Hanım'ın geldiğini görür görmez sigarayı söndürür.
Efsun Hanım: Şş şapşal, şey yani A, Araf.
Araf: Efendim.
Efsun Hanım: Şeeey.
Araf: Tamam, tamam.İçinizden gelmeyen bir şeyi yapmak zorunda değilsiniz.
Efsun Hanım: Zaten öyle birşey de düşünmüyordum.Beni bundan kurtardığın için teşekkür ederim.
Ve Efsun Hanım içeri geçer.
Araf içinden: " Ne gamsız bir kadın ya! Su'nun neden annesinden kaçtığını şimdi anlıyorum.
Su: Ne yaptın anne, özür diledin mi?
Efsun Hanım: Yoo.
Su: E hani özür dileyecektin?
Efsun Hanım: İçinden gelmiyorsa yapmak zorunda değilsin dedi.Bende yapmadım.
Su: Ya sen ona ne bakıyorsun.O gururundan öyle söylemiştir.
Efsun Hanım: Amaan kızım banane ya öldüyse ölmüş.
Su: Hiçbir şey demiyorum sana.Ne yaparsan yap!
Efsun Hanım: Bana bak.Anneyle ters konuşulmaz.
Araf içeri girer ve Su'ya: "Annen doğru söylüyor canım.Ben dedim ona özür dileme diye.Ayrıca doğru, annenle ters konuşma"
Efsun Hanım: Şapşal haklı.
Su: Ama aşkım...
Azar: Tersleme sakın.Annen her zaman haklıdır.Keşke benimkisi de yaşasaydı da gerekirse hergün beni dövseydi.
Su, Araf'ın gözlerinin içinde kaybolur resmen ve farkında olmadan ağlamaya başlar.
Araf tekrar dışarı çıkar ve bir sigara daha yakar.
Efsun Hanım ise : " Kızım, boş boş duracağına bana çay koysana! "
Su: Eh anne ya, sana daha ne diyim.
Su, annesinin çayını koyar ve Araf'ın yanına gider.Sigara içtiğini görür.Araf tam onu farkedip sigarayı atacakken, Su : " İç, canım iç.Benden saklamana gerek yok."
Araf: Teşekkür ederim.
Su: Ne için?
Araf: Kızmadığın için.
Su: Niçin kızayımki.
Araf: Annenin yanında öyle konuşmamalıydım.Saygısızlık ettim.
Su: Ne saygısızlığı ya, asıl o saygısız.
Araf: Olsun, öyle deme.
Su: Ama ben biliyordum.Bir gün beni bulacağını.
Araf: Niye kaçıyordunki?
Su: Senin yanında olabilmek için.
Araf: Nasıl yani? Biz zaten tanışalı ne kadar olduki? Zaten biz tanıştığımızdan beri onun yanında kalmıyorsun.Kalsan haberim olurdu.Hatta bana hiç bahsetmemiştin bile.
Su: Araf..
Araf: Efendim.
Su: Şey, benim sana birşey söylemem lazım.
Araf: Tamam, söyle.
Su: Şeey biz aslında seninle lise 1 den beri tanışıyoruz.
Araf: Nasıl yani?
Su: Okulun ilk günüydü.Ben lise 2 ye geçmiştim.Sen ise yeni başlıyordun okula.O ilk gün, seni son sınıftan çocuklar feci şekilde herkesin ortasında rezil etti.Bunlar bir çocuktan haraç almaya kalkarken, sen buna engel olmak istedin.Onlarda seni okulun ortasınsa don, atlet kalana kadar soyup, üzerine işediler.Sonrada tekme tokat dövdüler.Birinin vurduğu tekme omuriliğine geldi ve ordan beyne giden sinir hücrelerin hasar gördü.Tabi okulun ilk günü olduğu için bu olayı annem falanda gördü.Seni ordan tanıyor yani.Daha sonraları sen okula gidip gelirken, kimse seninle arkadaş olmazdı.Bende bu duruma çok üzülmüştüm ve birgün okul çıkışında sen otobüse binerken, çantandan bir kağıt düştü.Bende onu tuttum ve otobüse bindim.Sana verecekken merak edip baktım ve kağıtta benim çıplak resmim vardı.Çok utanmıştın sana uzattığım da.Kem küm ediyordun.Bense senden hoşlanmıştım ve utanmana gerek yok.Kızmadım dedim.Daha sonrada merhaba ben Efsun, senin ismin ne dedim.Araf dedin.Böylece tanışmış olduk.
Araf: Ee sonra ne oldu?
Su: Şimdilik bu kadarını bilmen yeterli kuzum.
Araf: Peki ama neden kendini Efsun olarak tanıştırdın.
Su: Çünkü kimlikteki adım Efsun ve okulda herkes beni Efsun olarak biliyordu.
Araf: Peki Su nerden geliyor?
Su: Annemle aynı ismi kullanmamak için Efsun ismini kısaltıp Su yaptım.
Araf: Hmm.Peki ama daha sonra devamını anlatacaksın tamam mı?
Su: Tamam canım anlatırım.Şimdi içeri geçelim.Annem huylanmıştır.
Efsun Hanım: Suuu! Nereye kayboldunuz!
Su: İti an, neyse...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fikr-i Âzap
Misterio / SuspensoOkumaya başlayacağınız hikaye tamamen hayal ürünü değildir.Uyarıyorum, hikayenin büyük bir kısmı yaşanılmıştır.Kişilerin isimleri değiştirilmiştir. Başlarında tamamen sadistçe gelebilir.Hatta bunlar deepweb'den değilmi diyebilirsiniz.Üst akıl gerekt...