Sezon 3, Bölüm 11 - Geçmiş Gelecek

52 2 0
                                    

Araf: Beni sorgulamaman gerekiyor.
Su: Bunca zaman yanında kalmamın sebebi babamı kurtarmaktı bunu biliyorsun.
Araf: O iyi biri değil Su.
Su: Ne olursa olsun o benim babam!
Araf: Zamanla anlayacaksın.
Su: Bence sen sadece saçmalıyorsun!
Su, ağlayarak Araf'ın yanından gider.
Araf, arkasından seslense de dönüp bakmaz.Doğruca Hamarût'un yolunu tutar.
Su, Hamarût'a geldiğinde Mâlik ile konuşur.
Su: Mâlik!
Mâlik: Efendim Su.Hem neden bu kadar sinirlisin.
Su: Buranın lideri Araf mış doğru mu?
Mâlik afallar.
Mâlik: Bunu sana kim söyledi?
Su: Öyle mi değil mi?
Mâlik: Evet öyle.
Su: Buranın baş muhafızı ben olduğuma göre onu birdaha bu kapıdan içeriye almayacaksınız!
Mâlik: Ama nasıl?
Su: Sana emrediyorum Mâlik!
Mâlik: Peki efendim.(fazla üstelemeden)
Su, odasına gider ve ağlamaya başlar.Araf'ın bütün bunları neden yaptığına anlam veremez.Bunca zaman geçti.Belki de ona aşık olması bile bir numaraydı.Araf'ın tek istediği onun babasını öldürmekti.Hem öyle bile olsa bunu neden istesin ki? Yani babası kötü biri diye öldürmek zorunda mı? Hem hiç mi sevmedi? İnsan severse herşeyden vazgeçmez mi? Bir yandan babasını görememenin acısı, bir yandan Araf'ın onu sevmediği düşüncesi Su'yu yiyip bitirir.
Araf, Su'nun sinirinin hemen geçmeyeceğini bildiği için Hamarût'a uğramaz.Aradan tam 1 ay geçer ama Araf ortalarda yok.Su, sinirinin bir çoğunu içinden atmıştır.Artık Araf'ın neden gelmediğini merak eder.Acaba başına bir şey mi geldi? Bu sürenin düşünmek için yeteri kadar uzun olduğunu farkedip sonunda arayışa geçmek ister.Soluğu Malîk'in yanında alır.
Su: Mâlik.(ona bağırdığının farkındadır.Biraz pişman bir tonla)
Mâlik: Efendim Su.(sanki hiçbir şey olmamış gibi)
Su: Şey sorucaktım sana.
Mâlik: Dinliyorum.
Su: Araf.
Mâlik: Ee, ne olmuş ona?
Su: 1 ay oldu ortalarda yok.Acaba diyorum başına birşey gelmiş olmasın.
Mâlik: Sanmıyorum.Öyle birşey olsa haberim olurdu.
Su: Peki nerdedir sence?
Mâlik: Sana zaten herşeyi anlatmadı mı?
Su, bir anda: "Tabi yaa."
Mâlik: Nerde olduğunu biliyorsun öyleyse.
Su: Beni oraya götür Mâlik.
Mâlik: Yapamam.
Su: Ama Araf'a birşey olmuş olabilir.
Mâlik: Yapamam.Çünkü bilmiyorum.
Su: Seni hiç oraya götürmedi mi?
Mâlik: Götürseydi de herşey açığa mı çıksaydı? Hem sende gidemezsin.Yoksa bir şeyler bildiğini anlarlar.
Su: Ne yapıcaz öyleyse.Böyle bekleyecek miyiz?
Mâlik: Bir ev var.Sana tarif edicem.Oraya git ve bekle.Hergün Araf oraya mutlaka uğrar.
Su: Hemen söyle neresi orası?
Mâlik: Söyleceğim.Ama dikkatli ol.Oraya gittiğini kimse bilmemeli ve görmemeli.
Su: Sen söyle yeter ki.
Mâlik, Su'ya gitmesi gereken yeri anlatır.
Su, başına bir örtü takar ve kimseye gözükmeden Mâlik'in anlattığı eve gider.Kapıyı açıp içeri girer ve beklemeye başlar.
Saatler sonra kapı açılır ve Araf içeri girer.
Su'yu karşısında görünce koşup ona sarılır.
Su, şaşkın şaşkın bakar ama oda kollarını atar.Geçen zamanın ardından onu özlediğini farkeder.Ve hiç değilse onu kullanmadığını ve gerçekten aşık olduğunu anlayınca içini huzur kaplar.Biraz bu şekilde kalırlar ve Su: " Şapşal."
Araf, gülümseyerek: "Seni çok özledim."
Su, Araf'a sarılmayı bırakır ve onu kollarından atarak: "Neredeydin sen 1 aydır?"
Araf: Sinirinin geçmesini bekledim.
Su: Tamam bak beni sevdiğini biliyorum.Ama neden babamı öldürmek zorundasın bana bunu açıkla nolur.
Araf: Geç otur şöyle.
Su, oturur.Bu kez sakince dinlemeye başlar.
Araf: Babanın kötü biri olduğunu söylemiştim.Ve ayrıca sırf kötü diye onu öldürmüyorum.Bunun nedeni kardeşlikten kurtulmamın tek yolu bu.
Su: Bu çok saçma.
Araf: İnan bana buna mecburum.Seni seviyorum Su.Bunu bile bile neden yapayım ki?
Su'nun yüzü asılır.Ecrin öldüğünden bu yana ilk kez bu kadar kötü hisseder kendini.Babasının kötü biri olduğunun farkındadır ama sonuçta o babası.Ama Araf'a da aşık.
Araf, Su'nun hiç beklemediği bir anda dudağına bir öpücük kondurur.
Su, şaşkına döner.Bu onların ilk öpücüğü.Böyle mi olması gerekiyordu.Utancından ne yapacağını bilemez.Yüzü kıpkırmızı olur.
Araf: Utandın mı?
Su, onun gözlerinin içine bakamaz.
Araf: Şimdi daha fazla utanman gereken bir şey yapacağız.
Su: Hı?(utanarak)
Araf: Birbirimizin vücutlarını görmemiz gerek.
Su: Ne!( Araf'a tokat atar.)
Araf: Merak etme.Cinsel ilişkiye gireceğiz demiyorum.
Su: Ne diyorsun peki!
Araf: İleride bu birbirimizi hatırlamamız için gerekecek.
Su: Ne saçmalıyorsun!
Araf, kıyafetlerini çıkarmaya başlar.
Su, gözlerini kapatarak: "Manyak mısın sen!"
Araf, onun dediklerini dinlemez ve tamamen soyunur.Su'nun gözleri hala kapalıdır.
Araf, Su'nun ellerini gözlerinden çeker.
Su, bir an için Araf'ı çırılçıplak görse de hemen arkasını döner ve kapıya doğru ilerler.
Araf, Su'nun kolundan tutarak: "Korkma Su, bir şey yapmayacağım."
Su: Bırak kolumu!
Araf: Eğer sana birşey yapacak olursam birdaha konuşmayız tamam mı?
Su, sırtı dönük cevap verir: "Ama bunu neden yapıyorsun?"
Araf: Bir sebebi olmasa böyle saçma bir şey yapar mıyım?
Su: Hayır.Ama çok saçma.
Araf, Su'nun omzundan tutup kendisine doğru çevirir.Su, telaşla gözlerini kapatır.
Araf: Aç gözlerini canım.Utanmanı gerektirecek bir şey yok.
Su, saçma olduğunu bilse bile Araf'a aşıktır ve onun kendisine zarar verecek bir şey yapmayacağına emindir.Gözlerini yavaşça açar ve Araf'ı çırılçıplak görür.
Araf, çekmeceden kağıt kalem alır ve Su'ya uzatarak: "Geç otur ve beni çiz."
Su: Ama bu çok saçma Araf.
Araf: Canım emin ol bu gerekli.
Su, koltuğa oturur ve Araf'ın her detayını çizer.Bir erkeğin cinsel organını ilk kez görmüştür.Ama nedense bu onu o kadar utandırmaz.Araf'ın sakinliğini ve kendinden emin oluşunu gördükçe gayet normal karşılar ve onu resmeder.
Araf: Şimdi sıra sende.
Su: Asla!

Fikr-i ÂzapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin