Sezon 3, Bölüm 18 - Daha mı Derin?

60 2 0
                                    

Araf, kapıyı açıp dışarıya çıkar.
Araf: Senin ne işin var burda?
Mâlik: Planımızda bir sorun var.
Araf: Bunu burda konuşmaman gerekiyor.Hamarût'a git ve beni orda bekle.
Mâlik: Ama bu çok önemli.
Araf: Git diyorum sana Mâlik.Kardeşlikten biri seni burda görürse tüm planımız bozulur.
Mâlik: Ama..
Araf: Sana git diyorum!
Mâlik: Mutlaka benim yanıma uğra.
Araf: Tamam, en yakın zamanda.
Mâlik, Hamarût'a doğru geri gider.
Araf, kapıyı kapatıp içeri girer ve Su, uyanmış, karşısında bekler.
Su: Kimle konuşuyordun Araf?
Araf: Hiiç, hiç kimseyle.
Su: Sanki Mâlik'in sesini duydum gibi geldi.
Araf: Sana öyle gelmiş canım.Neyse boşver onu sen.Kahvaltı hazırladım.Biraz oturda birşeyler ye.
Su: Peki canım.
Araf, kahvaltı boyunca Mâlik'in dediklerini düşünür.Su ise Merza'ya yaptığını.İkisi de suskun suskun oturur.
Araf, bu sessizliği bozar: "Ne düşünüyorsun?"
Su, bunu Araf'a anlatması gerektiğini düşünür.
Su: Aslında sana anlatmayacaktım ama.Düşün düşün kafayı yiyeceğim.
Araf: Anlat bakalım.
Su: Dün sen evden çıktıktan 5 dakika sonra kapı çaldı.Senin beni özleyip geri geldiğini düşündüm ama nerdee..
Araf: Ee kimdi peki?
Su: Derin diye bir kız.
Araf: Derin mi..
Su, Araf'ın yüzündeki tedirginliği farkedip sorar: "Neden bu kadar tedirgin oldun, yoksa o kızla aranızda bir şey mi yaşandı?"
Araf: Yok canım öyle bir şey değil.Sen anlatmaya devam et.
Su: Neyse, bu dedi ki ben Araf'ın arkadaşıyım.Başta bir huy kaptım ama sonra bana dostluk teklif etti ve verilebilecek en güzel hediyeyi verdi.
Araf: Hediye mi? Neymiş o?
Su: Ecrin'i kaçıran o adamı.
Araf: Ama onu o öldürmedi ki.
Su: Öldürene ulaşmam daha zor.En azından kaçırandan hıncımı almak istedim.
Araf: Ne yaptın peki?
Su: Başta aklımdan çok şey geçti ama ona verilebilecek en iyi cezayı verdim.
Araf: Neymiş o?
Su: Bir okulun bahçesinde çırılçıplak bırakıp herkese rezil etmek.
Araf, gülerek: "Bu da nereden aklına geldi."
Su: Ne bileyim ya, bir anlık sinirle çıktı öyle ağzımdan.
Araf: Neyse en azından biraz da olsa için rahatlamıştır.
Su: Bilmiyorum.Ne yaparsam yapayım artık Ecrin yok.
Araf: Öyle yada böyle buna alışman gerekiyor.
Su: Haklısın.
Araf, yemeğini yedikten sonra dışarıya çıkar.Mâlik'in yanına gitmek için Hamarût'a doğru yola koyulur.

Bu arada Özgür Kardeşlik'te;
Derin, Hannas'ın tutsak olduğu odaya girer.
Hannas: Bu son görüşmemiz sanırım.
Derin: Maalesef.
Hannas: Her şey konuştuğumuz gibi mi?
Derin: Evet, Araf'a verildi görev.
Hannas: Güzel.Sen nasılsın?
Derin: Tek bir sorun dışında iyiyim.
Hannas: Nedir o?
Derin: Yusuf'un Araf'a yaptıklarından haberdarım.Bir çıkış yolu aradığını da biliyorum.Mâlik ile olan planını zaten biliyoruz.Fakat geçen gün seni mühürlemesi için odaya soktuğumda çok ters bir şey oldu.
Hannas: Yüzükten dolayı mı?
Derin: Evet.Beni de mühürledi ve tek bir çıkış noktamın olduğunu biliyorsun.
Hannas: Yapman gerekeni yap.
Derin: Buna dayanabilecek misin?
Hannas: Plana sadık kalmalıyız.
Derin: Babil'den beri bunun için çabalıyorum.
Hannas: O geri dönecek, şüphen olmasın.
Derin: Kendine iyi bak kardeşim.
Hannas: Sende öyle.
Derin, odadan çıkar ve Su'yun yanına doğru yola çıkar.

Araf ise Hamarût'a varmıştır.Mâlik'in yanına gider.
Araf: Nedir o önemli konu?
Mâlik: Birdaha eskisi gibi olamayabilirsin.
Araf: Ters giden bir şey mi var?
Mâlik: Yok ama olacak.
Araf: Çıkart şu ağzındaki baklayı.
Mâlik: Hannas, herşeyin farkında.Ancak yinede seni Adom'a ihbar etmedi.Yani çoktan peşine düşmeleri gerekiyordu.Öleceğini bile bile buna neden izin veriyor?
Araf: Sanırım Su'nun sayesinde.
Mâlik: Nasıl yani?
Araf: Onu babasıyla görüştürdüm ve ona benden bahsetmiş.Kızının üzülmemesi için belki de bir şey dememiştir.
Mâlik: Sonunda ölüyor olsa bile mi?
Araf: Sonuçta babası.
Mâlik: Bilemiyorum.Ve beni bilirsin.Ben şüpheyi sevmem.
Araf: Sakin ol Mâlik.Planımızda bir sapma yok.Aynen devam edeceğiz.
Mâlik: İnşallah dediğin gibi olur.
Araf: Sen merak etme.
Ve Araf, Hamarût'tan çıkıp Özgür Kardeşliğe doğru yola çıkar.

Derin, Su'nun yanına varır.Su, bu kez onu sorgulamadan içeri alır ve sohbete başlarlar.
Derin: Nasıl hissediyorsun Su?
Su: İyi mi yaptım kötü mü bilmiyorum.Ama Ecrin'in ölümüne olan acım hafifledi gibi.
Derin: Demek ki iyi yapmışsın.
Su: Sanırım.
Derin: Sana babandan bir hediye getirdim.
Su, büyük bir mutlulukla ayağa kalkar ve: "Babam mı!"
Derin: Evet, onun yanından geliyorum.
Su'nun yüzünde gülücükler açar: "Ne getirdin peki?"
Derin: Sana ait olanı.
Su: Nasıl yani?
Derin, cebinden kolyeyi çıkartıp Su'nun avcuna koyar.
Su, kolyeye öylece bakakalır.Bu o kadar ihtişamlı bir kolyedir.Ama bunca zaman babasının bunu neden sakladığına anlam veremez.Ayrıca neden bunu ona kendisi vermemiştir.Yani sonuç olarak onu görmeye gitti.Neden Derin ile teslim ediyor? Derin kim ki?
Su: Peki neden bunu seninle gönderdi?
Derin: Beni, seni ve Araf'ı korumak için görevlendirdi.En zor zamanınızda yanınızda olacağım.
Su: Hmm.(Pek emin olamaz ama öyleymiş gibi davranır.)
Derin: Bana güveneceksin merak etme...

Fikr-i ÂzapHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin