Bölüm 18

131 7 2
                                    

Ben seni soğuk ve yağmurlu bir günde
Seni düşünürken gülüşündeki sıcaklığın içime dolupta
Beni sardığı bir anda sevdim.
Seni sadece selvi boyun, siyah saçların yada kara gözlerin için,
Güzel bir yüzün var diye değil
Fıkirlerinle, konuşmandaki güzelliğin ve benim o kor halde yanan yüreğimle sevdim.
Ben seni derinden ve hissederek sevdim.
Her kalp atışımda vücudumun dört bir köşesine yayıldığını
Beni sardığını her nefes alışımda ciğerlerime işlediğini bilerek sevdim.
Seni kış gecelerinin o soğuk yatağında birlikte uyuyup beni ısıttığın
Yaz sıcağında uyuyamayıp sıkıntılarım olduğun
Ve rüyalarda buluştuğumuz gecelerde
Sevdim
Seni ellerinden tutup kanımın kaynadığı kalbimin yerinden fırlayacağını hissettiğim anlarda sevdim.      ATİLLA İLHAN

Etraftaki insanların bakışları Ayla'nın utanıp kendisini geri çekmesine neden oldu, onun bu haline sırıtan Uraz elinden tutup havuzdan çıkardı.

Sırılsıklam olan elbiseleri üzerine yapışan Ayla elleri ile çekiştirerek bir yandan da Uraz'a bakıyordu.

 Uraz ise yerde duran ceketini alarak bir hamle de Ayla'nın omuzlarına koydu, ve yavaşça kavradı ellerini kalabalığın içinden içeriye geçtiler. Ayla ileride şaşkınlıkla bakan Aslıyı gördü, kesin çok kızacaktı anlatmadığı için ama şuan zerre umurunda değildi ellerinde hissettiği sıcaklık daha önemliydi.

Uraz kulağına eğilerek "istersen gidelim hem hastalanacaksın"dedi.

Nefesinin sıcaklığı yüzünü okşarken dudaklarından dökülen kelimeler bile anlamını yitiriyordu, daha sonra tebessüm ederek bakması bayılması için bile bir sebepti ama o an da bayılmak en son isteyeceği yerdi.

Hala saçlarından damlayan sular yüzüne süzülürken cevap verdi "bence de gidelim"dedi.

Aslı ile geldiği partiden sevdiği adamla el ele çıkıyordu, kafası ile işaret edip gittiğini haber verdi Aslı'ya..

Birbirine kenetli olan elleri arabaya gidene kadar ayrılmadı, gözünü birbirini tutan ellerden biran olsun ayırmadı hala inanamıyordu. Karşıdan aptal gibi göründüğünden emindi ama duygularına hükmedemiyordu.

Uraz arabanın kapısını açıp Aylaya oturması için yardım ettikten sonra kemerini bağladı bakmaya doyamadı gözlerine kısa süre ara verip arabada yerini aldı. 

İkisi de aynı anda "üşüyor musun?"diye sordu. Sonra beraber gülmeye başladılar, Uraz "önce yola çıkalım şu ıslak kıyafetlerden kurtulalım" diyerek arabayı çalıştırdı.

Yola çıktıkları süre boyunca Ayla'nın gözü Uraz'ın boş olan elindeydi tutmak istiyordu ama cesareti yoktu, o bocalayıp dururken Uraz çoktan tutmuştu bile elini gözünü yoldan ayırmadan tuttuğu ele öpücük kondurdu sıkı sıkı tuttu. Yanakları kızaran Ayla bakışlarını yere indirdi, sonra aklına bir şey gelmiş gibi çantasından peçete çıkarıp Uraz'ın yüzünü ve alnını sildi usulca, bu hareket karşısında şaşıran Uraz kısa süreliğine yoldan gözünü ayırıp Aylaya baktı "iyi ki varsın"dedi. 

Bu sözler duymak istediklerinin çok çok üstündeydi, en ufak sevgi sözcüğüne muhtaçken acılarına derman olan bir ilaç niteliğindeydi. Koltuğa yüzü Uraz'a gelecek şekilde koydu onsuz geçen gecelerin yorgunluğu çıkıyor gibiydi sanki istemese de kapanan gözleri en son onu görmenin rahatlığıyla kapandı.

Mağazanın önüne geldiğinde durdurdu arabayı içeriye girip ıslak olanları çıkarıp yeni kıyafet aldı Aylaya da aldığı kıyafeti paketletip tekrar arabaya bindi. Uyandırıp Uyandırmamak konusunda kararsız kalsa da arabayı kendi evine sürdü. 

Açtığı arabanın kapısından Aylaya seslendi" Ayla uyan geldik" olduğu yerde sadece kıpırdadı baktı olmuyor Uraz önce emniyet kemerini çıkarıp kucağına almaya çalıştı.

ZAMANSIZ MUTLULUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin