Bölüm 31

30 2 0
                                    


Okulda dolaşan dedikodu Zeynep'in de kulağına gelmişti, üst sınıflardan bir çocuk aşırı doz uyuşturucudan dolayı ölmüştü. İlk duyduğunda tüyleri ürperdi, gencecik birisinin ölmesi uzakmış gibi geldi biran. Bu üzüntü kısa süreli kendini sorgulamasına neden olsa da çabucak gerçek hayata döndü.

Üstünü örttüğümüz duygular elbet bir gün ortaya çıkmaya mahkumdur, insanı var eden, yön veren duygularıdır. Zeynep ise bu süreçte unutmayı tercih etti. Sayısını unuttuğu çantalardan aldığı paraları gelecekte kullanmak için saklıyordu.

İşi özümsemiş olacak ki adamlarında güvenini kazanmayı başarıyor kısa sürede, ne de olsa her söze itaat ediyor Zeynep.

İtaat zamanla insana sorgulamamayı öğretir. Alışılagelmişin dışında güven verirken aynı zamanda her an düşecekmiş gibi sıkıca sarılır.

...

Merakına yenilen Zeynep bir gün gizemli çantayı açtı.

İnsan kalabalığının arasında kaybolup kendimi lavaboya attım, elimde valiz ile girdiğim tuvalette açtığım çantanın içine bakmaya tereddüt ediyordum. Beni zorlayan iç güdülerim sayesinde içine açıp baktım .. sonrası pişmanlık, uyuşmuş beden ve şiddetli mide bulantısı oldu.

Yarım saat kendime gelemedim kulaklarımda uğuldayan o sözler yankılanıyordu: "aşırı dozdan komaya girip ölmüş.."

Dudaklarımdan "katilim ben! katil!!!" kelimeleri döküldü. Kan çanağı gözler, titrer vaziyette dudakları yerinden doğruldu, defalarca çalan telefon çantayı geciktirdiği içindi.

Elimi yüzümü yıkasam da kirlenen ellerimi kararan kalbimi nasıl temizleyecektim!! ayna da kendi görüntüme bile katlanamazdım hemen terk ettim orayı.

Sendeleyerek yürüyordum her an düşecekmişim gibi etraftaki insanları umursamadan taksiye attım kendimi, sıkıca tuttuğum valizi açıp camdan fırlatmayı o kadar çok istedim ki!! imkansızdı ama bu sadece başıma bela açmak olurdu. "Bu son olacak" dedim yüksek sesle. Kendimi tutma gereği duymadan gözyaşlarımın akmasına müsaade ettim. Bütün götürdüğüm o çantaların gözümün önüne gelmesiyle kalbimde duyduğum acının şiddeti artmaya devam etti.

...

Günler geçmesine rağmen ben her gün ölüme yürüyordum farkında olmayarak içimde düğüm olmuş acılar açılmaz vaziyette kalbimi ele geçirmişti. Kimseye anlatamıyor kimse de içimdeki acıları görmüyordu... Geceleri kısalan uykularımda beni terk etmeye başladığında vicdanım dile gelip hesap soruyordu.

Sahi ben neyden kaçıyordum? yabancı da değildi ki kapıyı kapatayım benim içimde benimle var olan vicdanım sonumu hazırlıyordu.

Hırslarım ne istersem vermişti bana unuttuğum bir şey vardı! sonunda verdiklerinden fazla almış olmasıydı. Annemin emeklerini boşa çıkardığım yetmezmiş gibi onun için utanç kaynağı olmuştum. Bir öğrense kalpten giderdi kadıncağız, babamın gidişinden sonra kendini bana adamış gözümün içine bakıyordu benim reva gördüğüm şeye bakın!!

Duyduğum utanç annemden kaçınmam için yeterliydi, onu her gördüğümde bakışlarımı kaçırarak konuşuyor hemen odama çekiliyordum. Kirli para ile kurduğum odam benim olmaktan çıkmış adeta bir misafir gibi kullanıyordum.

Birde yüzüne dahi bakamadığım Uraz vardı! Uzattığı yardım elini her seferinde geri çevirip kendime sevgisine layık olmadığımı hatırlatıyordum. Mutluluğumu paylaştığım adamla üzüntülerimi bile paylaşamıyordum artık.. Köşe bucak kaçsam da günün sonunda beni eli ile koymuş gibi buluyordu. O zamanlarda kendimi tutamayarak omzunda ağlamaya başlıyordum.

ZAMANSIZ MUTLULUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin