Bölüm 16

283 9 5
                                    

Kimin bu hüzün?

Benimse eğer neden içim titriyor hep?

seninse eğer ne işi var bende?

Gel bir gece yarısı, al hüznünü

Gel, geceye bile söylersem namerdim, gel!! .. Ceyhun Yılmaz

Dolunayın altında bedenleri buluşan çift ne kadar süre o şekilde kaldılar bilmiyoruz ama görünen şey ikisininde ayrılmak gibi niyeti yoktu, geçen saniyeler dakikalar sonra Uraz Aylayı kollarından tutup kendinden uzaklaştırdı, yüzünde sanki yaptığı hareket hataymış gibi ifade vardı.

Gözlerine bakamadığı Ayla'dan bir vedayı çok görüp öylece çekip gitti.. arkasından bakakalan Ayla biraz önce dolu olan kollarına bakarken yaptığı şeye anlam vermeye çalıştı, kısa süren mutluluğu bahçenin ortasında tek başına kalmasıyla son bulmuştu.

Olduğu yere çöktü sarılınca deli gibi atan kalbi hala aynı hızda atıyordu.

 Kalbinin bu denli atmasına sebep olan şahıs bırakıp gitmişti, dünyası başına yıkılmak deyimi tam anlamıyla yaşadığı hayal kırıklığını anlatmaya yeterliydi. Hemen ön yargılı olmaması için kalbi baskı yapıyordu, nede olsa biranda kendilerini sarılırken bulmuşlardı, farklı duyguları aynı anda yaşayan vücudu yorgundu.

Yatak odasına da buldu kendini alev alev  yanan vücudunu ancak duş alarak azaltabilirdi.  Bir çırpıda üstündekileri çıkarıp banyoya girdi, saçlarından vücuduna süzülen su sadece vücudunun yanmasını geçirmişti ya içi onun için ne yapmalıydı!!! elini dudağına götürdü üzerinde gezdirdi parmaklarını, peki yüzünde oluşan  mutluluk!!!  bırakıp gittiğini bile unutmuştu sanki.

Arabasından kendini zor dışarı attı Uraz daralan ruhu nefes almakta zorluk çekiyordu, sinirini arabanın tekerleklerine vurarak çıkarmak istedi ama yeterli değildi, yenik düştüğü duygularını açığa çıkarmak istediği en son şeydi,  ama yanağında hala sıcaklığını hissettiği öpücük yenik düşmesine neden olmuştu. 

Kalbini sorguladı evet her gün onu görmek istiyordu, görünce güneşin şehri aydınlatması gibi hayatına ışık  saçıyordu.

Diğer yanda ise hissettiği ihanet ve suçluluk duygusu   elini kolunu bağlıyordu, seneler öncesi başına  gelenler tekrar böyle bir adım atmasını zorlaştırıyordu. O gece sabaha kadar oturdu gözüne bir damla uyku girmedi ne yapacağına karar vermek için zamana ihtiyacı vardı...

...

Şiş gözleri geceden kalma düşünceleri ve toplayamadığı kafası fazlasıyla ağrıyordu, dün gece ile ilgili annesi de neler olduğunu öğrenmeye çalışıyordu neyse ki bahçede yaşanan olaydan haberi yoktu. Defalarca kez telefonuna bakmıştı acaba mesaj falan geldi mi diye ama ses seda  yoktu, elini başına götürüp telefonu sert şekilde masanın üzerine bıraktı. Bu hareketleri annesinin dikkatini çekti ne kadar sorsa da tek kelime etmedi oda vazgeçerek konuyu değiştirdi.

 Ayla kızım "Eylül'le bir daha konuştun mu baban iş ayarlayacaktı " dedi.

Unuttuğunu hatırlayan Ayla "anne ben unutmuştum iyi ki hatırlattın; hem bugün hastaneye de uğrayacağım" dedi. 

Öncelikle işte olan babasına arayıp sordu "şirkete gelsin konuşalım "dedi. 

Müjdeli haber için Eylül'ü aradı fazlasıyla sevindiği sesinden belli oluyordu belkide bu haber hayatlarını kolaylaştırmak için fırsattı yaşlı annesinin ve abisinin yükünü azaltacak eve katkısı olacaktı. 

Eylül heyecanlıydı buna ortak olması için Ayla'nın da gelmesini istedi, bu teklif tereddüt etmesine neden olsa da ısrarına dayanamayıp kabul etti, şirkette buluşmak için anlaştılar.

ZAMANSIZ MUTLULUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin