Biliyorum sana giden yollar kapalı
Üstelik sen de hiç zaman sevmedin beni,
Ne kadar yakından ve arada uçurum,
İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi
Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
Yalnız seni, yalnız senin gözlerini... Cemal Süreyya :)
Bu bölümde Uraz'ın 'kıskançlığına', Ayla'nın 'fedakarlığına' ve Emre'nin 'aşkına' şahit olacaksınız hazır mısınız!!!?
Biraz önce sakin olan Emre'den eser kalmamıştı, karşısına geçip oturan Aylaya gülen gözlerle baktı asıl söylemek istediklerinin aksine sadece "burada ne arıyorsun"dedi.
Cevap vermeden ayaklanan Ayla "biraz dışarı çıkalım, orada devam ederiz"dedi.
Getirdiği tekerlekli sandalyeye Emreyi yerleştirdikten sonra koridorda ilerlemeye başladılar, Doğan güneş yeni yeni hastane penceresinden içeri girmeye çalışıyordu.
Bahçedeki gezintilerine devam ederken, biraz önce geçiştirdiği soruyu yineledi Emre "seni dinliyorum!"..
Yaşanan talihsiz olayı anlatmaya başladı Ayla sessizce dinlemeye koyuldu Emre..
... Emre'nin düşünceleri :
Saçlarını geriye attığında gelen kokusu bütün benliğimi sarmış durumdaydı, ara ara çattığı kaşları ne ince ne de kalındı.. tıpkı yeni doğan güneş gibi Aylada benim benliğimde doğmaya devam ediyordu, konuşurken ki naif ses tonu kulaklarım da hoş nameler bırakırken dinlediğimi belli edecek şekilde ara ara kafamı sallıyordum.. ama bilmiyordu kelimeler olmadan bile saatlerce izleyebilirdim onu..
Konuşmasına ara verdiğinde "çok geçmiş olsun büyük bir kaza atlatmış Uraz" dedim.
Kıvrılan dudakları ile gülümseyip karşılık vermişti, sonrasında benim durumumu sordu.. konuşacak ve anlatacak o kadar şeyim vardı ki.. mesela zamansız aklıma geldiğinde yüzümde oluşan o gülümsemeye engel olamadığımı, seni beklerken geçen günleri hatta saatleri bile saydığımı sana nasıl anlatabilirim ki!! kaçamak bakışlarımın ardından sana yakalanmamak için hemen başımı çevirmem ve daha niceleri...
Sık sık baktığı saatine kayan gözleri sonrasında benim gözlerimle buluştu, yavaş yavaş yükselen güneş belkide gitmesi gerektiğini söylüyordu, neden biraz daha kalmasını istiyordum ki!! vücuduma yayılan bu zehrin dahada dağılmasını istiyordum.. izin isteyip ayağa kalktığında son kez görüyormuşum gibi tepki vererek elini tutup "bende Uraz'a geçmiş olsun demek isterim!" dedim.
Ani çıkışlarıma ben bile anlam veremiyorum bazen, sevdiği adamın yanında görmek belkide canımı daha fazla yakacaktı neden umursamaz gibi davranıp çıkmaz yola girmeyi seçiyordum.
...
Tekerlekli sandalyede Emre ve onu iten Ayla nihayet Uraz'ın odasına gelmişlerdi, usulca açtığı kapıdan içeriye bakış attı yatağında hala uyumaya devam ediyordu Uraz.. İkili içeriye girip sohbetlerine devam ederken gülüşmelerine uyanan Uraz doğrulduğu yataktan karşısında oturan iki kişiye dikkatle bakmaya başladı Ayla tamamdı ama diğeri kimdi!! hemde bir erkekti! Ayla'nın bu denli yüzünün gülmesini sağlayan adam !!
Uyandığını belli edecek şekilde öksürdü.. sesin geldiği tarafa bakan Ayla hemen kalkarak yanına gitti, gözlerinin içine bakarak "nasıl oldun!"dedi.
Gördüğü manzara hoşuna gitmese de Ayla'nın hala onu düşünmesi ruhunu okşamaya yetmişti, "iyiyim merak etme" dedi. Gözlerini oturan Emre'ye çevirirken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANSIZ MUTLULUK
RomansaKadın, bütün içtenliğiyle teşekkür etti, elinden sadece bu kadarı geliyordu. Şuan o kadar minnettardı ki kelimeler kifayetsiz kalıyordu. Yalnız değildi "O" kişi onunla birlikteydi. Acılarını olmasa bile yalnızlığını paylaşıyordu.Başka bir şey istemi...