Siz hiç sevdiğiniz birinin arkasından son kez baktınız mı?
Öyle bir son ki!! Acı yumruyu ömrünüz boyunca hatırlayacaksınız...
Peki siz hiç gitmeyen birini gördünüz mü?
Sayısız ayrılıklar yaşanıyor
Acısı ilk günkü gibi kalan...
Zeynep'in cansız bedenini otel çalışanlarından birisi buldu; gördüğü manzara karşısında acı bir çığlıkla ortalığı ayağa kaldırdı. şoka girmişti zavallıcık.. olduğu yere yığıldı.. diğerleri sesi duyup gelene kadar öylece kaldı.
Kısa sürede devreye polisler girip olaya el koydular. Olay yeri inceleme ekibi olay yerini incelemeye aldı.
Sonrasında ailesine ulaşılarak haber verildi. Uraz ise Zeynep'le konuşmak için aradığında öğrendi acı haberi.. Başta inanamadı doğru numarayı mı aradım diye kontrol etti ama doğruydu...
Evet yüreğimin üzerine bir ağırlık binmişti tonlarca ağırlık hemde, kaldırabileceğimden fazlasıydı; duyduklarımı bedenim taşıyamamış olacak ki kendimi yerde buldum.
Ne kadar varlığı yok olmuş olsa da üzerinden 24 saat bile geçmemişti ayrılmamızın.. bu soğuk hastane morgunda ne işi vardı?
Ellerimin arasındaki yüzü buz gibiydi.. neredeydi benim tenine dokunduğum da içimi ısıtan sıcaklığı!!!
Gülünce ortaya çıkan gamzesi, sinirlendiğinde çatılan kaşları..
Geri alması mümkün olmayan zamanda sıkışıp kalan anılardan ibaretti artık..
Ona veda etmek hayatımın en zor günüydü. Kara toprağın altında onu yalnız bırakma düşüncesi biran olsun aklımdan çıkmıyordu.
Mezarın başında hüngür hüngür ağlayan annesinin sesi geldi kulağına; feryat figan ağlayan zavallı anne "emanetine sahip çıkamadım" diye ağıt yakıyordu.
Çok kimse yoktu mezarlıkta demek garip olunca sana veda edenlerde sayılı oluyordu..
Dakikalar geçtikçe herkes gitmeye başladı en sona sadece Uraz ve anne kalmıştı, acılı annenin koluna girip ayağa kaldırdı.
Ağlamak bitkin düşürmüştü kadıncağız konuşmaya mecali yoktu, ince bir inilti duyuluyordu. Göz pınarları da kurumuş olacak ki tek damla yaş yoktu.
Hayat garipti.. verdiğin son nefesten sonraki aşamalar hızlıca gerçekleşiyordu, sanki sizi bekliyormuş gibi... Nerede ve hangi yaşta olursak olalım ölüm bizi bulacaktır.
Hüzünlü hikayelerin her zaman mutlu sonla bitmediği bir dünyada yaşıyorduk.. Hayat siz ona ne verirseniz aynısı vermiyordu maalesef, o yüzden kurduğumuz hayallerin gerçekleşmesini beklemekte imkansızdı...
Evin kapısından içeri adım atar atmaz Zeynep'in terlikleri gözüne çarptı, kaçmak istedi bu evden her bir köşesinde Zeynep vardı.
Eşyaları, kokusu, elinin değdiği her şeyde mevcuttu... yanından ayrılan Leman Hanım elinde tuttuğu kağıt parçasını Uraz'a uzattı.
Zeynep'in son yazdığı mektup artık sahibine ulaşmıştı: Baştan sona pişmanlık içeren mektupta, bulaştığı kirli işlerden de bahsetmişti. Çaresizlik kokan bu mektubun dağılan mürekkebi ağladığını gösteriyordu.
Kızdı.. kendine.. biraz da Zeynep'e
Gelmeyecek olanlar için bu duyguların anlamı yoktu, keşkeler ve amalar bir şey kazandırmaz bolca kalp sızısı ve vicdan azabı çekmenize neden olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANSIZ MUTLULUK
RomanceKadın, bütün içtenliğiyle teşekkür etti, elinden sadece bu kadarı geliyordu. Şuan o kadar minnettardı ki kelimeler kifayetsiz kalıyordu. Yalnız değildi "O" kişi onunla birlikteydi. Acılarını olmasa bile yalnızlığını paylaşıyordu.Başka bir şey istemi...