Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç..
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
yaşadıklarını kar sayma
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna...
Büyüyen göz bebeklerini kapatıp olduğu yere çömeldi, kafasını iki tarafa sallayıp kapıda dikilen kişinin gitmesini bekledi. Tahmin etmeliydi hırsını alamadığı için kapısına dayanmıştı belkide Ayla'nın burada olduğunu bile bile gelmişti Selin!!
Uzun uzun çaldığı kapının açılmayışı Selin'in daha fazla beklemesine gerek olmadığını gösteriyordu, içindeki kini kusamadan gidiyor oluşu daha da hırçınlaşmasına neden olmuştu.
Kapının arkasında gittiğine kanaat getirdikten sonra pencerenin ucundan giden Selin'i izledi ama emindi ki ne ilk gelişiydi nede son kez olacak gibiydi, gözden kaybolmuştu Selin ama hala bakmaya devam ediyordu, merdivenlerden inen Ayla gelip arkasından sarıldı dalıp giden Uraz'a
"kimmiş gelen?"
"şirketten bu ara işleri baya aksattım halletmem gereken şeyler vardı" dedi.
Kollarını Uraz'dan kurtarıp "o zaman kahvaltı yapalım sonra şirkete gidersin olur mu?" dedi.
Çehresi cevap bekliyor gibiydi ama arkasını dönüp mutfağa ilerledi, arkasından Uraz takip etti ikili birlikte hazırlamaya başladılar.
Kahvaltı masasında Ayla taze sıkılmış portakal suyunu bardağa doldururken, nazlanarak yiyen Uraz'a seslendi "tabaktakilerin hepsi bitecek yoksa işe falan gidemezsin, kendine hiç dikkat etmiyorsun." diyerek sitem etti.
Muziplik peşinde olan Uraz, ekmeğine özenle sürdüğü reçeli Ayla'nın ağzına tıkıştırırken "emredersiniz "dedi.
Gözlerinin içi gülen Ayla, kahvaltısını yapan Uraz'ı izlemeye doyamıyordu kıvrılan dudakları mutluluğunun şekil bulmuş haliydi.
Gözü saatine kayan Uraz "ooo baya geciktim işleri bu ara boşladım onları halletmem gerek."dedi.
Hızlıca odasına çıkıp çantasını aldı, kapıda kendisini bekleyen Aylaya yönelip "seni eve bırakamayacağım dikkatli git ve bana da mesaj atmayı unutma" kapıdan çıkacağı sırada tekrardan dönerek yanağına öpücük kondurdu.
Öptüğü yanağını tutan Ayla bakışlarını yere indirerek tebessüm etti, arabasına binene kadar arkasından baktı. Attığı her adımda uzaklaşan sevdiği adamı şimdiden özlemişti uzun uzun el salladı arkasından.
Evlendiğimiz zaman her gün işe giderken onu izleyebilirim diye düşündü, güne birlikte gözleri açıp birlikte kapatmak, her anı birlikte paylaşmak, aynı evin içinde aynı havayı solumak... hayal dünyasında daha niceleri vardı ama şimdi ara verip önce mutfağı toparlaması lazımdı.
Yaklaşık bir saat sürmüştü eve çeki düzen vermesi nihayet gitmek için hazırdı kapıyı kilitleyip biraz ileride gözüne kestirdiği taksiye bindi.
...
Evde bulamadığı Uraz'ı nerede bulacağından emin şekilde şirketin önünde pusu kurmuş gelen geçeni izliyordu Selin, kendini sakladığı köşede saatine bakıp "offf" çekti Daha ne kadar bekleyeceğini bile bilmiyordu, kusamadığı kini içinde büyüdükçe büyüyor, yok sayılmayı benliğine hakaret olarak kabul ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANSIZ MUTLULUK
RomanceKadın, bütün içtenliğiyle teşekkür etti, elinden sadece bu kadarı geliyordu. Şuan o kadar minnettardı ki kelimeler kifayetsiz kalıyordu. Yalnız değildi "O" kişi onunla birlikteydi. Acılarını olmasa bile yalnızlığını paylaşıyordu.Başka bir şey istemi...