İçimden dedim beraber yürüyelim olur mu?
Varsın gemilerimizi taşıyamasın sular
Varsın yarı yolda uyuya kalsın
bize gönderilen bahar... İbrahim Tenekeci
Getirdiği yemeklerle sofrayı donatmış Ayla Uraz'ın da yardımıyla zil çalan karınlarını bir an önce doyurmak için karşılıklı oturdular yemek masasına, topladığı saçları alnını gözler önüne seriyordu hafif oluşan morluk Uraz'ın dikkatinden kaçmadı uzanarak okşadığı alnını öpücükle taçlandırıyor tıpkı çocukken öpeyim de geçsin der gibi.. göz bebeklerin de kaybolduğu adamın şefkati bütün vücuduna yayılırken elleri buluşuyor.
İkisi de yemeği unutmuş anın tadını çıkarıyordu sanki, yaşanan olumsuzluklarda birbirlerini kaybedecekleri korkusu daha da yakınlaşmalarına neden olmuştu, en azın bu Ayla için böyleydi ama Uraz açısından farklıydı patlamaya hazır bomba her an ortaya çıkabilirdi.. bu gece onu bile unutuyor, nasıl unutmasın ki sevdiği kadının gülen yüzü dünyadan anlık kopmasına sebep oluyordu.
Yemekler yeniyor sıra bulaşıklara geliyor Ayla yıkarken Uraz ise duruluyordu kim görse kıskanır bu tabloyu sanırım sonrasında film izlemeye karar verip mısır patlatıyor Ayla, aklına gelmişken de annesini arayarak gecikeceğini söylüyor. Aynur Hanım kabul ediyor ama sıkı sıkıda tembihliyor"bak babanla konuştum tamam dedi ama çok uzamasın tanıma süresi dedi, diyerek Aylayı dizginlemeye çalışıyor aslında üstü kapalı.
Elinde mısırla Uraz'a ilerlerken "kimle konuştun canım"diye soruyor yanına oturduktan sonra "bizimkiler aramızda bir şeyler olduğunu öğrendiler"dedi , kaşlarını kaldırarak "sizinkiler bir şey dediler mi? diye sordu.
Olumsuz anlamında kafasını salladı ama onlar zaten Aylayı gelin olarak görmek istiyorlardı, annesi ve babasıyla arasında geçen konuşmayı Aylaya da aktardı, hafif pembeleşen yanakları yanmaya başlamıştı bile içinden "demek gelinleri olmamı istiyorlar"diye yeniledi.
O an Uraz evlenelim dese hazırdı deli gibi içinden "evet, evet" çığlıklar atıyordu sessiz sessiz..
Başlayan filme yönelen Uraz Ayla'nın içinde kopan fırtınadan habersiz izlemeye koyuldu, uzağında kalan Aylayı da kolları arasına almasıyla tamamlanmıştı. Ayla kendi elleriyle mısırı yediriyordu Uraz'a zaten filmle alakası yoktu Ayla'nın.. izleyen Uraz'ı da rahat bırak niyetinde değildi.
Kucağına uzanan Uraz'ın gür saçlarında idi elleri uzun uzun okşadı yumuşacık ve mis kokan her bir telini, hafif uzayan sakaları batıyordu ama yinede sayısız öpücük bıraktı yüzüne. Öpücükler ister istemez dikkatini dağılmasına neden olurken oturduğu yerden kalkıp Ayla ile aynı hizaya geldi Uraz
Bu seferki bakışları bambaşkaydı koyu kahverengi gözleri kısılırken aralanan kırmızı dudakları Ayla'nın görüş alanına girmişti adeta nefesinde kaybolmak istiyordu mümkün müydü acaba?
Yüreğini okşayan sımsıcak bakışları yüzünde gezinirken aniden cebine gidiyor eli Uraz'ın çıkardığı kolyeyi hava kaldırarak "senin için" diyor, hemen takmak için harekete geçtiğinde Ayla saçlarını kaldırarak takmasına yardımcı oluyor.
Sonrasında kolunu Ayla'nın omzuna atarak kendine çekiyor, sımsıkı sarılıp bir süre kolları arasında alıkoyuyor, aşkına sevgisine hapsederek.. kadife ses tonuyla kulağına fısıldıyor" sana bakmaya doyamıyorum" sıkıca sardığı kollarını gevşeterek başını Ayla'nın saçlarına gömüyor, nefesini boynunda hissediyor Ayla.. saçlarının ensesi ile buluştu noktaya küçücük, küçücük öpücük konduruveriyor.
Kollarından tamamen sıyrılıyor ama avucunun içine hapsettiği elini bırakmıyor Ayla'nın, mutlu sonla biten film umurlarında bile değil iki sevgilinin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMANSIZ MUTLULUK
RomansaKadın, bütün içtenliğiyle teşekkür etti, elinden sadece bu kadarı geliyordu. Şuan o kadar minnettardı ki kelimeler kifayetsiz kalıyordu. Yalnız değildi "O" kişi onunla birlikteydi. Acılarını olmasa bile yalnızlığını paylaşıyordu.Başka bir şey istemi...