Ezgi
Ayağımın dibine düşen fotoğrafı eğilerek yerden aldım.
Bu...bu benim Ege ile olan küçüklük fotoğrafımdı.
Bunun Aras'ta ne işi vardı?Elimde duran fotoğrafı işaret ederek baktım Aras'a ama o da sanki ne olduğunu anlamamış gibi bakıyordu.
Aras, Rüzgar'la benim aramda gidip gelen bakışlarını en sonunda Rüzgar'da sabitleyerek;
"Abi o fotoğrafta neyin nesi?"
"Ben de onu diyorum Aras, bu fotoğrafın sende ne işi var?"Aras anlam veremeyerek tekrar baktı bana.
"Seninle ne ilgisi var ki onun?"
"Bu benim küçüklük fotoğrafım."Deyince Dolunay bi hışımla aldı fotoğrafı elimden.
"Ya çok tatlısın, dişlere bak yeriim."Iıı, çok bakma kanka kafa yapar!
Aras tekrar döndü Rüzgar'a;
"Bunun açıklamasını Rüzgar'a bırakıyorum Ezgi'cim çünkü pantolon onun." dedi.
O sözünü bitirir bitirmez İzem'in gitarı kollarının arasından kayarak kendini yerde buldu.Al işte bu da Rüzgar'ın belalısı!
O an gözler İzem'e çevrilse de bu uzun sürmedi.
"Ne demek pantolon onun ya, ne işi var bunun sizde?"
Allah'ım sen beni neyle sınıyorsun Yarabbim!
"Ezgi açıklayabilirim ama burda değil."dedikten sonra kolumdan tutup beni dışarıya sürükledi.
"Kolumu bırakır mısın ben yürümeyi öğreneli çok oldu."
"Afedersin."Sahile doğru inince banklardan birine oturduk.
"Evet seni dinliyorum Rüzgar."
"Ya bak aslında abartılacak bir şey değil. Ben sizin evin deposunda kaldığım zaman geçti elime."
"Yani?"
"Of, bak Ezgi onun cebimde olduğunu bile unutmuşum ben tamam mı. Yani senin sandığın gibi bir durum yok."
"Bir şey sanmadım ben. Sadece o fotoğrafın neden sende olduğunu merak ettim o kadar."
"Neyse açıkladım işte."
"İyi o zaman, bidaha cebine attığın şeylere dikkat edersin artık."
"Bidaha o depoda kalmam zaten."
"Büyük konuşma bence."Bıyık altından gülmeye başladı. Ben de güldüm. Gülüyoruz. O çok güzel gülxkdndksl
"Neyse kaçtım ben!"
"E daha yeni geldin. Hem Dolunay tek başına yetişemiyor cafeye." dedi güneşte kısılan gözleriyle bakarak.
"Siz varsınız."
"Ama sen yoksun."Ohov!
Rüzgar bey, sizden böyle sözler duymaya alışkın değilim ben."Neyse ısrar etmeyi pek sevmem geliyor musun?"
"Bende ısrar edilmesini sevmem zaten."
"E o zaman?"İzem'in dedikleri falan umrumda değildi şu an. Eve gitsem sıkıntıdan patlarım, cafe de hep beraber olmanın daha güzel olacağını düşünüp;
"Gidelim." dedim.
Cafeye gidince herkes meraklı gözlerle bizi süzerken Rüzgar bana doğru yaklaşıp kulağıma fısıldadı.
"Onlara gerçeği söylemek zorundasın benimde bir imajım var."
Hah!
Yemişim imajını."Hangi gerçek?"
"Bilirsin fotoğrafını sana hasret kaldığımdan falan tutmuyordum cebimde."
"Bize bakıyorlar, kes şunu."Mehmet abi elindeki bageti Rüzgar'ın kafasına fırlattı aniden.
"Bize neden söylemedin sevgili olduğunuzu?"dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUHUMUN NOTASI (TAMAMLANDI)
Teen FictionHep bir şeyler eksikti sanki. İçimde adını koyamadığım bir boşluk vardı. Şarkıları söylüyor ama hissetmiyordum. Meğer... Meğer o notayı kaybetmişim ben. Bulacak mıydım? (ilk kitabım <3