[03] Killmonger

3.1K 266 106
                                    

Killmonger

EMMA WILLIAMS

Şehrin içi, dışından da güzel çıkmıştı.

Rengarenk kıyafetlerle kuşanmış cıvıl cıvıl insanlar yanından geçip giderken, havası bile bambaşkaydı. Amerika'daki gibi egzozla dolmuş kirli havayı solumuyordu, temiz ve ferahtı. Başta hastalığı olmak üzere bedenine de çok iyi gelmişti. Canlandığını, ona enerji verdiğini hissedebiliyordu.

''Bunca yıl nasıl gizli kalabildiniz? Bu yapıları Afrika'da saklamak kolay olmamalı.''

''Teknolojimiz sayesinde.''

T'Challa basitçe açıklayarak onlara yolu gösterirken, amcası dünya üzerindeki en saçma sorulardan birini sormuş gibi tuhaf bir homurtu çıkarttı.

''Cidden Emma.''

''Ne?''

Genç kadın onu tersleyerek, etrafına bakıp çevresindeki güzellikleri sindirmeye devam etti. Şehir merkezinin biraz uzağında bütün yapılardan daha uzun duran bir bina vardı ve neredeyse baştan aşağı pencerelerle kaplanmıştı, üstüne düşen güneş ışıklarıyla da pahalı bir avize gibi parlarken binanın önemli olduğunu anlamak çok da imkansız sayılmazdı.

İnsan güruhunun arasından geçip giderken, insanların gösterdiği samimiyete hayran kalmak elde değildi. Birbirilerine karşı o kadar içtenlerdi ki, büyük bir aile gibi duruyorlardı. T'Challa dahi, göz teması kurduğu herkese ufak bir tebessüm sunmayı ihmal etmiyordu. Bu Amerika'da göremeyeceği bir manzaraydı. Özgürlüklerin Ülkesi olarak adlandırılsa da, samimiyetten ziyade insanlarla arasına mesafe koymaya iten bir soğukluk, iticilik hakimdi. Genelleme yapmak istemiyordu ama büyük bir çoğunluk bu şekildeydi, bencillerdi.

Yavaşça şehrin kalabalığından sıyrılarak, önemli olduğunu düşündüğü binaya doğru yaklaşırken T'Challa'nın bileğindeki boncuklardan birinin yanıp sönmesi ve ardından ufak bir hologramın belirmesiyle hepsi birden durduğunda, Emma merakına hakim olamayarak daha yakından bakabilmek için usulca yanına yaklaştı.

Hologramda, koyu tenli tıpkı Okoye gibi giyinmiş saçları olmayan bir kadın vardı. Başıyla önce T'Challa'yı ardından Okoye'yi selamladıktan sonra buyurgan diyebileceği kadar sert bir sesle konuşmaya başladı.

''Kralım, 4 kabilede Erik Stevens'ın soruşturmasının öne alınması için talepte bulundu. Sizinde izniniz olursa, bugün yapılmasını arzu ediyorlar.''

''Anlaşılan hepsi de bu işin bir an önce halledilip, kapanmasını istiyor.'' T'Challa kendine has aksanıyla mırıldanır gibi içine doğru konuştuktan sonra boğazını temizleyerek, sesini düzeltti. ''Tamam, onu taht odasına çıkartın, Okoye'yle birazdan orada oluruz.''

Emma Erik'in adını duyduğu an dudaklarının düz bir çizgi almasına mani olamadı. Amcasını vuran adamın adıydı, onu az kalsın felç bırakacak isim. Yanağının içini dişleyerek, T'Challa'nın bilekliğine dalgın gözlerle baktı. Hologram onu sorgulayacaklarını söylemişti.

''O bakışı biliyorum. Kafandan neler geçiyor?''

Amcası elini omzuna koyduğunda Emma irkilerek mavi gözlerini ona çevirdi. Orta yaşlı ajanın yüzünde düşündüğü şeyi merak ettiğini gösteren endişeli ve de meraklı bir ifade vardı ancak Emma ona cevaplamadan önce başını çevirip, doğruca T'Challa'yla göz teması kurdu.

''Ben merak ediyordum da,'' Böyle bir şeyi istemekle ilk günden kotasını doldurduğunu düşünse de, buna göz yumarak devam etti. ''Soruşturmayı izlememde herhangi bir sakınca var mı?''

İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin