[04] Tanışma

2.9K 261 141
                                    

Tanışma

EMMA WILLIAMS•

Emma yatağın üstünde boylu boyunca uzanmış, son yarım saattir yaptığı gibi tavana bakmaktaydı. Dokuzdan beri ayaktaydı ve o sabah insanı sayılmazdı. Öğlene doğru uyanmayı, bir iki saatini yatakta tembelce uzanarak geçirmeyi seven biriydi. Ancak buraya gelmesinden beri üç gün geçmişti ve yine saat kurmuş gibi dokuzda gözlerini açıp sabahı karşılamıştı.

Günleri oldukça dolu geçiyordu, Wakanda'nın büyük bir kısmını dolaşmış ve oluşmasında meydana gelen kabileler ile ilgili de bir yığın bilgi bile öğrenmişti. Soruşturma esnasında gördüğü genç kız T'Challı'nın kardeşi çıkmıştı, teknolojinin bu kadar ileri gitmesini ve gelişmesini on altı yaşında, henüz erginliğe bile erişmemiş bir gence borçluydular. Zekası inanılmazdı, sahip olduğu espri anlayışı ise daha da inanılmazdı. Emma ona ısınmak konusunda hiçbir zorluk yaşamamıştı. Enerji doluydu.

O gün soruşturmada Erik'in götürülmesi için emir veren kişi ise, T'Challa'nın annesi Ramonda'ydı. Ona 'anne kraliçe' ya da 'kraliçe ana' olarak sesleniyorlardı. Hoş bir kadındı, nazik ve duyarlıydı. Konseyde oluşan tatsızlıktan sonra ona çok sıcak bakacağını düşünmemişti ama Ramonda olan biteni kenara bırakarak, onunla tanışma inceliğini göstermişti.

Birkaç hafta önce eşini kaybeden bir kadına göre sağlam bir duruşu vardı, başını kolay yere eğen birine benzemiyordu ve bu kadar hassas olan bir konunun üstünden henüz tam olarak bir ay bile geçmemişken, Wakanda'nın kendi içinde yaşadığı iç çatışmayı yüzüne yansıtmasa da kadın ciddi anlamda yormuştu. Bu olayı elinden gelebildiğince gerilim olmadan, sakin bir şekilde çözümlemek istediğini ve baştaki tepkisini mazur görmesini rica ettiğinde Emma düşünmeden kabul etmişti.

Birincisi kadın kraliçeydi, ikincisiyse sebepleri oldukça mantıklıydı ve ona aksini söylemek üstüne düşen bir hak değildi.

Yatakta yuvarlanmayı sürdürerek, tavana boş gözlerle bakmayı sürdürdüğü sırada cep telefonunun ötmesiyle kendini komidinin bulunduğu tarafa doğru yuvarladı ve şarjdan çekerek kulağına götürdü.

''Erkencisin.''

Amcasının sesini hattın diğer ucundan duyunca gözlerini devirdi.

''Uyku tutmadı. Beni bu saatte aramanın özel bir sebebi var mı?''

''Shuri sana kimoyo bileklerinin hazır olduğunu iletmemi istedi. Vibranyum çıkardıkları dağı göstermiştim, hatırlıyor musun?'' Emma hatırladığını belli eden bir mırıldanma çıkardığında amcası devam etti. ''Güzel, Shuri'nin laboratuarı orada, bilekliğini oradan alabilirsin.''

''Tamam da oraya nasıl gideceğim?''

''Kendin bul.''

Telefonu yüzüne kapadığında, Emma birkaç saniye telefona boş gözlerle baktıktan sonra gülerek yataktan çıktı ve odayla bitişik lavaboya yönelerek sabah rutinine başlamak için kollarını sıvadı. Önce yüzünü yıkadı, dişlerini fırçalayıp astımı için gerekli ilaçlarını içtikten sonra saçlarını at kuyruğu şeklinde toplayıp, yüzünün önünden çekti. Afrika baya sıcaktı, saçlarının ensesini kapatarak onu olduğundan da fazla terletmesini istemiyordu.

Banyoda işlerini bitirmesiyle dışarı çıktı ve cilayla ışıldayan gardırobun içinden basit, yazlık bir kıyafet olduğunu belli eden çiçek desenli elbiseyi üstüne geçirip, pijamalarını katlamadan dolabın içine tıkıştırdı. Ayağına da sandaletlerini giydikten sonra başucunda ilaçlarını tuttuğu çekmeceyi açtı, hepsinden birer kutu alarak fazlasıyla sıradan, düz siyah renkli bel çantasının içine atıp, telefonuyla birlikte odadan dışarı çıktı.

İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin