Ithuba
•T'CHALLA•
''Wakanda'da her şey yolunda mı?'' Nakia elindeki dosyaları masaya koyarken, gözlerini kaldırıp T'Challa'ya çevirdi. ''Ross'un geri geldiğini duydum.''
''Evet, BM ve CIA için çalışıyor, hakkımızda onlara karşı verdiği izlenim çok önemli. Memnun kaldıkları takdirde yardım kollarını genişletmemizde yardımcı olabilirler.''
''Şu an deneme aşamasındalar yani.''
T'Challa başını sallayarak, kadının elindeki dosyalardan birini alıp öylesine karıştırmaya başladı.
''Burada işler nasıl? Yardıma ihtiyacın var mı?''
''Gayet iyi, rahatlıkla idare edebiliyorum.''
''Birkaç günlüğüne dönmek istemez misin?''
T'Challa bakışlarını dosyadan kaldırdı ve Nakia'nın güzel yüzüne odakladı. Kadının yüzünde beliren nazik gülümseme, teklifini reddedeceğinin mesajını vermişti ona. Nakia ellerini siyah tulumunun ceplerine sokarak, yanına gelirken T'Challa gözlerini ondan alamıyordu. Yüzü doğallığın ve kadınsılığın iç içe geçmiş hatlarını taşıyordu, saçları kısacık olmasına rağmen inanılmaz çekici bir kadındı.
Kaymak gibi pürüzsüz teni sağlıkla floransan lambaların ışığı altında parlarken, T'Challa haddinden fazla bir süredir onu izlediğini fark ederek dikkatini toparlamaya çalıştı. Kafasında Okoye'nin uyarıcı sesini duyabiliyordu.
Onu görünce donup kalma.
Keşke dediği kadar kolay olsaydı.
''Teklifin için teşekkür ederim ama burada mutluyum T'Challa. Yardım merkezinde çalışmaktan keyif alıyorum, çok uzun süredir bunu istiyordum biliyorsun.''
T'Challa bir kez daha dediklerine katılarak, ellerini ondan biraz ötede duran kadının kavisli beline yerleştirerek kendine doğru çekti. Wakanda Uluslarası Yardım Merkezi, bir ay önce kadar kurulmuştu ve kurulduğu andan beri Nakia elini çekmemiş, tüm kalbini ortaya koyarak çalışmıştı ve hala da çalışmaya devam ediyordu. Sanki bu iş için yaratılmış gibi yüzünde kalpten bir gülümsemeyle etrafta koşuştururken, T'Challa'da bu kadar mutlu olduğu bir yerden onu kopartmaya gönlü razı gelmiyordu. Bu birkaç günlüğüne de olsa.
Başını eğerek alınlarını birbirine değdirdi. Onunlayken huzurluydu, ülkesinin sorumluluklarını taşıması gereken bir kraldan ziyade yanında normal bir adam gibi hissediyordu. Tek odağı sadece kadından ibaret bir hale geliyor, gözlerinin üstünde olduğundan ve yüzünden gülümsemesinin eksik olmadığından emin olmak istiyordu.
Çiçek gibi kokan kokusunu içine çekerek, dudaklarını onunkilere değdirdi. Tadını, kokusunu, dokunuşunu özlemişti. Onu bir aydır görmemişti, konuşmak kadına olan açlığını gidermeye yetmiyordu. Nakia'ya dokunmaya, kollarının arasında olmasına ihtiyacı vardı.
Onda en çok hoşuna giden yanı, yumuşak ama bir o kadar da inatçı olan görüntüsünün altında yatan savaşçı kimliğiydi. Olaylar karşısında soğukkanlılığını koruyup, kontrolü elde tutması onu hep etkileyen bir numaralı özelliği olmuştu. Kritik anlarda mantığına tutunabilmesi herkesin başarabileceği bir şey değildi.
Dudakları yavaşça aralanarak, özlemini ve duyduğu arzuyu aktarmaya çalıştı. Düşüncelerini uzaklaştırmaya ihtiyacı vardı, evindeki problemleri Nakia'ya taşımak istemiyordu. Her ne kadar kadın aynı zamanda dertleri olduğunda iyi bir dinleyici, bir arkadaş olsa da başı yeterince işle meşguldü, bir de onunkilere ihtiyacı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZ
FanfictionMarvel İçinde -17- Hayatını tek bir amaç uğruna heba etmesiyle, kalbi sürekli büyüyen bir nefret ve intikam hırsıyla dolup taşan bir kara deliğe dönüşmüştü. Karanlığın dibinde dolanan, yalnız ama tehlikeli bir adam. Erik ''Killmonger'' Stevens. Üst...