[13] Endişe

2.7K 262 141
                                    

-Sublimelight

-Böyle bir bölümü yazmayı zaten düşünüyordum ama ilk sen dile getirdiğin için bölümü sana ithaf etmek istedim ve başından beri desteğin içinde ayrıca teşekkür ederim.

Endişe 

•ERIK STEVENS•

''Geri dönsek iyi olur, hava kararmak üzere.''

Emma'nın sözleri üzerine Erik ondan önce ayağa kalkarak, kadına kalkmasında yardımcı olmak için elini uzattığında, genç kadın ona uzanmadan önce duraksadı. Eliyle önce bir şeyi yoklar gibi boğazına dokundu, ardından ensesinin arkasını kaşıyarak boş gözlerle ileriye bakarken yüzündeki ifade Erik'e doğru gelmemişti.

''Sorun nedir?''

''Hiç.'' Genç kadın dalgınlığından sıyrılarak, ona bakıp gülümsedi ama gülümsemesi güzel gözlerine ulaşmamıştı. ''Hiçbir şey, daldım sadece.''

Elini tutarak onu ayağa kaldırmasına izin verdi ancak daha bir adım bile atamadan Emma yeniden duraksadı.

''Emma ciddiyim, sorun nedir?''

''Bir şey y-''

Aniden gelen yoğun bir öksürükle bedeni iki büklüm oldu. Öksürüğün şiddetiyle sarsılarak düşmemek için koluna tutunurken, bir eli boğazını tutmuştu sanki öksürmesini durdurabilirmiş gibi masaj yapmaya çalışıyordu. Erik ne olduğunu idrak edemedi, kadının bedeni öksürükleriyle sarsılırken taş kesilmişti. Emma nefes almak için duraksadığında, hırıltılıyla çıkan sesini duydu.

O anda kafasına biri sertçe vurmuş gibi aklı başına gelerek, sıkıntısını çözdü.

Astım.

''Emma,'' Kadınla aynı göz hizasına gelmeye çalışarak eğildi. ''Çantanı aç, ilaçlarını almanda sana yardım edeyim.''

Ancak Emma'nın ona cevap vermesi olası değildi, kadın öksürüyor ve kuru öğürtüler çıkarmaktan ötesini yapamıyordu. Erik durumunun birbirini takip eden saniyelerle birlikte daha kötü bir hale bürünmesiyle, işleri kendi eline almaya karar verdi ve otoriter kimliğini ön plana çıkararak serinkanlı kalabilmeyi başardı. Emma'nın onun için endişe duymasını görmesinden ziyade, onu bu durumdan çıkaracak yardım eline ihtiyacı vardı.

Acil tarafından.

''Çantan nerede?'' Her zaman taktığı siyah çantayı belinde göremeyince, boğazı gerginlikle kasılıp kurudu. ''Lanet olsun, Emma nasıl yanına almadan çıkarsın?''

''Aklım...ç-çıkm...U-Unuttum-''

Şiddetli bir öksürük onu yıkıp geçerek, ayakta kalmasını imkânsızlaştırdığında Erik yere düşmesine mani olarak sırtına destek oldu ve yavaşça zemine oturmasını sağladı. Onu kucaklayıp gitse, şehrin içine yaya olarak ulaşabilmesi fazla vaktini alırdı, Emma'nın buna dayanabileceğinden şüpheliydi. Kadın kollarının arasında kıvranırken, kalbi sıkıştı.

Bir şeyler yap kahrolası.

''Emma.'' Kadının bilekliğinden, yüzünü daha önce görmüş olduğu genç bir kızın hologramı imdadına yetişir gibi yoktan var oluvermişti. ''Bilekliğinden sağlığının iyi olmadığına dair uyarı al- Killmonger.''

Kızın gözleri onu görünce doğal olarak inanmazlıkla büyürken, şaşıp kalmıştı. Erik başka bir zaman olsa çok büyük bir olasılıkla, onunla uğraşır ve T'Challa'ya davrandığı gibi sert bir tavır takınırdı ama şu anda bunların hiçbirini yapamayacak kadar aklı sadece Emma'nın ters giden sağlığına odaklanmıştı. İhtiyaçlarının basite indirgenmesi gibi bir şeydi, kadın düşüncelerinin merkezine oturmuştu ve Erik'de ondan ötesini düşünemiyordu.

İZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin