NATSU
Onun yüzünde oluşan şaşkın mutluluğu görünce bende bu durumun tadını çıkartmak istemiştim.
Onu memnun etmek fazlasıyla güzel bir duyguydu. Aşk gerçekten böyle bir şey miydi? Bencil olmayı bırakıp, birisine kendini tamamen adamak...
Khun aklındaki fikirden bahsettiğinde Lucy bunu onaylarken hem kendi evinde böyle bir kargaşa yaratacağı için üzülüyormuş, hemde yapmak zorunda olduğunu biliyormuş gibiydi.
Ona hak vermeye çalıştığım için olacakları yumuşatarak anlatmıştım, en azından içi rahat etsin istiyordum. Neyse ki hiçbir şeyden şikayet etmemişti ve planı beğenmişti. Belki de plan Khun'a ait olduğu içindir.
Çünkü Khun gerçekten çok zeki ve ilgi çekici biriydi. Sırf Lucy'nin arkadaşı diye onu çağırmış olsam da onunla oldukça iyi anlaşmıştım ve bir dahaki sefere herhangi bir plan yapacak olduğumda ona danışacağımdan da emindim.
Konuşma sohbete doğru ilerlerken, Gray beni aşağı çağırınca odadan çıkmak zorunda kalmıştım.
Urek'in bizi yemeğe davet ettiği günün kesinleştiğini haber verip, yemeğe sadece benim ve Lucy'nin gitmesinin odağı dağıtmamak adına daha doğru olduğunu söylemişti.
Onu onayladıktan sonra yukarı dönerken duyduğum, odamda geçen konuşmadansa hiç hoşlanmamıştım.
LUCY
"Onu gördün mü?"
"Evet, her zamanki gibi zirvede yalnız başına duruyor." yutkunduktan sonra gözlerimi kaçırmıştım.
"Evlendiğini duymuş, deliye döndü." iç çekerek arkama yaslanmıştım.
"Onu ilgilendirmiyor. En azından artık."
Khun bakışlarımı yakalamak ister gibi yüzüme bakıyordu. "Ne var?"
"Seninle yüz yüze görüşmek istediğini söylemişti." durakladı. "Natsu'nun haberi olmadan."
"Neden? Konuşacak ne kalmış ki?"
"İnfazın konusunda, sana yardımcı olabileceğini düşünüyor." ironiyle güldüm.
"Bana yardımcı mı olacakmış? O mu?" sinirli bir ifadeyle devam etmiştim. "Geçen sefer ettiği gibi mi?"
Khun'un ellerini iki yana açıp, haklısın der gibi baktığını gördüğümde sakin kalmaya çalışmıştım.
"Ben sadece haber vermek istedim çünkü onun seni görmek istediğinden fazlasıyla eminim."
Gülümseme sırası bendeydi. "Biliyor musun, aslında bende onu çok özledim. Onun harika sesini ve rahatlatıcı bakışını o kadar özledim ki, hala burda ne işim var bilmiyorum. Eğer görüşmek istiyorsa görüşürüz." bir süre duraklamıştım. "Ama cehennemde." titreyen bedenimi sakinleştirmeye çalıştım.
"Onu görmek istemiyorum. Varlığı bile tüylerimi ürpertiyor."
Khun tepkisiz bakmaya devam ederken, bende öfke kusmaya devam etmiştim.
"O iğrenç suratını görmektense infaz edilirim, daha iyi. Cehenneme kadar yolu var, çok istiyorsa beni orda beklesin."
NATSU
"Biliyor musun, aslında bende onu çok özledim. Onun harika sesini ve rahatlatıcı bakışını o kadar özledim ki, hala burda ne işim var bilmiyorum. Eğer görüşmek istiyorsa görüşürüz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suck My Soul
VampirosKaranlık bir dünyaya hüküm süren Natsu Dragneel, en iyiler için düzenlenen bir baloda Lucy Heartfilia ile tanışır. Bu kızda onu çeken şey, yoğun derecede burnunu aşındıran kan kokusudur, öyle bir koku ki onu her an yanında isteyecek kadar. Lucy, bab...