LUCY
Neden bir anda böyle bir cümle kurduğuma dair hiçbir fikrim yoktu, o yüzden telaşla Natsu'ya bakmıştım.
Urek kahkaha atıp Natsu'nun sırtına vururken "Bunu duydun mu? Çok iyiydi!" demişti. "Gerçekten aptallar kralısın sen."
Bu gülüşüne karşılık yumruklarını sıkan Natsu tüm öfkesini "Biliyorum!" diye bağırarak ona yönlendirmişti. "Biliyorum!"
Ben ne olup bittiğine bir anlam veremezken Zeref gülerek "Neşeli olmanıza sevindim." dedikten sonra ciddileşmişti. "Ama her şey sırasıyla."
Bana doğru uzattığı elini fark ettiğimde şaşkınlıkla gözlerine baktım. Gerçekten sanki ruhumun derinliklerine dokunuyor gibiydi bu bakışları.
Kulağıma eşsizmiş gibi gelen ses tonuyla "Benimle gel." dediğinde ben de dahil olmak üzere herkes neye uğradığını şaşırmıştı.
Urek ortamı yumuşatmak için bir taraftan kahkaha atarken diğer taraftan Natsu'nun sakura saçlarını, yumruğunu kafasına bastırıp onu eğerek karıştırmaya çalışıyordu.
"Güzel teklif, Lucy! Bence bunu bir değerlendir sen. Bu aptaldan sana hayır gelmez ne de olsa."
"Kapa çeneni, yaşlı bunak! Kimin tarafındasın sen?!"
"Yaşlı mı?! Kendine gel, sersem çocuk! Ben hala genç ve yakışıklıyım!"
Gözlerini kısıp parmağıyla Lucy'i işaret ederek "Hem görünüşe göre bazıları olgun seviyor." demişti. "Kızı abisine kaptıran birinin toyluğuyla övünmeye hakkı yok."
Natsu sinirle "Seni pislik öğretmen bozuntusu!" diye bağırdıktan sonra "Kim tarafındasın sen?!" diye sormuştu tekrar.
Urek ve Natsu'nun kavgasını bölen şey benim bir anda elimi Zeref'in bana doğrulttuğu ele doğru uzatmış olmamdı. Kaşlarını çatmıştı. "Oi, oi. Beni fazla cidye alma, şaka yapıyordum sadece."
Elini tutmak istiyordum. Bu kadar yakınındayken ona dokunup kokusunu içime doyasıya... "Lucy!" Düşüncelerimi bölen şey Natsu'nun sert sesi olmuştu.
Onunla göz göze geldiğimde elim titremişti bir an, geri çekmek istedim ama karşımda duran kişinin çekimi fazla kuvvetliydi. Onunla olmam gerektiğine dair bir his vardı içimde bu yüzden elimi tekrar yavaşça kaldırdım.
"Bu bir emirdir, Lucy! Sakın dokunma ona!"
Emir mi?! Bunu kaç defa konuşmamıza rağmen bana emir mi veriyordu bir de! Söylediği söze aldırmadan elimi kaldırıp Zeref'e doğru ilerlemeye devam ettim. Ona yaklaştıkça göğsümde bir ağrı oluşuyordu, aynı zamanda sanki yıllardır özlemini çektiğim bir şeye kavuşuyormuş gibi hissediyordum.
Gözlerimi kırptığım anda önümde öfkeyle bana bakan Natsu'yu görmüştüm. Zeref'in eline uzanmamı engelleyerek havada kalan elimi tutup kalbinin üstüne koymuştu.
"Lucy..." Dedi sakin kalmaya çalışan bir sesle. "Sen benim eşimsin, unuttun mu yoksa?" Öyleydim gerçekten de, bunu biliyordum ve Natsu'yu sevdiğimden emindim ama sanki Zeref kalbimdeki sıcak bir noktaya dokunup beni kendine çekiyormuş gibiydi.
Natsu'nun gergin sesi tekrar "Lucy." dedi. "Sen benim eşimsin. Sevdiğim kadınsın."
'Sevdiğim kadın...' Kulağa harika gelen bir cümleydi bu. Bu cümleden başka hiçbir şeye ihtiyacım yoktu belki de bunca zamandır.
Eşim olan adamın gözlerine bakıp "Üzgünüm, Natsu." dedim. "Ama garip hissediyorum, bunu açıklayamıyorum."
Alnıma bir öpücük bıraktıktan sonra "Biliyorum." demişti. "Biliyorum ve bunu düzelteceğim. Söz veriyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suck My Soul
VampireKaranlık bir dünyaya hüküm süren Natsu Dragneel, en iyiler için düzenlenen bir baloda Lucy Heartfilia ile tanışır. Bu kızda onu çeken şey, yoğun derecede burnunu aşındıran kan kokusudur, öyle bir koku ki onu her an yanında isteyecek kadar. Lucy, bab...