27.Bölüm (Kraliçe'nin Hafızası)

1K 173 247
                                    

NATSU

Sonunda Urek denen o uyuz herifin antremanı bitmişti ve artık bana gücümü geri verecekti. Bunu sanki bir parti gibi görmesi ayrı bir olaydı.

Kendimi sünnet olmuş bir çocuk gibi hissediyordum. Herkesin bir takı takmadığı kalmıştı. Utanmasalar üzerime 'Maşallah' yazıp beni öyle gezdireceklerdi.

"Urek sence de biraz abartmıyor musun? Alt tarafı gücümün kalan kısmını geri vereceksin."

Göz devirip "Sen ne anlarsın." dedikten sonra elimdeki içki bardağını alıp yanımdan geçip gitmişti.

Gülerek gelen Lucy ise elini omzuma koymuştu. "Bence sadece eğlenmek istiyor ve bu parti de bir bahane."

"Farkındayım ve memnun değilim."

Kollarını boynuma dolayıp "Huysuzluk etme, büyükbaba." dedikten sonra asık suratımı taklit etmişti.

"Bakıyorum sen de onun tarafını tutar oldun."

Gönlümü almak için dudağıma bir öpücük bıraktıktan sonra "Çünkü eğlenceli." demişti.

Bu evdeki herkes beni sinir etmekten zevk alıyordu. Eşim bile!

"Lucy! Khun seni çağırıyor, sanırım küçük bir güç testi yapacakmış!"

Khun'un çağrısına karşılık dudaklarıma bir öpücük bırakıp uzaklaşmıştı Lucy. Sonunda sessizliğin tadını çıkarıp içkimi içerken aslında bu partiden hoşlanmaya başladığımı düşünmüştüm.

Gray yanıma gelip "Huysuzluk etme, hoşuna gidiyor." dediğinde omuz silkip "Beni yakaladın." diye cevap verdim.

"Juvia nerde? Senden iki dakika ayrıldığına göre kıyamet falan kopmasın sakın."

"Ha ha ha. Asıl sen nasıl Lucy'i yalnız bıraktın hayret ettim. Genelde kuyruğu gibisin de kızın."

Gülüp "Sanırım Lucy'nin Juvia'sıyım." dedim.

"Yakında Lucy-sama demeye de başlarsın sen."

"Lucy-sama demek..."

Gray'in kıkırdamasını duyduğumda "Bunu başka birinin ağzından duyarsam seni öldürürüm." demiştim ama bakışlarından hiçte etkili bir tehdit olmadığını anlamak zor olmamıştı.

"Öldürmek demişken Zeref ile ilgili bir durum mu var? Geçen gün bana onunla ilgili bir şeyler gevelemiştin."

"Evet. Düğün günümün akşamında Urek'in karşısına çıkmış."

"Sence düğün zamanı ortaya çıkması tesadüf mü?"

"Ne demek istiyorsun?"

"Sakın bana unuttuğunu söyleme gerizekalı."

"Hayır, cidden anlamadım. Ne demek istiyorsun?"

"Bazen bu beyinle nasıl hayatta kaldığını sorguluyorum gerçekten."

"Hafızam pek iyi değildir, beni bilirsin işime gelmeyen şeyleri aklımda tutma sürem beş saniye falan."

Yanımdan ayrılmadan önce kulağıma doğru "Kum saati seni sersem. Kum saatini verdiğin kişi Lucy'di." diye fısıldamıştı.

Oh, Lucy aşkına. Yine yediğim bir bokun acısı çıkacak gibi bir his sardı içimi. Bunu en kısa zamanda düzeltmem gerekecek anlaşılan.

Herkes bir tarafta eğlenirken Urek yanıma gelip "Bu kadar konaklama yeter. Zaten gücüne karşılık bir ücret de ödemedin." dedikten sonra parmağını enseme koymuştu.

Suck My SoulHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin