Bitmeyen Telaş

141 10 4
                                    

EYLÜL:
Artık okul sezonu açılmıştı ve herkes çalışıyordu artık işlerimize dönmüştük gün içinde kızlarla sadece telefonda konuşuyorduk çünkü hepimiz çok yoğunduk Meral ise iş yerinden izin almıştı evde düğün hazırlıkları ile uğraşıyordu başı çok kalabalıktı sürekli bana ve kızlara siz karışmayın düğünümde herşeyi kendin halletmek istiyorum demişti o yüzden bizde karışmamıştık bebeğim üç aylık olmuştu bir ay sonra cinsiyeti belli olacaktı Serkan sürekli  sana benzeyen bir kızım olsun istiyordu bende ona benzeyen bir oğlum olsun istiyordum hastaneye gittiğimde fazla hastam yoktu işim iki saat sonra bitmişti bende Serkan'a sürpriz yapmak için bürosuna gitmiştim giderken de yiyecek birşeyler almıştım bürodan içeri girdiğimde Serkan'da davadan çıkıyordu.

Serkan: Aşkım nasılsın bu ne güzel sürpriz.

Eylül: İyiyim sevgilim bitti mi duruşma.

Serkan: Bitti üvey kızına taciz eden adamı içeri attık üç yıl ceza yedi.

Eylül: Sen mükemmel bir adamsın seninle evlendiğim için çok şanslıyım.

Diyip yanağından öpmüştüm.

Serkan: Hadi odama geçelim.

Eylül: Olur birşeyler aldım onları yeriz.

Nehir: Eylül abla.

Eylül: Canım gözün aydın bitti bu işkence o pislik artık sana zarar veremeyecek.

Nehir: Senin sayende Eylül abla sen ve Serkan abi sayesinde teşekkür ederim siz olmadan başaramazdım.

Eylül: Biz hep burdayız ne olursa olsun gel tamam mı.

Nehir: Teşekkür ederim.

Serkan ile odaya geçmiştik.

Eylül: İşte bu yüzden kızım olsun istemiyorum.

Serkan: Hangi sebepten.

Eylül: Bu taciz olayı filan işte Serkan.

Serkan: Eylül saçmalama ben varım ben seni de kızımızı da korurum.

Eylül: Bunu biliyorum sevgilim ama yarın öbür gün bize birşey olursa bu dünyada tek kalsın istemiyorum.

Serkan: O zaman bizde bir tane daha yaparız oda erkek olur abilik yakar ona olmaz mı.

Eylül: Sen ne kadar fenasın ya nereleri düşünüyorsun.

Serkan: Kızımı düşünüyorum hayatım yani bize birşey olursa diye.

Eylül: Tamam Serkancım ben çok acıktım hadi yemek yiyelim.

Serkan: Olur sevgilim.

CEMRE:
Gökhan işe gitmişti bizde evde Emine teyze ile Ada'ya bakıyorduk Ada yavaş yavaş büyüyordu birinci yaş gününe çok az kalmıştı Gökhan ile birşeyler planlıyorduk.

Emine: Evde mı yapacaksınız kızım doğum gününü.

Cemre: Evde yaparız Emine teyzecim bahçe gayet müsait bahçeyi süsleriz diye düşündük Gökhan'la.

Emine: Güzel olur kızım bizimkileri de çağırırız.

Cemre: Evet Emine teyze ne kadar çabuk büyüdü demi ben Gökhan'a kendi kanından bir çocuk veremedim ama Ada'ya da çok bağlandık.

Emine: Sen merak etme kızım siz bu çocuğun anne ve baba yarasını oda sizin evlat yaranızı kapattı Gökhan'ım ayrım yapmıyordur.

Cemre: İyiki onunla evlenmişim Emine teyze çok şanslıyım.

Emine: Oda çok şanslı kızım.

MERAL:
Evde gelinlik ve düğün mekanı modellerine bakarken baya bir yorulmuştum yaklaşık iki ay sonra düğün vardı herşeyin kusursuz olmasını istiyordum bunca acı çektikten sonra kusursuz bir düğün hepimizin hakkı diye düşünüyordum.

KADER:
Evde Umut ile oynarken Cenk'te işten gelmişti.

Kader: Hoşgeldin aşkım.

Cenk: Hoşbulduk ne yapıyormuş benim küçük ailem.

Kader: Yemek hazır acıktın mı.

Cenk: Valla kurt gibi açım aşkım hemen geçelim mı.

Kader: Olur ben Umuta yedirdim yemek biz yerken oda burada oynasın.

Cenk: Olur sevgilim.

Yemekleri doldurmuştum Cenk'te üstünü değiştirip gelmişti sofraya geçmiştik.

SONGÜL:
Güney: Aşkım ben geldim.

Songül: Hoşgeldin sevgili.

Güney: Nasılmış benim hayatımın anlamları.

Songül: Çok iyiyiz.

Güney: Yemeği dışarda yiyelim mı.

Songül: Nerden çıktı canım.

Güney: Ailemi dışarı çıkarmak istiyorum.

Songül: Peki olur.

Dışarı çıkıp yemek için restoranta gelmiştik yemeğimizi yedikten sonra biraz sahilde yürüyüş yapmaya karar verdik.

Güney: Nasıldı ilk iş günü.

Songül: Yorucu zaten bir iki ay sonra tekrar izine çıkacağım.

Güney: Haklısın aşkım az kaldı çocuklarımızın doğumuna.

Songül: Evet bir an önce doğsunlar Güney çok sabırsızlanıyorum bir an önce kucağıma almak istiyorum onları kokularını içime çekmek istiyorum.

Güney: Bende sevgilim onlar doğunca çok mutlu bir aile olacağız.

Eve gidince ikimizde alarmlarımızı kurup uyumuştuk bugün ikiniz içinde yorucu bir iş günü olmuştu.

Hayat'ın ZorluklarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin