Müşterilerin bugün yine en yoğun olduğu günlerden biriydi. Insanlarin önceki gece yaşanan olaydan haberi olmasa da ellerimin titremesi hala gecmiyordu.
Dün geceye kadar müdürü olduğum bu bar ın şimdi sahibiydim. Istemeye istemeye bu barın bana ait olması için gerekli belgelere attığım imza aslında beni özgür kılmamış öleceğim güne kadar sürecek olan bir minnete ve esarete hapsetmisti.
Oysa ben sadece evimde oturup sevdiğim adamı beklerken camın önüne yerleştirdigim saksilardaki menekselerimi sulamak istiyordum.
Yağmurdan kaçarken doluya tutuldugum o gecede beni kurtarmasina izin vermeseydim belki de şimdi annemin yanında cennette olacaktım.
Ve belki de hayatım bundan daha iyi olacaktı. Iki taraflı camlar ve yalıtımlı duvarlar ile o pislik adamın keyfine ne kadar duskun olduğunu düşünüyordum kan ter içinde dans eden insanları izlerken. Ve birden gözüme takıldı biri.
Yapılı vücudunu simsiyah giyindigi takımın altına gizlemis yanında korumaları ile o girdi bara.onu görenlerin saygıyla yere kapaklanmasini bir türlü anlayamiyordum. Dün geceye kadar tabi. Ellerimin titremesi korkudan mi telastan mi bilemedim.
Yukarıya ofise gelen gecide girdiğinde derin bir nefes aldım. Bu defa neler bekliyordu kimbilir beni..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Teen FictionGözlerim dolunayın o eşsiz güzelliğini görüyor, kulaklarım geceye "günaydın" deyişini duyuyordu. penceremin sınırlarından ibaret olan hayatım, seninle can buldu yeniden, çölde su bulan umudu yitik birisi gibi. kırılıyorum, parçalanıyorum ve her sefe...