VOTE VE YORUMLARI BEKLİYORUM ARKADAŞLAR. GÜZEL KÜTÜPHANELERİNİZE DE EKLEMEYİ UNUTMAYIN. :*
***************************************************************************
“Nasıl görürüm. O da mı gelecek. Bana neden daha önce söylemiyorsun.” Dedim hırsla.Tarif edilemez kalp çarpıntımı ve yanaklarıma düşen ateşi bastıramıyordum.
Uzun zman sonra Kadir'i görme fikri yüreğimi sol yanımdan almış ağzımdan çıkaracaktı nerdeyse. Avuç içlerim terliyordu. Neden ama, bu duyguları neden bir arada yaşıyordum. “Neden gece elbisesi mi giyecektin gladyatör mü? Bırak artık ona karşı zırh ve kalkan kullanmayı Dolunay. O senin her zaman iyi olmanı istedi.”dedi.
Başımı camdan dışarı çevirdim ve cevap vermedim. Haklıydı ama her defasında benımle ınatlasıyordu. O gece beni kurtarmasaydı şimdi ölmüş olacaktım. Hayallerimi zorda olsa gerceklestırmeme yardım etmıştı.
Yolu izlerken İstanbul ‘un merkezinden uzaklaştığımızı anlamıştım. Kadir’in çiftliğine gidiyorduk. Daha önce Destan bahsetmişti fakat hiç gitmemiştim. Kadir’i bile görmemiştim.Yağmur yağıyordu,ağaçların yanımızdan akarken aklımda bıraktığı görüntüler içimi en az Kadir'i görrme heycanım kadar ısıtıyordum.
Allah'ım ne diyorum ben. Kadir'i ilk defa bu kadar çok görmek istiyor ve heycan yapıyordum. Nerdeyse altı aydır görmemiştim onu. Beni görmek istemiyordu. Kardeşini hatırlattığım için diye düşünüyorum bunu.Ya da öyle umuyorum.
Yağmurun şubat ayını süslediğini çiftliğin girişine geldiğimde unuttum. Üzerimdeki kotum ve çizmelerim arabadan indiğim anda çamura batmıştı bile. Çakıldan yapılan yürüyüş yoluna adımımı zor atmıştım.Kocaman bahçesi olan ev beni şimdiden büyülemeye başlamıştı.
Benim aksime Destan’ın sadece ayakkabıları batmıştı. Alışkın tabi gelip gitmekten. Yaşlı bir teyze çıktı kapıya. Önünden bizi karşılamaya gelen onun eşiydi sanırım.Ev dışarıdan kayalarla yapılmış gibi görüntü veriyordu. o kadar ihtişamlıydı ki. Kapıdaki korumaları ve evin etrafında olanlar yerlerindeydi.
Destan'ı da sürekli bir gurup takip ediyordu. Nereye gitsek ne yapsak peşimizdeydiler. Dibimizdeydiler.
“Hoşgeldiniz.”dedi mahcup bir sesle kadın. “Daha önce hiç bayan misafir gelmedi buraya.Utandı garibim.”diye fısıldadı kulağıma Destan. Valla benimle eğleniyor buda yahu.
İçeri girip çizmelerimi kapıya tutunarak çıkardım ve ayağıma teyzenin uzattığı ayağıma tam olan ugg ları giydim. Benim evdekinin aynısıydı. Sadece evde giymek için almıştım. Bu benzerlik beni şaşırttı.Kadir demek beni bu kadar düşünüyordu.
Sol tarafa dönüp eskitme olarak döşenmiş laminantların üzerinde odayı inceleyerek yürüdüm. “Bir gün incelerken kafanı gözünü patlatacaksın.” Diyen sese döndüm. Kadir. Ne yapacağımı elimi kolumu nereye koyacağımı şaşırdım.
Kalp atışlarım hızlanmış yüreğim ağzımdan çıkacak duruma gelmişti. Daha önce hiç böyle olmamıştım.
“Beni öyle bir hayattan çıkardın ki,hala öğreniyorum,alışmaya çalışıyorum.”dedim mahcup bir sesle.
Elimi uzattım. Sıktı ama bırakmadı. “Seni hayata bağlamak kolay olmadı Dolunay. Ama şimdi karşımda güçlenmiş olduğunu görmekten çok mutluyum. Ve tabi öğrenmeyi,incelemeyi bırakmadığın içinde.”dedi. Diğer eliyle elimi kendi elleri arasında tos yaparcasına sıkıyordu. Yok yok okşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Teen FictionGözlerim dolunayın o eşsiz güzelliğini görüyor, kulaklarım geceye "günaydın" deyişini duyuyordu. penceremin sınırlarından ibaret olan hayatım, seninle can buldu yeniden, çölde su bulan umudu yitik birisi gibi. kırılıyorum, parçalanıyorum ve her sefe...