ÇOK BEKLETTİM BİLİYORUM. KENDİMİ AFFETTİRMEK ADINA KADİR'DEN BİR BÖLÜM ATIYORUM.KEYİFLİ OKUMALAR..YENİ BÖLÜM VOTE VE YORUMLARA GÖRE GELECEK. SEVİLİYORSUNUZ...
***************************************************************************
Benim yüzümden vurulabilir,o güzel gözlerindeki ışık sönebilirdi. Nasıl bu kadar kör olabildim.Onu koruyamadım.Destan’ı da ..
Günlerdir aklımı kemirip duran bu durum yüzünden Dolunay’a soğuk davranıyordum.Onun için yanıp tutuşurken soğuk davranmak zorunda kalıyordum. Bu kadar severken,kıskanırken..Bu ihmal yüzünden Destan yerinde o olabilir,Destan kadar şanslı olmayadabilirdi.
Tenini ne kadar özlesemde sadece telefon ediyor, kendimi ondan olabildiğince uzak tutuyordum.Çiftlikteki evde onu daha rahat koruyabilirdim.Bana aşık olması herşeyi daha zorlaştırıyordu.Onu gördüğüm ilk andan bu yana ben zaten ona sırılsıklam aşık olmuş,zamanla bunun farkına varmış ve onu kollarıma almıştım.Şimdi ise ondan uzak kalmak zorundaydım.
Ona dokunamadığım her an nasıl sinirli,lanet bir adama dönüştüğümü korumalarım daha iyi biliyordu.Ben dokunamadıkça ona yakın olan herkesi ateşe vermek geçiyordu içimden,Destan’ı bile.
Bir kaç gündür çiftliğe uğramadığım için sesi kötü geliyordu. Ama mecburdum. Destan’ı vuran adamı bulmuş,asıl dertlerinin verdirmediğim haraçların hıncını almak için göz korkutmak olduğunu öğrenmiştim.
Tabi adamı bulup yaptığım işkenceler sonrasında konuşması herşeyi ortaya çıkarsada Dolunay’ın bunu yaşaması yüzünden sinirim geçmemişti.
Sağ elini sol eli gibi kızgın demirle defalarca yakmış, yanık et kokusunu hissetmeye daha çok başlamıştım.Burnumdan içeri girişi,tenime sinmesi gibi çabuk olmuştu.
Neden bilmiyorum ardından dayanamayıp adamın kafasına sıkmış,İstanbul’u bir pislikten daha kurtarmıştım.Cenk bile bunu yaptığıma inanamamıştı. Dolunay devreye girince ben herşeyi yapabilcek bir katil oluyordum. Kendi kirimi bulaştırmamak içinse ondan kaçıyordum.Beceremiyordum.
Şöfor arabayı çiftliğe girip durdurunca düşüncelerimden çıktım.Hava kararmıştı. “Bu gece iyi bir yağmur yağacak,belli. Hazırlıklı olun.Hata istemiyorum.”dedim.
“Emrin olur abi,sen merak etme.”diye cevap verdi Cenk. “Cesetlerden kurtulmuşlarmı öğren.Ufacık bir hata olursa canınızı yakarım.” Cenk’in canını yakmam tabiki ama o benim ne demek istediğimi anlamıştı.
Sonuçta Destan’ın can dostumun intikamını almıştım.Ama içimde ki sıkıntıyı atamıyordum.
İçeri girdiğimde beni kucaklayarak karşılayan Dolunay’ın o beklenti dolu bakışlarına tepki verememek beni yıkıyordu. Güzel kokusunu içime çekerek saçlarına bir öpücük kondurdum.Aşağı inen Nisan da beni gülümseyerek karşıladı fakat bir başka bakıyordu. Kaç yaşındaydı bu kız böyle hareket ediyordu.Ters bir bakış attım veDolunay’a duş alacağımı söyleyerek yukarı çıktım.Arkamdan ne kadar üzüntü ile baktığına aldırış etmemiş gibi görünsemde içim parçalanmıştı.
Odaya girdiğimde Dolunay’ın kokusunun sindiği belli olan havayı soludum. Aklım karışıktı evet ama o kokusu beni benden alıyordu. İki saat olmamıştı daha ve ben bir adamı öldürmüştüm,hatta birde işkence yapmıştım.Eskiden Dolunay yoktu ve bu yaptıklarım hiç bu kadaar zor gelmiyordu.Onun tertemiz olmasının yanındaki benim karalığım,karanlığım göze batıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Teen FictionGözlerim dolunayın o eşsiz güzelliğini görüyor, kulaklarım geceye "günaydın" deyişini duyuyordu. penceremin sınırlarından ibaret olan hayatım, seninle can buldu yeniden, çölde su bulan umudu yitik birisi gibi. kırılıyorum, parçalanıyorum ve her sefe...