Destan Dicle tek kaldığı için aşağı inmiş,ara ara beni yoklamaya çıkıyordu.Yavaşça ayağa kalkıp içeriyi gösteren camın önünde dikildim. Kenan sahneden inmiş bir kaç kızla sohbet ediyordu. Dicle birileriyle konuşuyor,Destan barda oturmuş onu göz hapsinde tutuyordu.
İnsanların bu odada yaşanan hiçbirşeyden haberi olmamasına seviniyordum.Tabi Destan dışında. Utanıyordum.Hemde çok.Benim suçum değil di belkide...Benim suçum muydu?
Yavaş yavaş boşalan bara bakıyordum hala.Destan ofise çıkan geçide yöneldi.Ve çok geçmeden kapıdan içeri girdi. "Tenhalaştı.Hadi gel seni eve götüreyim,Dicle'yi de bırakırız.Kafan dağılsın."dedi.Benim düşünceli arkadaşım,sırdaşım,dostum,abim,kardeşim..
Dicle iyi birine benziyordu ve ben Destan'ın mutluluğunu herşeyden çok istiyordum.Ve bunun için elimden geleni yapacaktım. "Tamam."dedim kısık sesimle.Gülümsedi. "Aşağıdayım."dedi ve çıktı.
Kalkıp trençkotumu giydim sallana sallana.İçkinin etkisi beni hafif terk etsede hala başım dönüyordu.Hatta birazda midem bulanıyordu.
Bara indiğimde Dicle hazırdı çıkmaya.Koluma girdi. "Fena dağıttın bu gece."dedi. "Çorba içmek ister misiniz kızlar.Harika bir yer biliyorum."diyerek yanımıza geldi Destan.
"Sizi bilmem ama benim eve dönmem gerek kız kardeşim merak eder."dediğinde onu onayladım çünkü hiç corbacı havamda değildim.
Arabaya ben öne Dicle arkaya bindik."Dolunay,neden böylesin,bak sorun her neyse eminim çözülecektir."dedi garibim ne bilecekki. "Anlatmak istersen her zaman dinlerim seni,kısa zaman oldu tanışalı fakat benim sizden ve kız kardeşimden başka kimsem yok."dedi.
"Emin ol benimde yok.Ve bir gün cesaretimi bulup anlattığımda beni yadırgamıycağına eminim."dedim.Onay beklercesine yaptığım şeye.
Destan gelip yola çıktığımızda hepimiz susmuştuk.Daha önce Dicle'yi eve bıraktığı tarif olmadan bulduğu yoldan belliydi. "Olamaz."dedi bir evin önüne yaklaştığımızda.Gecekonduların yıkık dökük olduğu bu mahalle bana kendi eski evimizi hatırlatmıştı.
"Ne oldu."dedi Destan Dicle ile aynı anda arabadan inerek. Dicle eve doğru koştu ve aralık olan kapıdan içeri girdiğinde bir el boynundan yakaladı. Bende hemen arabadan indim. Destan ve beN şok halde duruyorduk ki Destan silahını çıkardı.
"Bırak beni pislik."dedi adama. "Bırak lan kızı"diye silhını doğrulttuğunda ben olayı anlamaya çalışıyordum. Arkadan bir adam daha çıktı dudağından kan akan genç bir kızla.
"Demek pezevengin seni tek bırakmıyor."dedi ve kahkahayı bastı. "Bu da iş arkadasın mı,o da güzelmiş."dedi beni göstererek. Destan'ın iyi bir nişancı olduğunu biliyordum fakat Dicle'ye ve kız kardeşine zarar gelmesin diye duruyordu.
"Derdin neyse benimle çöz bırak kızları."dedi Destan. "Hımm demek iyi sermaye senin Dicle."dediğinde Dicle adama dirseğini geçirip ne ara diziyle tekmeyi ağzına vurdu da adam yere yapıştı ben anlamadım.
Bir el havaya ateş edince Destan, adam kızı da hemen bıraktı."Abi nolur vurma."dedi ve ellerini havaya kaldırdı. "Bana ihtiyacın hiç olmayacak mı?"diye Dicleye sitem etti birde. Ben hala Fransız olaya.
"Geçin lan şöyle."dedi Destan adamın biri diğerinin yanına çöktü.Dicle'nin yere yapıştırdığı ise ağzından akan kanı silmeye çalışıyordu. Destan silahın namlusunu ağzına dayayınca korkudan açılan gözleri konuşuyordu.
"Destan dur."dedi Dicle. Destan ona bakmıyordu bile. "Bu benim ve burdaki tüm gecekonduların sahibi.Yanındaki de onun iti."dedi. "eee."diyerek namluyu iyice adamın ağzına soktu Destan.Adam öğürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Teen FictionGözlerim dolunayın o eşsiz güzelliğini görüyor, kulaklarım geceye "günaydın" deyişini duyuyordu. penceremin sınırlarından ibaret olan hayatım, seninle can buldu yeniden, çölde su bulan umudu yitik birisi gibi. kırılıyorum, parçalanıyorum ve her sefe...