"Ka..Kadir" dedim ve gözyaşlarım yeniden yanaklarımı bulduğunda Kadir'in bana sarılıp ikimizi içeri çekerek kapıyı kapatması bir oldu.
"ŞŞŞŞŞ..Neden ağlıyorsun. Güvenlik aradı ve seni kötü gördüğünü söyledi. Ne oldu Dolunay söyle lütfen."dedi. Beni kendinden çekip yüzümü ellerinin arasına aldı. O kadar yakından bakıyorduki gözlerime kaybolacağım sandım.
Kokusu burnumla beraber tüm evi dolduruyordu.Nasıl gelmişti buraya,hem ne güvenliği. Ne oluyor burda.
"Ben..ben iyiyim birşey yok..Sadece..sadece.."dedim ve devamı yok. Bu defa ben ona sarıldım. Anne babasına sarılmaya aç cocuklar gibi,askerden dönen sevgilisine hasret kadınlar gibi,sevdiği halde ayrılmak zorunda olan genç bir kız gibi.. İçten,taa yürekten,aşık..
Saçlarımı oksadığı elini takip ediyordum hislerimle. olduğumuz yerde kımıldamıyorduk. Sadece saçlarımı yukarı aşağı sıvazlıyordu.Sakinleşmemi bekliyordu.Merak ediyordu. Ne diyeceğimi düşünüyordum bende.Bu olayı nasıl açıklayacağımı.
Başıma dayadığı çenesinin sinirle kasıldığını hissedebiliyordum. Ama sinirlerim boşalmıştı iyice durduramıyordum. Yavaşça geri çekildim. Bir yerde başlamam gerekiyordu.
"Be..ben afedersin." içimi çektim hıçkırıklarla. Elleriyle beni koltuğa oturttu ve mutfağa yöneldi. Mavi koltuk takımlarım ve karşısındaki plazma ile tamamlanmış ortada beyaz bir sehba koymuştum. Mutfak Kadir'in evi gibi L şeklinde salonun içindeydi.
Bana su doldurduğunu görebiliyordum. Pembe tabureler yerleştirmiştim mutfağı salondan ayıranmasaya. Bir yatak odası ve bir salondan oluşan residance dı evim.
Elinde bir bardak suyla geri geldi. Onu ilk defa bu kadar tedirgin görüyordum. "Şimdi bana ne olduğunu anlatıyorsun Dolunay. Yoksa öğrenene kadar taş taş üstünde bırakmayacağım."dedi.
Gözlerin gözlerime öyle güzel bakıyordu ki. Seni görmemekten korktum demek geldi içimden fakat böyle birşeyin imkanı yoktu.Sensiz bu zamana kadar nasıl gelmişim ben. Bugün seni gördüğümde aslında sana o ilk geceden bu yana ne kadar muhtaç olduğumu anladım Kadir demek geldi..
"Patronun,patronun sevgilisiydi sanırım."dedim ve yeniden hıçkırdım. "EE"dedi sinirden oynayan çene kası iyce belirginleşmişti.
"Benim hem seni hemde patronu idare ettiğimi söyledi ve üzerime atladı."dedim. bu yaşıma kadar hiç bir kavgaya karışmamış olan ben o kadar acizdim ki. Yıllarca babamdan yediğim dayaktaki kadar korkmuştum.
Ellerim titriyor,gözümden yaşlar hızla akıyordu. Kadir birden ayağa kalktı." Destan'ı ara buraya gelsin. Bakalım o kadın bana da aynı şeyleri söyleyebilecek mi."dedi.
Tam gidecekken oturduğum yerden onu bileğinden yakaladım. "Gitme Kadir.Beni bırakma nolur."dedim. Gözlerine bakarak söylediğim bu sözler onun olduğu yere çivilenmesini sağlamıştı.
Aslında ben ona "Gitme Kadir"derken hayatımdan gitme. Hep burada kal demek istesemde şuan konu farklıydı.
Bileğindeki elimi diğer avcuna aldı ve yanıma tekrar oturdu. "Ağlama,cezasını çekecek."dedi sakin ama dişlerinin arasından.Biliyordum ki o kadını öldürdüğü hiç bir adamdan ayırmayacaktı. Ve acımayacaktı.
Söylemekle doğrumu yaptım yanlış mı idrak edemedim.Bir yanda gururuma,bir yanda namusuma bir yanda ise tertemiz beslediğim ve daha yeni anladığım aşkıma hakaretler edilmişti.
İçimi çeke çeke oturduğumuz koltukta ayaklarımı sol tarafa popomun altına doğru toplayıp beni yerleştirdiği göğsünün tadını çıkarmaya çalıştım.Elimi yerleştirdiğim sert göğsü avcumdan büyüktü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLUNAY
Teen FictionGözlerim dolunayın o eşsiz güzelliğini görüyor, kulaklarım geceye "günaydın" deyişini duyuyordu. penceremin sınırlarından ibaret olan hayatım, seninle can buldu yeniden, çölde su bulan umudu yitik birisi gibi. kırılıyorum, parçalanıyorum ve her sefe...