8.Bölüm

1.2K 111 16
                                    


HEMINGWAY;Erkeklerin Güzel Olabileceğini Öğrendim

Fethi'den Anlatım

"Masallar mutlu sonla biter gazeteci,hikayeler değil." Bu dediğime histerik bir gülüş atmıştı. "Bunu biliyorum zaten." Diyerek yataktan kalktı ve kitabı aldığı yere koydu. "Sigaran var mı?" Sakince sorduğu soruya,kafamı evet anlamında sallarken, Eylem çoktan balkona oturmuş beni bekliyordu. Ben de balkona çıktım ve yanına oturdum. Sigara paketinden bir tane sigara uzattım. "Sağol" Diyerek aldı ve sigarayı yaktı." İçine çekti ilk önce, sonra dışarıya güçlü bir nefes verdi. Yaşıyordu resmen içerken sigarayı. Bu hâli küçük bir tebessüm etmeme neden olmuştu. "Fethi bütün masallar mutlu sonla bitmez. Kibritçi Kız ölüyordu sonda. Yaani masallarda da mutsuz son var." Bunun bir önemi var mıydı? Diye içimden geçirirken,Eylem sigarasını söndürüyordu. "Neden Hemingway, Fethi?" Beklemediğim bir anda gelen soru beni tedirgin etmişti. "Hemingway  işte. Asıl senin gibi biri neden onun kitaplarını okuyor." Sorumu beklemediğini hafif bir iç çekişle belli etti. Sonrada yüzünde bir gülümseme oluştu. "Liseden beri severim kendisini. Bütün kitaplarını okumuşumdur. İdolüm kendisi. Hayatımı onun gibi bir gezgin olarak geçirmek istiyorum. Afrika'yı onun gözüyle keşfetmek istiyorum. Ve onun gibi güzel sevmek istiyorum." Söyledikleri karşısında ben küçük çaplı bir şok geçirirken, kendisi gülmek ile yetinmişti. "Biliyor musun Fethi? İlk defa Hemingway hayranlığımı birine anlatıyorum. O da sensin." Gülmedi daha çok artarken ben de gülmeye başlamıştım. " Fethi sende Silahlara Veda etsene." Anlamayan gözlerle Eylem'e bakarken, o daha çok rahatlamış görünüyordu. "Nasıl? Ne  demek istiyorsun sen gazeteci?" Sorgular ifadem, onun gerilmesine neden olurken. Bir açıklama yapmak ister gibi öne atıldı. " Senin bir mafya olduğunu düşündüğüm için öyle dedim." Titreyen sesine rağmen dik durmaya çalışıyordu. Durumuna gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. "Yaa benim bir mafya olduğumu düşünüyorsun demek." Alaycı ses tınıma, kendini geri attı ve derin bir nefes verdi.  "Mafya değil misin?" Merak barındıran sorusu karşısında,kafamı hayır anlamında sallamak ile yetindim. "O zaman neden biz evlendik?" Sıkıntılı ses tonu bir cevap bekliyor gibi idi. " Öyle gerekti gazeteci." Cevabım Eylem'i tatmin etmemiş olacak ki, tekrar soru soracağı sırada. "Gazeteci röportaj yapmıyoruz." Diyerek susmasını sağlamıştım. Bu susması sadece iki dakika almıştı. "Peki ne işle uğraşıyorsun." Meraklı sesiyle bana dönmüştü. "Sanane." Kısa kesmeliydim. Ona asker olduğumu söyleyemezdim sonuçta. Bak aklıma ne geldi? Biraz önce sıkıldığını söylemiştin." Kafasını sallamakla yetinmişti. Ama gözleri parıl parıl parlamıştı. "Hadi sahille inelim." Diyerek bir fikir üretmiştim. "Acıkmıştım zaten bir şeyler de yeriz de mi?" Küçük biz kız çocuğu edasıyla sorduğu soruya, tebessüm etmiştim. "Yeriz. Hadi hazırlanalım." Diyerek balkondan çıktık. Dolaba doğru ilerleyen Eylem'e baktığımda, heyecanlı görünüyordu. Sanki ilk kez gidicek gibi. Bende giyinmek için, giyinme odasına giderken. Eylem arkamdan seslendi. "Spor giyinelim." Omzumun üstünde ona doğru baktım. "Yemek yeriz dedik ya gazeteci." Yüzü asılırken,aklına gelen şeyle gülümsedi. "Biz adana dürüm yeriz." Gülümsemesi çoğalırken, bende gülümsemiştim. "Peki senin dediğin gibi olsun bakalım." Dolaba doğru ilerledim. Eylem çoktan giyinmek için kıyafet seçmişti. Eline baktığımda siyah bir gri bir tayt vardı. Üstü icin de yarım bir sporcu atleti almıştı. Fransa'nın elit bir caddesinde yürümek için çıkmıyordu. " Eylem istersen benim t-sirtlerimden birini alabilirsin." Ses tonuma ne kadar dikkat etsemde, sinirli olduğum belli olmuştu. "Cidden mi?" Şaşırmış bir edayla konuşunca,ciddi olduğumu belirmiştim. "Ya çok teşekkür ederim." Diyerek dolaptan benim açık gri bol olan bir t-sirtümü almıştı. Banyoya giyinmek için giderken, bende dolaptan gri bir eşofman altı ve beyaz beyzing t-sirtümü aldım. Giyinmek için giyinme odama gittim. Üstümü giydim ve odaya girdiğimde çoktan üstünü giymiş  ve beni bekliyordu. Heyecanlı olduğu her halinden belliydi. "Hadi çıkalım." Sesinin titremesini istemese de sesi titremişti. "Tamam." Odadan çıktık ve aşağı indik. Tahir spor arabayı garajdan çıkarırken, bizde Eylem ile bekliyorduk. " Hadi yaa." Fısıldar gibi konuşmasını duysam da bir şey dememiştim. Gülüp geçmiştim. Tahir'de arabayı getirmişti o sırada. Arabaya binmiştik. Eylem hâlâ heyecanlı idi,bende onun aksine sakindim. "Fethi neden bilmiyorum ama ben sana alıştım. Buzdan duvarlarına, soğuk bakışlarına ve sinirli sesine her şeyine alıştım bu kısa zamanda." Eylem'den böyle bir itiraf beklemiyordum. Gözlerimi Eylem'e çevirdiğimde o camdan dışarıya bakıyordu. Bir süre ona baktıktan sonra yola bakmaya başladım. " Bu bir itiraf mı? Gazeteci." Umursamaz sorumla bakışlarını yoldan bana verdi. "Hayır. Bunlar gerçekleşenler." Diyerek tamamladı. "Itiraflar senden saklanan bir şeyi söylemektir. Bu bir itiraf değil. Gerçek." Sözlerinin altın da ondan sakladığım şeyleri biliyormuş gibi idi. "Öyle mi? Gazeteci. Ben de sana alıştım. Kendini kukla olarak oynatmamana, istemediklerini yapmamana ve en önemlisi de bende nefret etmene. Her şeyine alıştım." Sözlerimin son kısmında bir şey demek istermiş gibi ağzımı açsa da konuşmamıştı. Kısa bir süre sonra Beykoz sahiline gelmiştik. Arabayı park attığım sırada Eylem emniyet kemerini açmaya çalışıyordu. "Boşuna uğraşma. Arabanın durmasını bekliyor." Bilmişliğimi konuştururken, Eylem göz devirmekle yetinmişti. Arabayı park ettim. Hızlıca arabadan çıktık. Sahil boyunca yürümeye başlamıştık. "Burası... çok güzel." Deniz dalgalarının sesini bastırmasına rağmen. "Evet... bencede güzel. Sende güzelsin." Ne dediğimi ilk başta idrak edemese de sonradan etmiş olucak ki kıpkırmızı olmuştu. Elmacık kemiklerinin üst kısmı. "Sen de güzelsin. Yani ben erkeklerin de güzel olabileceğini öğrendim. Çenenin ve sağ yanağındaki gamzeler, kıvırcık saçların, alnında ki o...o." Tamamlayamadığı sözü tamamlamak istemiştim. "Yara izi." Diyerek. İçten gülümsemesini izlerken, ona takılı kalmıştım. "Hadi midye yiyelim Fethi?" Heyecanlı heyecanlı sorduğu soruya yüzümü ekşitmiştim. "Ben midye sevmem gazeteci. Onu benim için almaz. Kabuklu kabuklu." Derken daha çok ekşimiştim. "Tamam ben yerim sen de yanımda beklersin." Diyerek, önden yürümeye başlamıştı. Midyecinin önüne gelince durdu. Elleri ile hadisene dermiş gibi hareket ettirmeye başladı. "Sonunda Fethi gelebildin." Bıkkın sesi ile beni çekiştiriyordu kendince. Birkaç tane midye yedikten sonra bana yemek isteyip istemediği sordu. "Dedim ya sevmem ben böyle şeyler." Sözümün arkasında durmak istermişim gibi net sesimle hayır demiştim. Eylem biraz daha yedikten sonra, midyecinin parasını ödedik ve tekrardan yürümeye başladım. " Ben küçüklükten beri çok severim. Midyeyi." Şaşırmıştım doğrusu. Zengin bir aileden geliyor gazeteci ve midyeyi çok seviyor. Hemingway idolü. Beni şaşırıyordu. Bu kadın. "Ben de küçüklükten beri sevmem. Midyeyi." Umursamazca söylediğim cümle Eylem'i kahkahalara boğmuştu. Yan yana yürüyorduk. Aramızdan bir  hemen elli santim vardı. "Fethi dondurma yiyelim. Sever misin?" Muzipçe sorduğu soru karşısında ters bir cevap vermek istemiyordum. "Evet severim de sen midyenin üstüne dondurma mı yiyeceksin?" Sorum karşısında, düşünme gereksinimi hissetmiş olucak ki bir süre cevap verememişti. "Neden olmasın ki." Diyerek dondurmacının önüne koşar adım gitti. "Ya Fethi hadisene babam gibisin." Gülen yüzü biran da solup gitmişti. " Tamam. Hadi beğen neli istiyorsan." Diyerek sırayı ona vermiştim. "Ben bir top çilekli, bir top vanilyalı, bir top kakaolu,bir top ahududulu, bir top limonlu ve bir topda karemelli istiyorum." Eylem'in  dondurmacıya istedikleri karşısında şok olmuştum. "Ohaaa Eylem. Gel beni ye." Diyince araya dondurmacı girmişti. "Kızımızın canı değilde karnında ki ufaklığın canı istiyordur." Diyince Eylem ile birbirimize bakmaya başladık. Bu andan kurtulan ilk ben olmuştum. "Ben bir top vanilyalı alabilir miyim?" Deyince istediğimiz dondurmaları hazırlamaya başlamıştı. Bende bu arada ücreti ödemiştim. Eylem'in eline verilen dondurmayı iştahla yalarken bir yandan da banka oturmuş elleri ile gel diyordu. Ben elime aldığım dondurma ile yanına gittim. "Fethi sanırım yüzsüzlük ettim." Utangaç bir şekilde daha demin önce yaptığı şeyden rahatsızlık duymuş olucak ki bana bakmıyordu bile. "Neden utanıyorsun ki sonuçta sen bir kızsın ve bu çok doğal." Gözlerini yerden bana doğru çevirince parlamıştı. "Ya ondan değil hamile olduğumu sandı adam. Bundan rahatsız olmuş olabilirsin. Ayrıca ben kiloluyum neden bana güzelsin dedin?" Mızıkçı sesi ile hem dondurmayı yalıyordu hemde neden güzel olduğunu sormaya çalışıyordu.
"Ben güzele güzel derim. Rahatsız olması gereken sensin Eylem. Kadın olan sensin." Duydukları ile mutlu olmuşa benziyordu. Dondurmasını büyük bir iştahla yalayıp bitirmişti. Ben onun bu hâline gülmekle yetindim. "Dondurmayı yemiyeceksen ben alabilirim." Elimde ki dondurmayı uzatırken mutlu olmuştu. Elimdeki dondurmayı da birkaç dakika sonra bitirdi. Ayağa kalktı ve denize doğru adımlamaya başladı. Sadece iki adım arkasındaydım. "Je suis fort,mais je suis désespéré." Kollarını iki yana açmıştı. "  Tu n'es pas  désespéré,je suis." Diyerek iki adım daha attım. Tam arkasındaydım. Kokusunu içime çekebilecek kadar yakındım. Nefsini duyacak kadar yakındım. Heyecanını yaşayacak kadar yakındım. Kollarımı iki yana açtım ve ellerimle Eylem'in ellerini tuttum. "Güçlüsün,fakat çaresiz değilsin gazeteci." Başını omzuma yasladı. Gözlerini kapattı. "Çaresizim,sen yoksun çünkü."

Eylem'den Anlatım

Bu kokudan ayrılmak istemiyordum. Güven veren teninden kopmak istemiyordum. Her şeyiyle bu adamı kabullenmiştim. Acısını,buzdan duvarlarını, soğuk bakışlarını ve sinirli sesini. Kabul etmeliyim ki içimdeki büyük nefret kendini sevdaya adamaya hazır gibi idi. O an zaman dursun istedim. Dursun ki bu büyülü anı kimse bozmasın istedim. Daha çok kafamı geriye attım. Boynunu daha çok kokladım. Kokusunu ezberlemek istedim. "Güçlüyüm,fakat çaresizim." Bu sevdaya bir karşılık gelmeyeceğini bile bile tutulmak yanlış diye haykırdım. Çünkü çok çaresizim.

Selam DELİŞEKLER🤗BÖLÜMÜN son kısmı ciğer yakan türden. Ben yazarken hüzünlendim😢umarım duygu size geçer. Lütfen votelerimiz 45 olsun. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi belirirseniz mutlu olurum😁

NEDEN BEN (Tamamlandı)...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin