39.Bölüm

1.1K 124 38
                                    

Seninle Ne Yapacağım Bilmiyorum? Sevebilirsin Mesela

Eylem'den Anlatım

Kapının hırsla açılmasıyla oturduğum kahvaltı masasından kalktım. Gelen Fethi'ydi. Hızla yanına gittim. "Eylem!." Dişlerinin arasında tıslamasıyla birkaç adım geriye gittim.  "O haberi nasıl yaparsın ya...nasıl o yalan haberi yapabildin. Hiç mi düşünmedin ha benim kocamın, karnımda ki bebeğin babasının ne olarak göreceklerini. Tetikçi ne ya biz ölüm makinesi miyiz? Eylem!" Fethi çoktan kolumu tutmuştu ama bunun farkında bile değildi. "Fethi ne haberi ne tetikçisi doğru dürüst anlat." Sakince söylediklerim Fethi'de başka bir sinir  patlamasına neden olmuştu. "Neyi anlatayım ha? Yaptığın boku nasıl temizleyeceksin sen bir Türk askeri karısı olma şerefini hak etmeyecek bir kadınsın. Seni sevmekten utanç duyuyorum. Bunu bize nasıl yaptın? Bize nasıl kıydığına bak." Bak diyerek kolumu bırakıp yumruk yaptığı elini duvara geçirmesiyle ağzımdan bir çığlık firar etmisti. "Fethi sen ne diyorsun?" Diyerek karşısına geçtim. Fethi sinirden bir yumruk daha atacağı sırada yumruğunu tuttum. "Susma sakın susma ne demek istediğini açıkla." Sinirlenmiştim. Fethi önümden çekilip orta sehpada ki kumandayı eline alıp televizyonu açtı. "Gör işte." Gözlerim televizyona montolenmiş gibiydi. Böyle bir haberi ben yapmamıştım. Benim yazdığım yazılar bile değildi.

Bu nasıl olur?

Birden kapı zilinin çalmasıyla Fethi'nin gözleri beni buldu. "Birini bekliyorsun." Başımı hayır anlamında salladım. "Eee kim Bu?" Elini beline getirip silahını çıkardı ve emniyetini açtı. Seri adımlarla kapıya geldi. Kapıda kimse yoktu. "Neydi şimdi Bu?" Sinirle kapıyı kapatmasıyla o yüksek silah sesleri duyuldu. Fethi hızla beni çekti ve yere eğilip küçülttü. Korkudan kalbim ağzımda atıyordu. Elim direk karnıma gitmişti. Bebeğim ona zarar vericekler düşüncesi nefes almamı kesmişti. "Eylem....Eylem!..Eylemmmm." Başımı iki yana sallayıp beni kolları arasına saran adam baktım. "Fethii...bebeğimiz ona zarar vericekler."  Diyerek kollarında daha da küçüldüm. Fethi bir eliyle silah sıkıyordu. Dışarıdan yoğun gelen silah sesleri uzaklaşırken korkudan Fethi'ye sığınmıştım. "Geçti." Diyerek saçlarımı okşayıp bir buse kondurdu. Cebinden telefonunu çıkarıp bir şeyler yaptı ve yanıma geldi. Usulca ayağa kalktıgımda evin taranmış olduğunu anladım. Duvarlarda kurşun izleri vardı ve büyük cam kırılmıştı. Koltuk mobilyaları kurşun izlerini üstlerinde taşıyordu. Gördüğüm manzarayla ağzımdan korku dolu çığlık çoktan evi doldurmuştu. "GEÇMEDİ." Diyerek duvara yaslandım. Bedenim kaymasına izin verdim. Ayaklarımı kendime çektim ve ellerimi ayak bileklerinde birleştirdim. Başımı gömüp içim çıkana ağlamak istedim.

Korkuyordum. Yapmadığım bir haber  yüzünden bana söylediği ağır hakaretler canımı yakmıştı. Bu acıtmıştı kalbimi.

Başımın biran da kaldırılmasıyla yaşlı gözlerim Fethi'yi bulmuştu. Elinde bir kağıt vardı. Bana doğru yaklaştırdı. "Bu ne?" Diyerek kağıdı gözümün içine sokarcasına salladı. "Bi-bil-bilmiyorum." Ağzımdan zar zor çıkan kelimeye histerik bir gülüş attı. "Ama kim yollamışsa o seni biliyor sevgili karıcığım." İmasını anlamazken elinde tuttuğu kağıdı elime aldım. Boş elimle yaşlı gözlerimi sildim.

Film başlıyor GAZETECİ...Hazır ol kan kokusunu hissedebiliyor musun? Ben burdan buram buram hissediyorum. Öyle yoğun bir kan kokusu ki bu kan kokusu o yanında ki Asker bozuntusunun da olabilir, o karınında ki Asker bozuntusunun piçi de. Yanında da senin KAMELYA kökün süslüyor bu kokuyu.
Tekrar görüşmek üzere GAZETECİ.

Kâğıt elimden düşerken ellerim sımsıkı karnımı sarmaladım. Okuduklarım beynimde bir sarsıntıya neden olsada bunu belli etmek istemiyordum. Fethi durumumu anlamış olucak ki çöktüğüm duvar dibinden hızla kaldırdı. "Eylem...bana söylemek istediğin bir şey var mı?" Sakın kalmak istiyor gibiydi sesi ama sakin olmadığı boynunda belirginleşen boyun damarlarıydı. Derin nefes alıp bıraktım. "Eylemmm!.?" Filmin koptuğu sinir dalgası. Tam ağzımı açıp söyleceğim sırada kapı zili çaldı. Fethi kolumu bırakıp kapıya bakmaya gitti. Gelenler timiydi ve birkaç sağlık görevlileri. Tim beni yiyecek gibi bakıyorlardı. Hepsi haberi benim yaptığımı düşünüyorlardı ama haberi ben yapmamıştım. Yanıma gelen hemşire oturmamı söylesede ben o koltuklara oturamazdım. Bunu yapamazdım. "Hayır...olmaz hayır ben oturamam." Diyerek bir iki adım geriledim. "Hanım efendi lütfen oturun tansiyonunuza bakalım." Başımı olumsuz anlamda salladım.
"Eylem otur birine işte." Fethi'nin sözüne cevap vereceğim sırada telefonumun melodisi beni susturmuştu. Fethi telefonumu elime alıp avizeye verdi. "Eylem yazdıklarını iyi ki yazmadık sana kalsa ucuz bir haber yapacaktık. Olayı yanlış göstermemiz ajansın işine geldi. Fotoğraflarda işimize yaradı. Doğrusu. Neyse böylelikle devam edersek fazlasıyla büyüyeceğiz." Duyduklarım sinirlenmeme neden olsada ağzımı açıp bir şey diyememiştim. Çektiğim fotografları çarpıtmışlardı. Telefonun kapanma sesiyle gözlerimiz bir an Fethi'yle buluştu. Gözlerimi kaçırıp yere diktim. Olduğum yere oturup hemşirenin tansiyonumu ölçmesine izin verdim. İzlenildiğimi hissediyordum ve bu hareketimi kısıtlıyordu. Hemşire yarım gülümsemesiyle bana baktı. "Tansiyonunuz biraz düşmüş. Dinlenin lütfen." Diyerek yanımdan kalktı.

"Eylem senden özür dileyecek değilim o fotografları sana çekmemen gerektiğini söyledim ama sen ne yaptın? Hırsın yüzünden çektin. Bizi düşürdüğün hâle bak bir." Diyerek kollarını iki yana açtı. "Tek bir suçlu varsa zaten o da benim haklısın hırsım gözlerimi kör etti Asker. Suçum olmadığını bile bile hâlâ suçluyorsun...ben sana her şeyimle geldim oysaki ben bize zarar versen de bunu bilerek geldim. Hayatımı tehlikeye atmana rağmen geldim ama sen bana gelemedin. Haklısın suçum büyük." Diyerek gözlerimden yaşlar çeşme misali akmaya başladı. "Avcı hamile kız üstüne gitme. Hem o Gazteci." Yanıma gelen Keşanlı'ya sarıldım. Omzunda göz yaşlarımı döktüm. Ayaklarımın bağı çözülmüş gibi olduğumuz yerde çöktük. "Şşş...ağlama yeğenime zarar veriyorsun. Hem Avcı şu an sinirli...siniri yatışsın gelir özür diler." Diyerek sırtımı sıvazladı. "Ağlamamak elimde değil ne yapayım?" Daha çok göz yaşı akıtmışım.

Şimdilik bir ordu evine gelirken kendimi salonda ki koltuğa attım. Cenin pozisyonu alarak yorgun bedenimi dinlendirmek için uykunun tatlı kollarına bıraktım kendimi.

Fethi'den Anlatım

Bu sefer haksız olan bendim. Çok ağır konuşmuştum. Ağrına gitmişti. O an en doğru cümle oydu benim için. Doğruları duyunca büyük bir pişmanlık yaşasam da özür dilemeyecektim benim kadar Eylem'de suçluydu. Yorgun bedenini ordu evine gelir gelmez uykuya dalan Kadınıma baktım. Tam bir asker karısı gibiydi korkusunu sadece benim yanımda belli etmişti. Bana sığınmıştı. Seviyordum bu kadını. Kadınımı seviyordum. Dün bana yaptığı gibi yanına kıvrılıp Eylem'i kucağıma yatırdım. Derin uykusu devam ederken ben burnuma gelen Kamelyanın kokusu derinden solumuştum. Daha fazla dayanamayarak kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Gözlerimi yorgunlukla açılırken Eylem hâlâ üzerimde aynı pozisyonda uyuyordu. Bal dudakları öpülmek için yaratılmış gibiydi. Elmacık kemikleri yerini fazlasıyla belli ediyordu. Eylem'in kıpırdamasıyla gözlerimi kapattım. Ellerini yüzümde dolaştıran  bu kadının elini alıp altıma alabilirdim. Derin bir iç çekti. Yanağımda tüy kadar hafif bir öpücük kondurdu.  "Bu sefer seni nasıl affedicem be ADAM? Bu kadar kırman mı gerekliydi bu Kadınını." Söylemleriyle gözümü açmamak için büyük bir savaşın içine girdim. "Seninle ne yapacağım bilmiyorum.?." Demesiyle hızla gözlerimi açtım. Eylem'i tutup altıma aldım. "Sevebilirsin mesela." Diyerek dudaklarına kapandım. Tutkuyla öptüğüm dudaklarını dişledim. Bu hareketimle ağzımın içine inleyen Eylem dudaklarım yukarı doğru kvrılmıştı. Eylem t-sirtümün eteğinden tutup çıkardı. Ben ellerimi t-sirtünün içinden çıkarıp vücudunu keşfe çıktım. Bu gece aşk, tutku ve şehvetle başlarken bu kadını gerçekten seviyordum. İlklerimde hissettiğim duygudan daha yoğun hissediyordum Eylem'i. Bu kadın sevilesiydi.



Selam DELİFİŞEKLER🤗 Hepinizi seviyorum canlarım. Bunu zaten biliyorsunuz. Neyse konu şu arkadaşlar kitabın iki yüz üç yüz kişi okurken neden 80 bile bulmayan vote sayısı kusura bakmayın arkadaşlar kitabı beğenmiyorsan okumazsın olur biter. Zorla okuma da zaten. Okuma kardeşim beğenmiyorsan. Neden okuyorsun. Bu birkaç bölüm için konuşmuyorum başından beri yapan zavallılara söylüyorum. Bazıları hayalet okuyucu diyor ama benim için zavallıdan farkları yok. Çünkü bir emeğin hakkını vermiyecek kadar zavallı.😣 Yorum sınırı 250😈 Hepinizin güzel kalplerinden öpüyorum😘😗😚😚Canlar....

@IrmakGler

Ithafen bu ilk ithaf senin sanırım. Bu kitapta.

NEDEN BEN (Tamamlandı)...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin