Kamelya Kokulu Kadınım; Cesaret Et
Fethi'den Anlatım
"Ey...Eylem... gözlerini aç Eylem." Ağlıyordum artık dayanacak gücüm kalmamıştı. Benim yüzümden bu hâle gelmişti. Canını benim yüzümden yakmıştı it. "Yalvarırım n'olursun aç artık gözlerini." Diyerek elimle sol tarafına turnike yapıyordum. "Nerde kaldı Allah'ın cezası helikopter?" Diye bağırmıştım. "Geliyor... Hadi Eylem'i bir an önce hastaneye yerleştirmemiz gerek." Aşık'ın sesiyle Eylem'in narin bedeni tekrardan kucaklamıştım. "Dayan iyi olucaksın." Deyip kahküllü alnına küçük bir buse kondurmuştum.
En zoru da ne biliyor musunuz? Sizin elinizden hiçbir şeyin gelmemesi. Çaresizce içeriden çıkcak iyi veya kötü haberi umutla beklemek. Hastane koridorunda olmam gerekiyor ama ben içeri bile giremedim. Yine aynısı olur diye hastane bankına oturmuş sigara içiyordum. Benim yüzümden çekmişti o acıları. Yakınımdakilere ve sevdiğim insaların benim yüzümden zarar görmesi beni içten içe tüketiyordu. "Fethi..." Arkamda duyduğum Keşanlı'nın sesiyle omzumun üstünden ona baktım. Yanıma geldiğini görünce önüne döndüm. Elimdeki sigaradan aldığım nefesi dışarı üfledim. "Ne zamandır içiyorsun yine sen?" Diye sorunca başımı umursamaz anlamda salladım. "Ben çok üzgünüm Avcı." Bana verdiği sözü tutamamanın ezinciyle üzüntüsünü dile getirmişti ama ben onu bile yapamıyordum. İçten içe kendimi yiyip bitiriyordum. Korkudan hastanenin içine bile ayaklarım adım atmamıştı. Çünkü onlarda iyi biliyordu aynı senaryo önlerine gelicekti. Belki mutlu olucaktı ama sonu yine aynı. Mutsuz son. "Avcı bir şey söyle bağır çağır ama bir şey de. Sen böyle yaptıkça deli oluyorum ben." Diyerek oturduğu yerden kalktı ve önüme diz çöktü. Gözlerimin içine baktı ve söylemek istediklerini yuttu. Gözlerimde ki yangını görmüştü orda acıdan başka bir şey yok. Acı... Acı ve acı. "Gitmesin...Keşanlı." Derin bir nefes aldığını duydum. Cümleye nasıl başlayabileceğini düşünüyordu. Kafasında bir sürü cümleye başlamıştı ama bir tek kelime etmemişti. Ağırlaşan göz kapkalarımı yavaşça kapattım. "Içerde ki Eylül değil Avcı...git yanına. Orda olduğunu bilsin ki gitmesin." "Nasıl gidim oğlum? Ayaklarım beynime hükmetmişken nasıl gidiyim? Söylesene ha Yoğun bakımda ki düz çizgiyi gözlerim tekrar kaldırır mı? Belki de masada kalır bebeğim gibi. Şimdi söyle bunları yaşamış bir adam o masum kızın yanına nasıl gitsin? Sevmediği yalanını söylerken kızın kalbini, bu kadar parçalamışken nasıl gitsin? Sevdiği adamın kucağında verdi belki ruhunu bunu bilemeden ayaklarım nasıl gitsin?" Deyip ellerimle düşen başımı sardım. "Seni seviyor ama..." "Ama bu gitmeyeceği anlamına gelmez." Sigara paketinden bir tane alıp yakıyordum ki Keşanlı mani oldu. "Burda kendini bitirmene izin veremem." Diyerek eline aldığı paketi ve çakmağı çöp kutusuna fırlattı. "Ben zaten bitmişim bırak da kalan parçalarıda bitereyim." "Hayır...onun Sana çok ihtiyacı var. İster gelir koridorda beklersin ya da burda kendini yeyip bitirirsin." Deyip acil kapısının önüne gitti.
Güneş batmış gece çökmüştü havaya. Yıldızları gizleyen bulutlar ahenkle havada dans ediyordu ve arada yıldızları görmemizi istiyorlardı. Hilâl şeklinde çıkmış ay ise tüm güzelliğiyle yıldızları gölge de bırakıyordu. Bense elimde sigara kendimi gözlerimde yaş oturmuş bekliyordum. Bekliyordum sadece öylece, sessizce, kimseye zarar vermeden, tabi kendim dışında kimseye zarar vermiyordum. Artık sevdiklerim yoktu yanımda. Önce bebeğim ve karım şimdi ise Eylem. Gözlerimin önünde gitmişlerdi. En çok içimi yakan ise Eylem'in gidişi. Hiçbir şey yaşayamadan olmuş olması. Ben onun kamelya kokusunu içime doya doya çekememiştim. Sinemaya, tiyatroya ve el ele sokakta gezememiştik. Yapmadığımız ve yapamadığımız o kadar şey varken böyle bir veda olmamıştı. İçim karanlık gökyüzü karanlık birbirmiz için yaratıldık sanki. "Fethi..." Yavuz komutanım sesiyle elimdeki sigarayı arkama sakladım ve ayağa kalktım. Elimle selamladım. "Sigara mı içiyorsun?" Diye sorunca başımı önüme eğmiştim. "Sakın ASKER sakın bir daha başın önüne eğilmesin. Eylem ameliyattan çıktı doktor seninle konuşmak istiyor." Eğdiğim başımı büyük bir umutla kaldırdım ve Yavuz komutanıma bakıp sarıldım. "Teşekkür ederim komutanım." Diyerek koşar adım acil kapısından girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEDEN BEN (Tamamlandı)...
FanficSevmek insanı tekrardan yaralar mı? Fethi:Zengin bir ailenin tek oğlu. Ailesi ile Askerlik yüzünden kavga etmiş. Eylül ile askerliğin ikinci yılında tanışmış ve evlenmiş. Bir yıl sonra bir bebek sahibi olmuşlar ama timin düşmanı Derman bebeklerini...