Anı Yaşa...Kalp Hediyem; Seni Seviyorum
Fethi'den Anlatım
Eylem'in isyanıyla gülümseyip yerimden kalktım. Küçük narin ellerini ellerimin arasına alıp gözlerimi küçük kahve gözlerine diktim. "Eylem isyan etme...anı yaşa." Eylem bana bakıp tebessüm etmeye başladı. "Kalp hediyem." Diyerek başını boynuma gömdü. Ellerini ellerimin arasından çekip ensemde birleştirdi. "Fethi bu hissi özledim." Elleriyle ensemde ki saçlarımı okşamaya başladı. Bende belinde ki elimi saçlarına götürüp okşamaya başladım. "Hangi hissi?" Sorumla Eylem boynumdan kafasını kaldırdı ve gözlerimin içine bakmaya başladı. "Bu hissi işte. Özlemişim. Kokunun verdiği huzuru ve güveni." Diyerek boynuma tekrar kafasını koyup derin bir nefes aldığını duydum. "Bende özledim kamelya kokunu bu kadar yakın içime çekmeyi." İtirafımla birlikte Eylem boynuma göz yaşlarını bıraktı. Bende saçlarına yüzlerce öpücük kondurdum. "Fethi seni seviyorum." Diyerek boynumu öptü. Tam bende söyleyecektim ki Keşanlı,Ateş ve Çaylak karşıdan yanımıza geldiler. Onları görmemle Eylem'den ayrıldım. Eylem şaşırmış bir şekilde bana baktı. "Kardeşim nörüyonuz burda?" Keşanlı'nın bağıra bağıra yanımıza geldi ve bir elini benim omzuma bir elini de Eylem'in omzuna attı. Eylem noluyor bakışı atsada Keşanlı çakmamıştı olayı. "Fethi canım yanıyor. Söyler misin elini omzumdan çeksin." Eylem'in tehditkâr sesiyle Keşanlı'ya ölümcül bir bakış atmamla elini Eylem'in omzumdan çekti. "Oğlum manyak mısın sen? Kızı gözlerimizin önünde işkence ettiler. Omzunda kesikleri var." Ateş'in açıklamasıyla Eylem'e döndüğümde olduğu yere çökmüş ağlıyordu. "Eylem..." Diyerek yanına çöküp küçük bedenini sarmaladım. "Fethi..." Eylem'in titreyen sesiyle adımı zikretmesi içimin parçalanmasına neden olmuştu. "Geçti...geçti Eylem." Elimi saçına daldırıp okşamaya başladım. Eylem'de daha çok bana sinmişti. "Fethi beni götür burdan." Demesiyle Eylem'i kucağıma aldım. Minik bedeni kucağımda kaybolmuştu sanki. "Yavuz komutana söylersiniz." Diyerek çıktım.
Eylem yolda uykuya daldığı için yatağına yatırıyordum ki elimi tuttu. "Gitme..." Diyerek biraz kenara kayıp bana yer açtı. "Tamam gitmiyorum." Deyip yatağa girdim. "Benden hiç gitmesen" Diyerek göğsüme başını koydu. "Sen istersen gitmem." Burnumu kamelya kokulu saçlarına biraz yaklaştırdım ve kamelya kokusunu içime çekmeye başladım. "Ben istiyorum ama hakim bizi boşayacak." Haklıydı sinirle yaptıklarımız bizi sonsuza kadar ayırabilirdi. Bir daha Eylem'i görememe düşüncesi beni delirtiyordu. Kamelya kokusu olmadan,küçük kahve gözleri olmadan, dik başlılığı olmadan ve hergün konuşmak için alaya gelmeden olmazdı. Eylem olmadan olmazdı. "Sen olmadan olmaz Eylem. Olmaz. Sana söz veriyorum boşanmayacağız." Diyerek Eylem'i iyice kendime çektim ve kendimi uykuya teslim ettim.
Telefonumun sesiyle gözlerimi açtım. Cebimden çıkarıp telefonu açtım. "Efendim Tahir." Uykudan kalktığım için sesim olduğundan kalın çıkmıştı. "Komutanım operasyon var." "Tamam ben hemen geliyorum." Diyerek telefonu kapattım. Eylem'i uyandırmadan yavaşça yastığa yatırdım. Yataktan kalkıyordum ki Eylem elimi tuttu. "Gidiyor musun?" Başımı iki yana salladım. "Hayır operasyon var. Gitmem lazım sabah burada olurum." Diyerek avuç içine bir öpücük bıraktım. "Gelmezsen ben gelirim zaten ama yeter ki sen gel." Yataktan kalkıp boynuma atıldı ve boynumu öptü. "Söz gelicem." Diyerek saçına bir öpücük bıraktım ve çıktım.
Eylem'den Anlatım
Gözlerimi açtığımda çoktan sabah olmuştu. Yanıma baktığımda Fethi yoktu. Acaba gelmemişti operasyondan. Yataktan kalkıp odanın içinde ki banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkayıp,saçlarımı toplayıp çıkmıştım. Gardıroba ilerleyip taytımı ve t-sirtümü çıkardım. Üzerimde ki geceliği çıkarıp t-sirtü giyeceğim anda odanın kapısı açıldı. "Yaa n'apıyorsun odanın kapısını niye böyle açıyorsun?" Diyerek üzerine t-sirtümü giydim. "Ne biliyim ya uykudan kaldıracaktım seni. Operasyondan döndüğümde uyuyordun bende uyandırmak istemedim seni. Kahvaltı yaparız diye düşündüm." Yüzüm de oluşan aptal gülümsemeyi gizlemeyi çalışıp sinirliymiş bakışı attım. "Tamam çıkta giyeneyim." Diyerek odadan çıkarttım. Odada yalnız kalınca yatağa ileryip birkaç kez zıpladım. Mutlulukla yataktan indim taytımı giyip odadan çıktım. Aşağı indiğimde Fethi masaya ekmekleri koymuş oturuyordu. "Günaydın" Diyerek masaya oturdum. "Ya sanada günaydın. Ne güzel sabah ama değil mi? Eylem." Fethi'nin imalı sesiyle kahvemden bir yudum aldım. "Ne demezsin?" O kadar güzel ki güzel olmasından öleceğim vallaha." Fethi içtiği çayı masaya püskürttü. Tam söze başlayacağı zaman kapı çaldı. "Kapı." Diyerek masadan kalkıp kapıyı açtım. Gelen kişi Cenk'ti. Fethi'nin sevinmeyeceğini biliyordum ama onu içeri davet etmezsem olmazdı. Uzun yıllardır arkadaştık. "Günaydın Eylem. Bak poğaça aldım zeytinli. Sen seversin." Diyerek elinde ki poşeti gösterdi. "Kim miş Eylem.?" Fethi'nin içeriden gelen sesiyle Cenk'e doğru döndüm. "Eşim. Gelsene birlikte kahvaltı yapalım?" Cenk düşmüş yüzüyle içeriye geçti. "Fethi düğünde ki Cenk." Diyerek Cenk'i işaret ettim. "Sen geç ben bir servis tabağı getirip geliyorum." Diyerek mutfağa geçtim. Resmen salona ateş ve barutu bırakmıştım. Yardım et Allah'ım. Deyip salona geçtim. Salona geçtiğimde Fethi'nin gergin yüzünü görmemek imkansız gibiydi. Sevecen bir tavır ile masaya oturdum. "Eee burada mı kalıyorsun artık? Boşanıyoruz demiştin ama merak ettim." Gözlerimi tabaktan çekip ilk baş Cenk'e sonra Fethi'ye baktım. "Evet burada kalmamam için bir neden bulamıyorum Cenk. Sevdiğim adam da burada." Fethi masanın üstünden elimi tutan Fethi'ye aşkla baktım. "Yani işini bırakıyorsun hem de bir asker için." Cenk'in sözleriyle Fethi sinirden kıpkırmızı olmuştu. "Neden bahsediyorsun sen Cenk? Benim işimi bıraktığım yok. Ayrıca Fethi asker olabilir ama o benim kocam." "Ama boşanıyorsunuz." Fethi'nin şu an için Cenk'i öldürmemesi benim içindi. "Nerden biliyorsun boşanıcağımızı?" Fethi'nin sinirli sesiyle bende gerildiğimi hissetmiştim. "Eylem düğünde öyle söylemişti." Fethi elimi bırakmasıyla ona doğru baktım. Gözlerinde ki hâyâl kırıklığını görebiliyordum. "Benim gitmem gerekiyor,görüşürüz Eylem." Masadan kalkacağı sırada elini tuttum. Gözlerim gitme diye haykırıyordu ama yine de kalkıp gitti. "Kocan ona boşanma davası açtığını bilmiyor mu yoksa?" Cenk'in sorusuyla sinirlenmiştim. "Sanane ki bundan." Cevabımla Cenk elimi tuttu. "Eylem bırak her şeyi tekrardan Fransa'ya gidelim,işimize orsa devam edebiliriz." Elimi hızla çekip ayağa kalktım. "Benim gitmeye niyetim yok Cenk. Şimdi evimden çıkıp gider misin?" Diyerek kapıyı gösterdim. "Beni kovuyor musun? Biz seninle altı yaşından beri arkadaşız. Senin için Fransa'ya yerleştim. Seninle birlikte. Uzak kalmayalım diye." Kapıyı tekrar işaret ettim. "Sen nasıl anlıyorsan anla Cenk. Ben seni zorla götürmedim Fransa'ya da onun için kızmaya hakkın yok. Şimdi çık git." Cenk oturduğu yerden kalkıp ceketini alıp gitti. "Gerizekalı mı ne? Allah'ım neden ben mutlu olamıyorum." Sorumla kendimi üçlü koltuğa attım.
Telefonumun çalmasıyla koltuktan kalkıp sehpanın üstünde ki telefonumu aldım. "Alo Eylem ben Nazlı." Gözlerimi ovuşturup güldüm. "Telefonumun ekranında yazıyor adın merak etme. Bir şey mi söyleyeceksin sen bana?" Sorumla karşım da ki Nazlı gülmeye başladı. "Ben alaya gidiyorum babamın yanına sende gelsene benimle? Hem Fethi'yi görürsün." "Tamam kapat da hazırlanayım." Telefonumu sehpaya atıp yukarı çıktım. Kısa bir duş alıp saçlarımı kuruttum. Uçlarına maşa yapıp salık bıraktım saçlarımı. Hafif bir makyaj yaptım ve üstümü giyindim ve odadan çıktım.
Alaya gittiğimde Nazlı üstüme atladı. "Yalnız ben ameliyatlıyım Nazlı. Biliyorsun de mi?" Diyerek üstümden attım. "Unutmuşum ya, hadi gidelim." Alayın bahçesinde yürürken Nazlı'yı durdurdum. "Ben Fethi'yle konuşmak için arka tarafa gideyim." Diyerek Nazlı'dan ayrıldım. "Tamam git ama ne konuştuğunuz söyle bana. Hepsi anlatılacak haberin olsun." Diyerek yoluna devam etti. Bende arka tarafa doğru yürümeye başladım. Evden de bana bozuk ayrılmıştı. Kendimi affettirmem gerekiyordu. Arka tarafa doğru gelmiştim ki Fethi'nin bir kadınla öpüştüğünü gördüm. Donakalmış gibi onlara bakıyordum. Fethi'nin beni farketmesiyle yanıma geliyordu ama ben donmuş gibi olduğum yerden kımıldayamamış ağlıyordum. "Dokunma bana. Pis ellerinle. Bana dokunma sakın." Diyerek geriye bir adım. "Eylem...her şeyi anlatabilirim. Dinle." Ne anlatabilirdi ki bana? O yaşadığı hissi mi? "Seni dinlemek istemiyorum Fethi. Nasıl öpüştüğünü falan mı?" Diyerek geçip giderken Fethi kolumdan tutup kendini çevirdi. "Hayır seni nasıl sevdiğimi." Kulağıma fısıldadığı cümle içimde sadece kırıklık yaratmıştı. Gözlerimin önünde bir kadınla öpüşmesi içimde bir şeyleri koparıp almıştı. "Fethi bu kadar kırılmamıştım. Canım acıyor. Bırak da gideyim." Diyerek kolumu çektim. "Seni seviyorum." Bunun bir anlamı var mıydı? "Seni seviyorum ama bu çok fazla." Diyerek arkama bakmadan gittim.
Selam DELİFİŞEKLER🤗 Ahhh ciğerleri dağlar bölüm.😢 Kusura bakmayın arkadaşlar anca müsait oldum.😶 Vote ve yorum atalım bölüme. Sınır 88 bir nedeni yok.😏 Hepinizin güzel kalplerinden öpüyorum😗😙😚 Canlar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEDEN BEN (Tamamlandı)...
FanfictionSevmek insanı tekrardan yaralar mı? Fethi:Zengin bir ailenin tek oğlu. Ailesi ile Askerlik yüzünden kavga etmiş. Eylül ile askerliğin ikinci yılında tanışmış ve evlenmiş. Bir yıl sonra bir bebek sahibi olmuşlar ama timin düşmanı Derman bebeklerini...