IRMAK
Liseye geçmemin ilk günüydü. İçimde bir huzursuzluk vardı.
Etrafımda birçok tanımadığım insan vardı.
Etrafıma göz gezdirirken çoğu kişinin birbiri ile kaynaşmaya başladığını fark etmiştim. Müdürün konuşmasının bitmesi ile sonunda sınıflarımıza geçme vakti gelmişti.
Ben ne olduğunu anlayamadan kendimi yerle bakışırken buldum.
Ne olurdu sanki daha ilk günden çılgın bir liseli ordusu tarafından yere yapışmasam. İşin en garip yanı hiçbiri de mi beni fark etmez.
Herkes üzerime basarak geçerken acıdan içimden binbir türlü küfürler ediyordum.
Birisinin yüzüme basması ile iyice kafam attı.
-Hay ben sizin yerde duran kocaman insanı göremeyen gözlerinizi...
Ve bunu dışından söylemeye yemeyen düşüncelerimi.
Bir süre ezilmemin ardından sonunda herkes sınıflarına doğru ilerlemeye devam ediyor ve ben hâlâ kapının önünde yerdeydim.
- İlk gününde okulu tanımak istemeni anlıyorum. Ama bence yeri tanıma işlemini keşke sonraya bıraksaydın.
Yerden hızla kalkmamın ardından karşımda bana gülümseyerek bakan çok tatlı bir kadın gördüm.
Hocalardan biri olduğunu farketmiştim.
O an ne diyeceğimi bilemeyerek kısaca
Ben: Sınıfımı bulsam iyi olur.
Diyerek hızlı adımlarla oradan uzaklaştım.
Saçımın dağılmasının ve üstümün tozlanmasının ardından hızlıca bir tuvalet buldum.
Saçımı düzeltmek amacı ile aynanın karşısına geçtiğimde yüzümde bulunan ayakkabı izi ile aramda kısaca bir bakışma geçti.
Dersin başlayacağı aklıma gelince sinirimi başka bir zaman orataya çıkarmaya karar verdim. Hızlı bir şekilde saçımı ve üstümü düzeltip tuvaletten çıktım.
Sınıfımı bulmamın verdiği rahatlığın yanı sıra öğretmen daha derse girmemişti.
Kendime bir yer bulabilmemin ardından kendi halimde sınıfı gözlemlemeye başladım.
Birkaç dakika sonra da öğretmen derse girmişti.
Bir süre sonra sıkılmam ile kafamı sıraya koydum.
Çalan zilin sesi ile yarı biçimde uyanık olduğum uykumdan uyandım.
Hava almak için dışarı çıkmaya karar verdim.
Sonunda bahçeye çıktığımda bir süre kendi halimde dolaşmaya başladım.
Ne var ki bugüne özel olan şansım yine belirip bana başka bir tarafları ile gülerek yine sinirimi bozdu.
Nereden geldiğini anlamadığım suyun ardından üstüm ıpıslak olmuştu.
Tabi o anlar da ben donup kalmışken tek fark ettiğim şey kızın biri çocuğun birinin üstüne atlayıp saçlarını çekerken "Kız gücü" diye bağırıyordu.
O an anladığım en iyi şey aslında benim fazlası ile normal biri olduğumdu.
Kıza korkmuş gözler ile bakarken başka bir tarafa dönüp birisine bağırdı.
-O elindeki suyu hemen ver yoksa üşenmem gelir kafana, kafama acımadan kafa atarım.
Aynı sınıfta olduğumu fark ettiğim kişi hızla elinde tuttuğu suyu kıza verip hızla oradan uzaklaştı.
Kızın ne yapacak olduğunu dikkatli bir şekilde izliyordum.
Herşey biranda oldu.
Önce saçını çekiştirmeye devam ederken ayağa kalktı. Ardından kapağını açmış olduğu suyu çocuğun başından aşağı döktü. En son eliyle kafasına geçirip sonunda bıraktı.
Diğeri gibi o da hızla uzaklaşırken kız bana doğru yöneldi.
-Sence nasıldım?
Garip şekillere girerken aynı zamanda benimle konuşuyordu.
Biraz kısık sesle
Ben:Gayet iyiydin.
Dedim ve ardından hafif gülümsedim.
Cevabımın ardından kısaca üstüme göz gezdirdi.
- Benimle gel.
Dediğini dinleyerek onu takip ettim.
Önce sınıfın birine girdi. O sırada ben de kapının önünde bekliyordum.
Elinde bir poşetle benim yanıma geldi. Ardından hızla beni bir yere sürükledi. Geldiğimiz yere baktığımda kızlar giyinme odasında olduğumuzu fark ettim.
İçeri girdiğimizde poşetin içini açarak içerisinden bir uyku tulumu çıktı.
Uyku tulumu unicornluydu.
En son 5 yaşımdayken unicornları hasta gibi severdim. Tabi annem unicornlar gerçek değil diyene kadar. Sonrası pek fazla unicornlarla ilgili şeylere denk gelmemem.
Bir anda Unicornlu tulumu elinde elmas tutarmışcasına özenerek tuttu.
-Adın neydi?
Ben:Irmak
-öhm öhm sen Irmak'ı uğradığın uyuz çocukların gazabından ben Unicorn Kraliçesi kurtardı. Şimdi elimde tutmakta olduğum bu elmaslardan da değerli tulumu giymeye layık olup olmadığını bana kanıtla.
Aklıma ne geldiyse hızlıca dile getirdim.
Ben: Ona çok iyi bakarım ama okulda bu tulumu giymem...
Hemen sözümü devam ettirdi.
-Tabi ki delice.
Ben: Peki bunun yanında ne işi var?
-Kısaca Deliyim.
Kafamın karışmasının yanı sıra pek cevabına takılmamaya çalıştım.
Ben: Tamamm o zaman
Bana vermiş olduğu tulumu giymemin ardından formalarımı kuruyabilecekleri bir biçimde koymuştum.
Ben: Peki şimdi ne yapacağız?
-Önce tanışalım derim.
Ve elini yumruk biçiminde yaptı.
El sıkışanı anlarım da yumruk yapması garipti. Ben de ona ayak uydurarak elimi yumruk şeklinde yaptım. Ardından yumrukları birbirine vurmadan önce ismini söyledi.
Selen: Ben Selen sen kısaca Deli Unicorn Kraliçesi desen de olur.
Ben: Sanırım şuanlık Selen demeyi tercih edeceğim.
Selen: Tamam o zaman benim için farketmez.
Birkaç dakika düşünmesinin ardından
- Bir çılgınlık yapmaya ne dersin?
Ben: Nasıl bir çılgınlık?
Selen: Mesela...
Devam Edecek ...
********************
Umarım güzel bir bölüm olmuştur.
Uzun bir zamandır gelmeyen bölümler için üzgünüm.
SEVİLİYORSUNUZ...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deli Unicornlar
ChickLitİki en yakın arkadaşın macerayla, çılgınlıkla geçen hayatlarında olan birkaç küçük değişikliklerle eskiden hoşlanmakta oldukları kişiler okullarına gelir. Belki herşeyin başlangıcı o anlardır. Belki de daha önceye dayanıyordur.