BİR AŞK MEVSİMİ 2 BÖLÜM

23K 853 21
                                    

...............BİR AŞK MEVSİMİ........2 BÖLÜM....

İnsanlar farklı ve tuhaf varlıklardı. Değişik türden oluşuyorlar ve birbirlerinden apayrı oluyordu. Fecra'nın utanmasına da neden olan bir insandı Yalçın! Elinin tersiyle, toz bezini iter gibi itmişti genç kızı. Paspasın üzerine bir güzel sildiği ayakkabısı gibi, gururunu kırmış onu umursamamıştı.

İlk dakikada hatta ilk saniye de cenaze namazını kıldırmış, üzerine atılan topraklarla def ettirmişti. Dünya üzerinde kayba uğramış biriydi Yalçın. Kaf dağından inmeyen burnuyla, umursamaz tavrıyla, insanları çileden çıkaran Yalçın Akay! Fecra'nın yüzüne bile doğru dürüst bakmayan, gözleriyle konuşmaya tenezzül etmeyen, Yalçın Akay!

Kibir ülkesinin varisi, tek hükümdar padişahıydı! Şüphesiz ki bu kibrin içinde boğulup gideceğini düşündü genç kız. İstemsizce avuçlarını sıkarak salondan sinirle çıktı. Ardından Erdem beyin sesini duyuyordu, ama artık ne Yalçın umrundaydı ne de onun beyefendi babası. Odasına geçtiği andan itibaren evde büyük bir kargaşa çıkmış, salondan sesler uğultu gibi kulağa geliyordu.

'' Çokta umrumdaydın şehzade Beyazit! Kendini pehlivan sanan, koyunların baş çobanı! Hükmüm elindeymiş gibi, birde biz gidiyoruz diyorsun. Ohh canıma değsin. Bir taşla iki kuş vuramadım diye üzülürken, bir kuş vurmuşum bile. Oh be elime, tavukların popolarına sağlık. Onlar olmasaydı araban yumurta kokusundan mahrum kalırdı.'' Diyerek yatağın üzerine sinirle oturdu.

Ablası o anda içeri girdi ve yanı başına geçince, Fecra öfkeyle yerinden kalktı. Pencerenin tülünü sertçe çekerek gözünü dışarı dikti. Gökyüzüne set gibi çekilmiş siyah örtüye bakarken, lambalarını yakan yıldızlara izliyordu. O anda Ömer, aracıyla evin önünden geçiyordu. Mahalle arasından, son sürat giden aracın arkasından sinirle bakarak söylendi . '' Yarın görüşeceğiz eşek kafalı sevgilim! Seninle gazam daha yeni başlıyor. ''

'' Eşek mi? Kim eşek? '' Diye soran, Pınar kardeşinin yanına geldi ve meraklı gözlerle dışarıya baktı. Baktığı yerde kimseyi göremeyince '' Sen, az önce kime eşek dedin? Diye sordu yeniden.

'' Ömer, ablacığım Ömer. Son zamanlarda kulakları neden uzuyor diye hep merak etmiştim. Sonra bir baktım ki eşek olmuş! Anırmaya hazır dişleriyle, her an kapıya sıkışacak koca kuyruğuyla, uzun kafalı bir eşek hem de.'' Diye sinirle güldü Fecra. Şimdi Yalçın'ın kaba davranışını tamamen unutmuş, düştüğü durumla acı acı dalgasını geçiyordu.

'' Ha ha ha eşek ha! Sen unut kızım onu! İçerde Yalçın gibi, doktor beyefendi biri varken, Ömer eşek de olur anırmaya da başlar. '' Diye gülerek cevap verdi Pınar ve kardeşinin ellerinden tutup yatağa oturttu. ''Talibin sana biraz kaba davrandı. Ama kızım sende adamın üzerine neden kahve ikram ediyorsun? Zavallı yanınca ne yapacağını şaşırdı.''

'' Şaşırmak mı? Abla gördün işte burayı ev hanı sandı. Her gün gelip geçenlerin hanı değil burası. Ben bir genç kızım! Bana söylemesi gereken en son sözü, az önce söyledi.'' Diyerek parladı Fecra. Bal rengi gözlerinden sinir akıyordu resmen. '' Dağ geyiği ne olacak.''

'' Geyik mi? Fecra kes şunu. İnsanlara hayvan lakapları takmaktan da vazgeç. Koca kız oldun. Hem Yalçın bey öyle kaba saba biri değil üstelik. Eminim onu tanısaydın böyle söylemezdin. Adam ölen karısından sonra hayatına perde çekmiş. Yazık annesiyle babası sırf oğulları mutlu olsun diye senin gibi akıllı, inanması güç ama uslu marifetli kız bakıyorlar. ''

'' Evet çok marifetliyim. Üstelik uslu durma yönümde, olmayan madalyalarım var benim.'' Diyerek ablasını onaylayan Fecra dalgasına devam ediyordu. '' Mesela çok güzel yumurta kırarım. Ama tavaya değil başka yerlere. Imm birde çok güzel kahve ikram etmesini bilirim. Böyle yudum yudum içeceklerine, iki saniyede içme zahmetinden kurtarıyorum onları. Sonra da yediğim çekirdek çöpünü, çöp tenekesini atmaktansa birinin kafasına atmaktan çok hoşlanırım.''

BİR AŞK MEVSİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin