Bir Aşk Mevsimi 25 bölüm

15.9K 635 14
                                    

........BİR AŞK MEVSİMİ.......25 BÖLÜM...............Sarılamıyorum ki hiç sana, hep gidecek gibi duruyorsun...

.............................25 bölüm..........................

İnsanoğlu bir deveye benzer. Gözleri açılmadıkça kördür ve aklını kullanmadıkça kim ne tarafa çekerse o tarafa gider. Deveye benzeyen insanı farenin deliğine sürseniz bile girmeye çalışır.

Yalçın'da develikten çıkmış geç olmasına rağmen gözleri açılmıştı fakat bu diriliş ona pahalıya patlayacaktı. Hızlı adımlarını evin bahçesinde bitirdi ve az önce karısının girdiği kapıdan girdiği gibi direkt üst kata yöneldi.

Yalıda temizlik yapan hizmetli paldır küldür üst kata çıkan çiftle açtığı süpürgeyi kapatıp şöyle bir etrafına bakındı. Sonra da kapadığı süpürgeyi yeniden açıp salona doğru yöneldiğinde Ayşen hanım televizyonda kaynanalar ile gelinleri izliyordu.

'' Fecra, bir dakika beni dinle sevgilim, ''diyerek odaya giriş yapan Yalçın'ın gözleri yıldız gibi parlıyordu.'' Hiçbir şey göründüğü gibi değil. Ben asla Zeynep'i öpmedim o beni öptü.''

''Boşayacağım adamın sözlerini dinlemek istemiyorum.'' diyerek sert çıkış yapan Fecra, gar dolabın kapısını açtığı gibi elbiselerini tek tek askılarından çıkarıyor, siniri tepesinde at gibi burnundan soluyordu. '' Paşaların neslinden gelen yalı kazığı gibisin. Bana günlerce ahkam kestin. Neymiş efendim DNA imiş. Sonuçlar diye diye başımı etini yerken sayende kafamın içinde baloncuklar şişti. Neymiş efendim Ömer'miş. Ömer'den ne farkın var ki? Biri kafede sevgilisini öperken öptüğü kıza kuzenim diye hitap ederken diğeri hastane de öpüştüğü kadına arkadaşım diyor. Kuşum Aydın'la Özlem akranda öpüşseydi yemin ederim bu kadar şaşırmazdım. Yıllardır unutamadığın Melek'miş. Sen var ya yemin billah osgar dalında, dünyanın en iyi yalan konuşan adamı olursun. Hatta rozetini de yalancı çobandan alırsın.''

'' Sen hiç yalan konuşmadın mı? Hem ben sana bir kez bile yalan söylemedim. ''diyerek kızın kolunu yakalayan Yalçın, pişmandı.'' İftiraları atan Zeynep'miş bilmiyordum yeminle gerçekleri göremiyordum. Sen en başından beri benimle oynamasaydın şimdi bu durumda olmazdık. Bak test istedim hata da olsa bu konumda yapmak zorundaydım. Gerçeği bilmiyordum buna mecbur kaldım, eğer şu durumda yaptırmasaydık bir ömür boyunca kendi çocuğuma şüpheyle bakardım.''

'' Seni aldattığıma ciddi anlamda inandın öyle mi?'' diye sordu Fecra, öfkeyle yanıp kavrulurken cinleri tepesindeydi.'' Sende gözümü açtım Yalçın Akay sana ait oldum. Eline sunacak en büyük eşsizliğim buydu. Oysa sen ne yaptın? Tüm bunların hepsini elinle süpürüp Zeynep'in peşinden koşmuşsun. Bana inanacağına ona inanıp dudaklarında teselli bulmuşsun. Şu haline bir baksana tıpkı bamya zehrinden kaçan bit gibisin. Sirkelerinle yavşaklarınla bir adam bile etmezsin. Keşke hayatın boyunca sadece Meleğe, sadık kalabilseydin ama nerde erkek değil misiniz karınız toprağa, uçkurunuzsa doğuya batıya akıyor.''

''Yanılıyorsun, ''dedi Yalçın, karısının kollarını kavrayıp öfke akan gözleriyle buluştu.'' Ben Melekten sonra ilk kez senin gözlerine baktım. Ellerinden tuttum. Sıcaklığı sende hissettim, geceler boyunca sarıldığım tek kadın sendin, ilk seni öptüm.''

'' Kirli dudaklarınla mı? Ah zahmet etmeseydin keşke. Şimdi öptüğün dudaklarımı kestirip yerine başka alet taktıracağım.''

''Hayır, Melekte kalmış dudaklarımla.'' dedi Yalçın, düzelterek.'' Görmüyor musun sen bu evden gideli hayatım bomboş kaldı. Farkındayım, seni kırdım canını fazlasıyla yaktım fakat o testte mecbur düştüm. Sen yalanlarınla bana yaklaşmasaydın asla bir başkasına değil, gözlerinde gördüğüm kadına inanırdım. Şu an o kadar pişmanım ki...''

'' Sırf sen rahat ol diye içime düşürdüğün yangından sonra sana eskisi gibi bakacağımı mı sandın?''diyerek sözünü kesen Fecra, iğnelemeye devam ediyordu. '' Sen tam bir yaboz ayısın. Kıllı, sakallı, ağda yapılmaya mahkum çamaşır suyuna bastırılıp çitilenmeden çıkmayan leşe dönmüşsün. Yalan şefkatinle kandırdın, Melek'te kalmış saf aşkına inandırdın beni. Evet yalan konuştum fakat gerçek yalancılık konusunda ben, senin eline su dökemem. Hem artık sana kanacak kadar aptalda değilim, gidiyorum. ''diyerek dolabın yanından bir adet bavul çıkardı.

Fecra, bavulun fermuarını hızla açıp yatağın üzerine fırlattığı sırada devamlı konuşuyordu. '' Öküz dedik ama öküzler bile inekleri aldatmıyor, ayı dedik ayılar bile inine bal taşıyor, çocuğunun bitlerini ayıklıyor. Sen hayvanlardan bile aşağıdasın. Sana acıyorum.''

'' O bavula bir tane elbise bile koyamazsın, ''dedi Yalçın, gözlerine inanamayarak. ''Hiçbir yere gitmiyorsun asla izin vermem anlıyor musun, bu evden ancak ölümün çıkar. ''diye bağırdığı gibi karısının kollarından tutup dudaklarına yapıştı.

Kararlı sevgiliyi ikna etmek zor olacaktı, hele havalanmış burnunu indirmek gururunu hiçe saydığı kızdan özür dileyip sevgisini anlatmak kolay olmayacaktı. Delirmiş benliği kollarında tutmaya çalıştıkça, karşılıksız öpüşe mahkum olduğunu bildiği halde ısrarcıydı. Taze gülleri andıran taze yumuşak dudaklardan ayrılıp saçlarına dokunan Şövalye'' Seni bırakamam. ''dedi derin soluklar içinde sanki kaybetmekten korkuyordu. ''Seninle nefes almaya alıştım, gülüşünle hayat buldum, seni kollarıma aldığım anki huzuru sevdim. Fecra, seni istiyorum, seni hayatımın her karesinde istiyorum. ''

'' Günaha batmış dudaklarını benden uzak tut, hatta kezzaba yatırıp imento döktür. ''diyerek ters cevap veren Fecra, kocasının kollarından kurtulduğu gibi çıkardıklarını bavula tıkmaya başladı.'' Huzurmuş aşkmış. Bilim adamlarına söyleyeceğim bana özel aşka yakalanmamak için aşı üretsinler. Hiç biriniz çekilmiyorsunuz.''

'' Sen beni ciddiye almıyorsun ve bende gitmene izin vermiyorum. Senin yerin kocanın evi, hem beni boşayıp da nereye gideceksin?'' diye sordu Yalçın, kızın tıktığı elbiseleri tekrar bavuldan çıkarıyor ve ellerine o anda geçen kırmızı bir elbisenin iki kolunu karşılıklı çekiştiriyordular. Sonunda elbise çekiştirmeye dayanamayıp ortadan ikiye ayrıldı.

'' Elinin körüne gideceğim duydun mu? Bir daha da oradan dönmeyeceğim. ''diyerek nefretini kusan Fecra, parçalanmış elbiseyi yere fırlatıp çantasından kağıtlar çıkardı ve kocasının önüne attı. '' Boşanma davası için başvuruda bulundum bile, yarından tezi yok davayı açıyorum. Artık senden ve aşağılayıcı sözlerinden ebediyen kurtuluyorum.''

'' Gidemezsin dedim duymuyor musun beni, boşayamazsın. Sen benim son nefesime kadar yanımda olacak tek kadınsın. Ne kadar gideceğim dersen de, senin yanın benim yanım. ''diyerek yere fırlatılmış kağıtları anında ikiye bölen Yalçın'ın içi sızladı. '' Sevgilim seni kaybedemem, bak konuşalım araya açılmış uçurumu kapatalım.''

'' Boğaz içi, üçüncü köprüyü ben yaptırmıyorum yalı kazığı.''

'' Benimle düzgün konuş. Hala kocanım, saygısız davranma.''

'' Ne yoksa beğenemedin mi? Doğru fakirin yere yapıştırdığı sümük senden daha asildir.''

'' Saçmalamayı kes Fecra. Ben seni aldatmadım ve sende beni aldatmadın. Bu kadar haksızlıktan sonra diz dize oturup konuşmamız lazım. Sen bir erkek olsaydın yemin ederim benim yaptıklarımın aynısını yapardın, ''dedi Yalçın, yatağın başına geçip gözlerini hırçın kediye dönmüş, karnı burnunda kıza dikti.'' Yaptığım her şey için özür diliyorum hakaret ettiğim tüm sözler için pişmanım. Şans istiyorum senden, ikimize dair bir şans.''

'' Geçti Bolu'nun pazarı sür eşeğini Niğde'ye.''

'' Hay ben senin Bolu'nda Niğde'n eşeğinde!'' diyerek tepesi atan Yalçın, ne yapacağını bilemeden kızın elindeki bavulu yere savurdu.'' Sağır sultan duydu ne demek istediklerimi hala inadına gidiyorsun ya pes artık. Fecra, görmüyor musun senin için yalvarıyorum, bağışlanmak istiyorum, af diliyorum. Gördüklerin yanlış hem Zeynep'i sevseydim neden seni hayatıma katacaktım ki? Bu bu çok aptalca olmaz mıydı?''

'' Fazla mal göz çıkarmaz.'' diye cevap veren Fecra'ya adamın sözleri pek işlemiyordu. ''Yedi kocalı Hürmüz'ü şimdi anladım. O kadar adamla evlendi fakat evlendiği kişilerden birini öbürüne vursa yine de hepsinden bir adam etmeyeceğini görünce, tekrar evlenmeye karar verdi. Sendende bir adam olsaydı zaten ilk karına inanırdın. Mart ayında azmış kediler gibi koca diye bağıran Zeynep'e değil.''

Yalçın, bavulu yerden alıp kapıya yönelen kızın kollarından tuttuğu sırada yatak odasının kapısı Ayşen hanım tarafından açıldı. '' Neler oluyor burada? Sesiniz taa aşağıdan duyuluyor gençler? Derdiniz ne sizin?''

'' Oğlunu terk ediyorum.'' dedi Fecra, sıkı sıkı tuttuğu bavulu kadının gözüne sokarak.'' İkinci kadın olmaya razıydım ama üçüncüyü görmek malum gaz yaptı. Gece yatmadan evvel kuru fasulye yemiştim de şimdi patlarsam burnunuzun direği çöker. Hazmetmek zor geldi üzerine bir limonlu soda içeceğim.''

'' Yalçın gelinim ne diyor?'' diye diklendi Ayşen hanım kaşlarını çatarak.'' Üçüncü kadın derken? Yoksa sen eyvaahlar olsun gül gibi karını mı aldattın?''

'' Hayır hayır anneciğim,''diyerek durumu açıklamaya girişen Yalçın,'' yeminle aldatmadım sadece Fecra, doğru olmayan şeyler gördü ve bana değil gördüklerine inanıyor.''

'' Kimle gördün kızım? ''diye sordu Ayşen hanım şaşkınlıkla. ''Bunca yıl eline senden başkası değmemişti. Ah vahhh. Şu an yeminle şoklardayım. Nasıl yaparsın oğlum sen bunu? Üstelik karın karnında çocuğunu taşırken nasıl gözlerin başkasına kayar.''

'' Yapmadım,''dedi Yalçın, sinirle.'' Ben asla karımı aldatmadım. Nasıl bunu düşünürsünüz?''

Kocanın itirazıyla delirmeye devam eden Fecra '' Valla Zeynep'le Yalçın aynı tabakta kaynaşan bal ile kaymağın uyumu gibiydiler. Kuyuya düşen iki kumru dibi birbirlerine gömülmüşler sefa sürüyorlardı. ''diyerek kırgınlığını ortaya döktü.

'' Zeynep mi?'' Önce şaşkınlıkla gençlere gözünü diken Ayşen hanım sonra bastı kahkahayı...'' Zeynep ile Yalçın mı? Yıllardır dost olarak gördüğün kızı mı öptün? Gül gibi karın varken hay ben seni doğuracağım taş doğursaymışım. Birde günlerdir Fecra, diye tutturan sen git Zeynep'i öp. Karın gibi temiz, saf, kız varken yok yok ben senin gözlerini dolma yaptığım patlıcan gibi oymaz mıyım? Sen değil misin sırf karım evde değil diye yüzü beş karış gezen, gece gündüz aç yatan off offf. Ne bitmez çilem varmış...''

'' Öpmedim, ''dedi Yalçın bağırarak. Bir taraftan annesi diğer taraftan karısı üstüne gelmeye devam ederken kayışlar kopmuştu. '' Ben Fecra'dan sonra başkasını öpmedim, ondan başkasını nasıl öperim? Günlerdir şüpheyle yaşarken içimde büyüyen korkulardan kopmaya çalışırken nasıl evliliğimi yok sayarım? Zeynep, beni öptü diyorum nasıl anlamazsınız bunu?'' diye sordu önünde put gibi dikilmiş kadınları umursamadan elini saçlarına daldırdı.

'' Hayatımda olmasını istediğim tek kadın Fecra. Bunu nasıl görmezden gelirsiniz? Zeynep'i sevseydim zaten Fecra, hayatımda olmazdı ama gerçek bambaşka. Bebeğimin annesini hayatımın ortasında açmış böğürtlen çiçeğimi istiyorum. Dikeniyle böceğiyle her yönüyle hem de.'' diyerek gözlerini Fecra'ya dikmiş pörtleyen gözlerle yüzüne bakan kızın ellerinden tutmuştu. '' Fecra, lütfen duy sesimi bak seni istiyorum seni deliler gibi istiyorum, gidemezsin buna asla izin vermem.''

Fecra yutkundu. Bu kadarı da artık yalan olur muydu düşünmeye başlamıştı ki Ayşen hanım mutlu ve kızgın bakışlarla oğlunu nazar ederken Yalçın, ısrarcı dille devam etti. '' Senden istediklerim hataydı fakat bunu yapmasaydık asla birbirimizin yüzüne bakamazdık. Fakat şimdi her şey değişti. Ben istediğim testle tamamen sana inanmak, şüphe duymadan gözlerine bakabilmek tüm ömrümü sana adamak istemiştim. Tamam yaptıklarım ağır şeyler, hemen beni bağışlamanı isteyemem fakat bu evden gitmeni istemiyorum. ''

Başını olumsuz yönde sallayan Fecra ''çok kırıldım, büyük hasar aldım, aşağılandım, tüm bunların üzerine artık burada kalamam. ''dedi ellerini avuçlardan çekerek.

'' İzin vermiyorum. ''dedi Yalçın, kapıdan çıkan kızı yakalamaya çalışırken Fecra, merdivenlere yönelmişti.

'' Senden izin alan kim?'' diyerek basamakları teker teker inen Fecra'' Sana en başında demiştim kaybedersin diye şimdi tamamen kaybettin beni!''dedi.

'' Kaybetmek değil kazanmak istiyorum. ''diyerek son basamakta karısının kolunu yakalayan Yalçın, belini kavradı sıkıca.'' Yalvarırım bir şans ver. Bu sefer ben yalvarıyorum lütfen affet beni! Bu sözlerimin senin için hiç anlamı yok mu? Günlerdir içimden çıkmayan beynimin içini tırtıklayan ismini haykırıyorum. Hala görmüyor musun sevgimi? Zaman ver. Her şeyi düzelteceğim sonra biz yeniden başlayacağız. Çocuklarımızın sesi bu evi çınlatsın, ne istersen yapmaya hazırım yeter ki kal.''

'' Sen sadece bebek için böyle konuşuyorsun? Kaybetmek istemediğin tek gerçek oğlun!''

Ayşen hanım geliniyle oğlunu yüreği ağzında izlerken Fecra, sokak kapısına kadar inatla yürüdü tam mantosunu üzerine atıp kapıyı açıyordu ki Yalçın büyük gayretle '' seni seviyorum,''diye haykırdı.

Eline aldığı mantodan gözlerini kocasına diken genç kız şaşkınlık içinde gülümsedi.'' Bunu şu anda söylüyor oluşun çok komik.''

'' Komik mi?''

Fecra, başını evet dercesine sallayıp tekrar kapıya yönelmişti ki Yalçın, ısrarcı tavırla '' seni seviyorum, ister inan ister inanma kalbim sende atıyor. Eğer hala gitmekte ısrar edersen, bir şansı bile ikimize çok görürsen, sende atan kalbimi yakar küle çevirirsin. İçime çektiğim her nefeste kıvılcımlara boğulur yaşayamam, gülemem, sensizlikle var olamam ''diyerek usulca kızın belinden sarıldığı gibi yüzünü saçlarına bastırdı.'' Gitme. ''dedi uzun uzun göğsüne hapsederek. ''Kal! Yanımda, benimle, saf sevginle, kalbimde kal. Gidersen hayat sessiz bir limana döner. Ömrüm eskisi gibi harabeye çevrilir, içime ektiğin her sevgi kuruyup son bulur. Bağışla demeyeceğim sadece kal, yeter ki kal.''

Şaşkınlık içinde burnunu çeken genç kız ağır yaralıydı. Kocasının kollarından usulca çıkıp gözlerini uzun uzun seyredip aradığı samimiyeti görmesine rağmen kadınlık onuru üstün geliyordu. Hangi kadın bebeği için test yaptırdıktan sonra kocasının gözlerine bakabilirdi? İnancını teste bağlamış bir adama bir şans vermek kolay değildi ve Fecra'da yerle bir olmuş gururunu hiçe sayarsa, şerefine sürülmüş lekelerden sorumlu tutan kocayı affederse kendine ihanet etmiş olurdu.

Tek sözüne dikkat kesilmiş kişilerden gözlerini tekrar kapıya çeviren Fecra, terk ettiği kapıdan yeniden çıkıp bundan sonra dönmemeyi hedeflemişti. Boşanma davası için başvurduğuna göre mutlaka bir aya kalmaz boşanırlardı. Böyle düşündü bahçeye doğru ayak sürürken fakat arkadan kopan çığlıkla birden başını geriye attı.

Ayşen hanım yere yığılmış Yalçın, başına geçmiş nabzını yokluyordu. O anda çıktığı kapıdan direkt içeri giren Fecra, hemen kayınvalidenin başına geçti. Kadın yerde sere serpe baygın yatarken hizmetli koşarak limon kolonyası getirdi ve burnuna tutuldu. Yalçın yavaşlayan nabızdan sonra tansiyonunu ölçtüğü an düştüğünü gördü.

Fecra, gözü arkada kalmaktansa kayınvalide kendine gelene kadar evde kalmaya karar verdiği sırada Ayşen hanımın, salonda bir koltuğa geçirilişini izledi. Yalçın, bir doktor arkadaşıyla annesi hakkında görüşme yapmak için ayrı bir bölüme geçerken genç kız kadıncağızın bileğini ovuyor'' Anneciğim iyi misin? ''diyerek yüzüne hafif hafif vuruyordu.

İniltiler çıkaran yaşlı kadın gözlerini yarıya kadar açıp gelinin gözlerine baktı. '' Gitme kızım,''dedi fısıltı içinde.'' Eşek kafalı bir hata yaptıysa bedelini ödetiriz. Unutma sen bizim gelinimizsin, ben her daim arkandayım. Belki doğru söylüyordur. Zeynep'le ikisi bunca zaman arkadaşlardı. ''

'' Yorma kendini anneciğim.'' dedi Fecra, kadını fazla konuşturmak istemiyordu.'' Sen şimdi bizi bırak kendine bak. Nasılsın daha iyi misin? Başın dönüyor mu?''

'' Olur mu öyle? Siz bizim evlatlarımızsınız.''dedi Ayşen hanım yerinden doğrularak. '' Biz ölsek bile siz mutlu olmalısınız. 'Benim için endişelenme iyiyim, birazdan evvelaallah turp gibi olurum. Yeter ki siz iyi olun.'' diye sevecen yüzle devam etti.

'' Bizi düşünme annem, bizim evlilik en başından beri sarsıntılı bir evlilikti. Keşke en başında dürüst davransaydım şimdi başıma bunlar gelmezdi.

'' Anlatırsan dinlerim güzel gelinim,''dedi Ayşen hanım ön yargısız karşılayarak.'' Hepimiz genç olduk. Kanımız deli gibi aktı. Sizin yaşınızda her genç hata yapar. Önemli olan hatalardan ders çıkarmak! Hem Yalçın'la siz çok iyi çift oldunuz. Oğlumu her yönden taşıyabiliyorsun böyle düşünme.''

'' İyi ki varsın. ''diyerek kadının elini öpen Fecra, hayatını sıfırdan anlatmak için yüreklenmişti. Onu anlasa bir kayınvalidesi anlardı fakat o anda yanlarına gelen Yalçın'la susmayı tercih etti. Yalçın, annesinin tekrar tansiyonunu ölçtü ve normale döndüğünü gördüğü halde hastaneye götürmek istiyordu.

'' İyiyim ben, ''dedi endişeli oğlunun gözlerine gülümseyen yaşlı kadın.'' Hadi sen git ben gelinimle konuşacağım.''

Çekimser gözlerle kaynana geline bakan Yalçın, anlayışlı davranarak ikiliyi yalnız bıraktı ve canı kadar yakın bulduğu Bilal'i aramak için odasına yöneldi. Giden kişiden sonra rahat nefes alan Ayşen hanım gelininin yüzüne gözlerini dikip ellerinden tuttu.'' Güzel kızım sana diyeceklerimi iyi dinle ve ona göre kararını ver. Sen Yalçın'a aşık mısın?''

Fecra, suskunluk içinde başını salladı.'' Evet. Kendime yediremediğim kadar çok seviyorum. Kabul etmek istemiyorum.''

'' O zaman gitmeyeceksin, eğer gerçekten aşıksan sevdalandın adamı terk etmeyeceksin.''

'' Ama anneciğim, her ikisi yapışık armut gibiydiler. Gördüklerimi unutamam. Kabul etmeyi bırak gururuma yediremem.''

'' Kızım,''dedi Ayşen hanım ısrarla ellerinden tutarak. '' Eskiler derki bir kadınla erkeği üst üste görsen de gözlerin yanılabilir, iftira olmasında diye bir kişi daha çağırılır. İkincisi de aynı şekilde görüyorsa bir şahit daha edinin. Üçüncü kişi bile görse bu durumu dört kez yenileyin. ''

'' Yok artık. O zaman neden Adnan bey Beşir'in bir sözüyle Behlül' den hesap sordu? Hani nerde üç şahit?''

''Güzel kızım gözler yanılabilir, ''diye devam etti yaşlı kadın gülümseyerek.'' Bazen görmek istediğini görür insan. Bir kaza olmuştur belki de gerçekten Zeynep, öptü ya da gerçekten dediğin şey oldu. Ama kızımYalçın, Zeynep'e baksaydı Melek öldükten sonra onda yarasını sarardı. Seninle evlenmezdi fakat bunların olacağı yerde oğlum kendini bir odaya hapsetti. Günlerce odasından çıkmadı, kimseyi yanına almadı. Bazı gecelerde hıçkırığını duyardım ama cesaret edip yanına gidemezdim. Yalçın, hiçbir zaman yanımızda ağlamadı. Her daim acısını içinde yaşardı. Yalnızdı. Sen gelene kadar hep yalnız bir adam olarak kaldı. Ama şimdi öyle mi? Sana sevdiğini söylüyor, sıkıca sarılıyor. Hiç gizliden sana nasıl baktığını gördün mü? Sanki kıymet vermiş kırılmasın diye sardığı biblo bebekmişsin gibi hissettiriyor. Kızım oğlum gerçekten sana aşık.''

'' Ya gördüklerim? Annem nasıl hazmedeceğim? Bana yapmadığını bırakmadı. Yeri geldi inanmayarak suçladı..''

'' Hazmet demiyorum kızım. Bağışla, bağrına bas, yaptıklarını görmezden gel, kollarına atıl diyemem ki ama çektir. Bir kedinin fareye çektirdiği gibi yakasına yapış ama öldürme. Eğer gerçekten yaptıysa yaptıklarını yanına kar bırakma. Biraz zaman ver bende gizliden Zeynep'in ağzını yoklarım. Etrafı kölaçan ederim eğer dediklerin doğruysa gerçekten Yalçın, seni aldattıysa o zaman boynum kıldan ince.''

'' Burada nasıl kalırım? Yüzüne bile bakmak istemezken onunla aynı odada uyumak işkence çekmek gibi gelir, ''diyerek dertlenen Fecra, kayınvalideyi kırmak istemiyordu. '' Yapamam. Rica etmeyin midem kaldırmaz.''

'' Gitmek kolay kızım, ''dedi yaşlı kadın.'' Zor olan burada kalıp etrafında dönen kelebekler gibi görünüp uzakta olman. Anladın mı beni?''

Derin nefesler verip yaşlı kadının eline sarılan Fecra, sabır çekti. Nasıl dayanacaktı? Gücü buna yeter miydi bilmiyordu ve yerinden doğrulup merdivenlere yöneldiğinde aklından hiçbir şey geçmedi. Ayşen hanım haklıydı. Gitmek kolaydı zor olan ise kalmayı başarmaktı.

Düşünceler eşliğinde çıktığı yatak odasının kapısını aralayan genç kız yatağın üzerine bir seksen uzanmış ve başının altına kollarını kenetleyip yüzüne bakan şövalyeyi gördü. Bakışlarını anında dolaba çevirip elindeki bavulu yerine bırakınca '' gitmeyeceğini, bize bir şans vereceğini biliyordum, ''diyerek arkasında biten kocadan habersiz başını geriye attı.

Gece karası gözlerle gülümseyen adamın yanından put gibi geçip yatağın başına oturan Fecra ''yalnız kalmak istiyorum.''dedi yorganı açarken. '' Seni bağışladığımı sanma. Sadece annen için kalıyorum.''

İstifini bozmadan kızın istediğini yerine getirmek için kapıya yöneldi Yalçın ve odadan çıkmadan evvel ''bir şey ister misin?''diye sorduğu halde cevap alamadı. Yine de bozulmadı gitmiyor oluşu bile güzel gelmişti. Hızlı adımlarla merdivenlerden inerek direkt çıkışa yöneldiğinde eline aracın anahtarlarını almış aradığı halde açmayan arkadaşına gitmeye karar vermişti.

*****************
Zeynep delirmiş gibi Bilal'in kapısını yumrukluyor titreyen dudaklarıyla ağlamaya devam ediyordu. Daha yeni gelmesine rağmen kapıda bekletilmekten nefret ederken bir dost tarafından satılmak ağır gelmişti.'' Aç be şu lanet kapıyı.''diye bağırdı dur duraksız zile basarken.'' Aç senle hesabım bitmedi aç şu kapını.''

İçeriden dışarı gelen ayak sesleri eşliğinde sokak kapısı Bilal tarafından açılınca Zeynep karşısında başını dikleştirdi.'' Seninle konuşacaklarım var,''diyerek adama emri vaki yapan genç kız öfkeyle koridora yürüdü.

Bilal, sokak kapısını kapatıp sakin tavırla kızın karşısında dikildi.'' Ne konuşacaksan hemen söyle. Çok başım ağrıyor. Kimseyle uğraşamam.''

Sinirle karışık alayla gülen Zeynep ''Bravo bu kadar aptal ve zayıf bir kişiliğin olduğunu bilmiyordum. Yemedin içmedin gittin Yalçın'a her şeyi anlattın. Sen böyle mi dostsun? Senden adam gibi yardım istedim. Oysa sen ne yaptın ilk fırsatta gidip her şeyi bir bir anlattın. ''diye bağırdı yumruklarını sıkarak.

'' Dur bir dakika.''dedi Bilal şaşkınlık içinde gülerek.'' Yalçın her şeyi öğrendi mi? Oh çok şükür bu çok iyi haber.''

Öfkeyle adamın üzerine yürüyen Zeynep, delirmiş gibi üzerine saldırdı.'' Hala yalan konuşuyorsun. Neden yaptın he neden? Sana güvenmiştim hani bu işte beraberdik, Yardım edecektin? Beni kandırdın, bir hiç görüp parmağında oynattın.''

''Hey hey ne yapıyorsun? Ben hiçbir şey anlatmadım yanılıyorsun? ''diyerek kendini korumaya çalışan Bilal, devamlı Zeynep'ten yumruk yiyor, çaresizlik içinde yanlara düşmüş omuzlara sarılıyordu.'' Yemin ederim ben bir şey demedim.''

'' O zaman kim söyledi ? Senden başka kim diyebilir ki?''

''Ömer demiş olabilir mi?''diye sordu Bilal, sıkı sıkıya bileklerini tuttu.'' Bak kim dediyse dedi. Artık kendine gel. Yalçın, artık evli bir adam, üstelik çocukları olacak. Aç şu kör gözlerini birazda etrafına bak. ''

'' Asla mutlu olmayacak. O benim sadece benim.''diyerek dişlerini sıkan Zeynep'in gözleri ağlamaktan kızarmıştı.'' Onu bu gün öptüm. Biz bu gün Yalçın'la öpüştük.''

'' Ne? Öptün mü? Bu bir delilik.''

'' Evet,' 'dedi Zeynep, abartı kahkahaya boğularak.'' Onu öptüm düşünebiliyor musun bana dokundu.''

'' Zeynep canım bak iyi değilsin. Gel bir doktora götüreyim seni.''dedi Bilal, arkadaşının düştüğü duruma üzülerek.'' Farkında değilsin ama iyi değilsin Zeynep. Nasıl dostunu öpersin o sana inandı, güvendi sen gittin birde öptün öyle mi?''

'' Evet öptüm üstelik Fecra'da gördü.''

'' Nasıl? Aman Allah'ım!''diyerek hayretler içinde kalan Bilal artık dayanamaz duruma geldi. Üzerinde bulunan pijamalara bile bakmadan yemek masasının üzerindeki aracın anahtarlarını eline alıp sokak kapısını açtı.'' Gidiyoruz Zeynep. Sen ciddi anlamda iyi değilsin. Artık bu kadar yeter. Hayatını mahvediyorsun eğer tedavi almazsan kendine kötü şeyler yapacaksın. Bir yerden başlama zamanın geldi bence.''diyerek kızın ellerinden çekiştirdi.

'' Ben deli değilim, ''dedi Zeynep sinirlenerek. '' Deli muamelesi yapma. Ben aşığım aptal değil. Delice seviyorum kafayı yemedim.''

'' Şu an kafayı yemedin ama bu gidişle delireceksin.''dedi Bilal gerçeği gözüne sokarcasına.'' Ben senin dostumsan dediğimi yapacaksın. Hemen gidiyoruz, tedaviye başlayacaksın. Eğer tedavi almazsan daha kötü şeyler yaparsın. Meleğe yaptığını bir başkasına da yapmandan korkuyorum.''

''Mesela Fecra hak ediyor değil mi?'' diye sordu Zeynep, sadistçe gülümseyerek .'' Oda ölüm diye haykırıyor. Üstelik bu sefer Yalçın'da dudaklarımın tadına baktı. Aşık olduğumu da biliyor. Bu büyük bir şans evet Fecra'da ölümü hak ediyor. O Ömer'le kocasını aldatan günlerce yalan konuşan biri. Yalçın, böyle bir kadının peşinden yasa bürünmez ve beni görür.''

'' Sen bu kafayla hiçbir yere gelemezsin. Saplantı gibi aynı yerde sayıyorsun. Git gide hayatını zindana çeviriyorsun? ''diyerek kızın kolundan tutup yaka paça çıkışa sürüyen Bilal korkmaya başlamıştı. '' Benimle geleceksin gelmeye mahkumsun. Bir kez daha elini kana bulamana izin veremem.''

'' Bırak beni. Ne sen ne başkası engel olamaz. Karşıma çıkan her kişiyi öldürürüm duydun mu acımam. Bak çok az kaldı bu sefer başaracağım,''diye haykıran Zeynep kendini geri geri çekerken öfkeye kapılmıştı.'' Bana son kez yardım et. Yalçın'a kavuşayım.''

'' Asla.''dedi Bilal.'' Bu kötülüğü yapmana izin vermeyeceğim duydun mu?''

'' Demek öyle! ''dedi Zeynep, kolunu adamdan sinirle çektiği anda çantasıyla beraber sırt üstü yere düştü. Bilal hınçla kızın kolunu kavramak için yere eğildiğinde Zeynep çantasından bir bıçak çıkarmıştı. Başına gelecekleri bilmeden kızı yerden çekiştiren Bilal kararlılıkla kapıya sürüklerken Zeynep, acıma hissi bile duymadan bıçağı arkadaşının bıçağı sırtına sapladı.

İlk başta ikili göz göze geldi. Bilal'in bakışları sonra yana kaydığı gibi yere düştü. Gözleri önünde yere yığılan adamın sırtına saplanmış bıçağı sertçe çıkarak Zeynep yere fırlattı ve sadistçe gülmeye devam etti. '' Önüme çıkan herkesi öldürürüm dedim şimdi inandın mı bana.''

Bilal acılar içinde yerde kıvranırken Zeynep, saniyeler içinde evi terk etmişti. Artık sağlıklı düşünemeyen, her yerinden tehlike akan ayaklı belaya dönüşmüş kadın aracına atladığı gibi uzun soluklu yollara karıştı.

Yalçın, dakikalar sonra evin girişine girdi ve zile basmak için düğmeye uzandığında kapının aralıklı kaldığını görünce şaşırdı. Aralıklı kapıyı tamamen açıp içeriye doğru seslenerek koridora adım atınca kanlar içinde yerde yığılı Bilal'i gördü. Saniyesinde arkadaşının başına geçen genç adam yaşadığını görünce telefonunu cebinden çıkarmıştı. '' Bunu sana kim yaptı?... Bilal duyuyor musun beni?''

'' Zey-nep.'' Dedi Bilal zorla yutkunarak.'' Zeynep çok tehlikeli. Fecra'yı yal-nız bı-rak-ma.''

'' Dur konuşma şimdi ambulans çağırıyorum.''diyen Yalçın'ın eli ayağı birbirine dolanmıştı. Zeynep'in ismini duymak şaşırtmıştı fakat arkadaşının kanlar içinde kalmış yarasına elini bastırıp gözlerine baktı. '' Biraz sabret yaran çok ağır.''

''Af-fet be-ni dostum.'' Dedi Bilal yutkunarak. '' Söyleme-ye cesaret edeme-dim. Zey-nep çok teh-likeli. Me-lek Me-leğin ö-lü-müyle çok alakası var. Mele-ği Zey-nep ...öldürmüş ...şimdi de Fec-ra'nın peşin-de.''

Daha fazla konuşamayan Bilal gözleri açık şekilde Yalçın'ın buz tutmuş gözlerine bakarken başı yana kaymış nefes vermez olmuştu.

Yazan Sunan DİLRUBA ÇETİNKAYA

Nihayet yazabildim kşimse kısa demesin dört bin kelimeden fazla yazdım toplam on yedi sayfa ve işler çıkmaza büründü aslında bir yerde aydınlandı bundan sonra neler olacak ve Fecra yumuşayacak mı? Bu bölümde çok sözlü oldu bölüm. çok konuşturdum inşallah beğenmişsinizdir dileğimle ve kayın validemiz çok iyi böyle bir kadın var etrafımda Fecranın kayınvalidesi de böyle olmalı diye düşündüm. Kafalarda ön yargıyla dolanan kadın yazmak istemedim. Gelecek bölüm için sabırsızım Dilsiz cadıdan bölüm verince yazacağım lütfen begeni ve yorum çok istiyorum. Siz yapmasanızda yorum ve bu hikayem Wattapde on iki bin kişi tarafından okunduguna bakarsam sevildi eeee neden yoksunuz inan ki sınır koymam dedikçe bunu bana yaptırmayın her şey sizin elinizde herkesi Allah'a emanet ediyorum.. Kısaca sizi görmek istiyorum. herkese okuyan yorum yapan begeni sunan herkese teşekkürler

BİR AŞK MEVSİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin