.....BİR AŞK MEVSİMİ..... 20 BÖLÜM...

11.3K 659 33
                                    

.....BİR AŞK MEVSİMİ..... 20 BÖLÜM.....

Kalbin sevmediği kişiyi hayatında ister miydi insan? Gözlerine baktığında ışık görmüyorsa, gülen yüzüyle huzur bulup yanında mutlu olmuyorsa yine de sevebilir miydi insanoğlu? Tek kelimesi için saatlerce hayalini kurmuyorsa, yağmur dolu bir gecede soğuğun altında beklemiyorsa bir şey eksik olmaz mıydı?

Yalçın karısını kucağına almış hastanenin koridorlarında koştururken adeta bir ruhsuza dönmüştü. Donuktu gözleri, dudakları sessizlikle kitlenmiş bacakları tutmuyordu. Burnundan boynuna akan kanlar içinde Fecra, baygın şekilde sedyeye yatırılıyor ağzına maske takılıyordu.

Acil müdahale kapısı ilk kez genç adamın yüzüne kapanmıştı. Ömrü hayatı boyunca aşkla yaptığı cerrahlıktan beri ilk defa robot kesilmişti. İstese içeri girebilir müdahalede bulunurdu. Yapamıyordu. Acizdi. Ruhu bedeni zihni her şeyi sıfırdı. Zeynep kollarına dokunarak oturması için yer işaret etmesine rağmen ayakta öylece dikildi.

'' Hastasın oturmalısın.'' Dedi Zeynep korkudan robot kesilen doktora zoraki gülümseyerek.'' Bak ona bir şey olmayacak. Birazdan iyi olduğunu söylerler. Sen dikkat etmelisin, hastasın!''

Yalçın yanıt vermek yerine susup banka oturdu ve acil kapısından dışarı çıkacak olan doktoru beklemeye koyulduğunda kalbi acıyordu. Yıllar öncesi zihnine düştü. Meleği düşündü. İlk aşkını, sevgisini hiçbir şeyle ölçemeyecek kadar sevdiği can dostunu sırdaşını hayat yoldaşını.

Ameliyata girmek için sabırsız Meleği düşündü. Günlerce hayalini kurduğu bebek için bıçak altına yatışını onun için ölüme göz kırpışını. '' Birazdan yanında olacağım sevgilim.'' Diyerek önlükler içinde ameliyat masasına yatışı aklına geldi.'' Seni seviyorum senin mutlu olman için ikimizden bir can olmasını istediğim için aşkımızın meyvesi için yanında olacağım. Sana bir evlat vereceğim.'' Demişti Melek ışıl ışıl parlayan gözlerle doktorlara kendini emanet ederken.

İşte Yalçın ilk o gün zamanın durduğunu sanmıştı. Saatlerce süren ameliyattan sonra karısının öldüğünü masadan kalkamayışını öğrendiğinde hayata küsmüştü. Meleği gitmişti. Kanatlarını çırparak gözlerinde ki pırıltısıyla bırakmıştı onu.

Şimdi sıra Fecra'da mıydı? O'da gider miydi? Bırakır mıydı? Hoş kendisi terk etmişti onu ama şimdi tamamen hayatından çıkarak bir kez daha aynı tabloyu yaşar mıydı?

Zihni yandı kaygı dolu endişeli düşünceler içindeyken elleri titremeye bedeni buz gibi terlemeye başladığında gözleri karardı. Hayır bir kadını daha kaybetmeye dayanamazdı. İster yalancı olsun ister onu kandırsın ne olursa olsun ama asla ölmesin istiyordu.

Fecra deli doluydu. Dili yalan konuşsa da gözleri her daim parlıyor onun için kaç kez yalanlarla dolu eğlenceler hazırlıyor ve kışkırtmaya devam ediyordu. Avuçlarının arasına aldığı başını sıkıştırmaya devam ederken gece gözlerini kapıya dikmiş tek bir sözcük için beklemeye koyulmuştu.

O anda kapı açıldı ve içeriden beyaz önlüklü kırk yaşlarında bir kadın dışarı çıkarak Yalçın'a doğru yürüdü. Birden ayağa fırlayan genç adam'' Evet nesi var kırık çıkık beyin kanaması...''

'' Sakin olun.'' Dedi doktor kadın gülümseyerek.'' Ayağını incitmiş, bir hafta fazla hareket etmemesi gerekli ve vücudunda birkaç morartı var. Yalnız...''

'' Yalnız ne?'' Diye parladı Yalçın.'' Söyleyin lütfen!''

'' Çok hassas bünyesi var, sanırım gün zarfında aç kalmış buda kan şekerini düşürmüş. Yani bundan sonra daha çok dikkate etmeli hem kendine hem de karnında henüz üç haftalık bebeğine.'' Dedi doktor şaşkınlıkla yüzüne bakmaya devam eden Yalçın'a elini uzatarak.'' Tebrik ederim efendim. Gerçekten çok mutlu oldum rabbim tamamına erdirsin.''

'' Bebek mi?''

'' Evet bebek. Baba adayı olarak hastanemizde kutlama yaparsınız artık.'' Diyerek göz kırpan doktor Zeynep'in bozulmuş suratına sevinç içinde gülümsedi.'' Buyurun içeri girip eşinizi görebilirsiniz.''

Başını olumlu yönde sallayarak uyuşmuş ayaklarını odaya sürüyen Yalçın, dut yemiş bülbül gibi suskundu. Beyaz çarşafların içinde uyuyan karısını kapı başından seyrede seyrede yanına ilerlemeye başladığında, iki adım geride duran Zeynep, dudaklarını içten içe kemirip yumruklarını sıktı.

Yalçın, şaşkın ve hayli ürkek adımlarını kızın başucunda bitirdiğinde içinde anlık kopan babalık duygusunun sarhoşu olmuştu. Burnuna oksijen takılmış ve bileğine serum geçirilmiş olan Fecra, yorgun görünüyordu. Yüzüne eğilip saçlarına dokunmak istedi, karısının solmuş yüzünü incelerken ama çekindi. O anda gözleri bebeğinin kan pıhtısını taşıyan karnına gitti. Biri vardı içinde canından, kanından bir bebek. Elleri yumuş yumuş dünyaya göz açacağı ilk günde cennet kokusuyla kucağına alabileceği bir bebek!

Parmağına sıkıca sarılacak yere düştüğünde baba diye ağlayacak okula gideceği ilk sabah ellerinden tutacak bir bebeği olacaktı. İçini ele geçiren sevginin verdiği şefkatle Fecra'nın saçlarına eli gidince Zeynep içten içe kudurmaya devam etti.

'' Yalçın bey.'' Dedi adamın koluna dokunarak.'' Biliyorum şu an çok hassas bir durumdasınız ama içimi yiyip bitiren şeyi söylemezsem kendimi suçlu hissedeceğim.''

Başını çevirdi Yalçın, kuşkulu gözlerle Zeynep'e bakarak.'' Söyle!''

'' Sizin mutluluğunuzun üzerine sünger çekmek değil niyetim fakat Fecra'nın gebe kaldığı bu bebek...''

''Net olur musun lütfen bu bebek ne?''

'' Ben kötü niyetle demiyorum Yalçın bey.'' Diye yeniden söze giren Zeynep, merakla ne diyeceğini bekleyen adamın koluna sevgiyle dokundu.'' Fecra, sadece bir günlük kafede çalışmadı. Seninle evliyken de Ömer'in sahip olduğu kafede çalıştı. Yani en başından beri seni aldatıyor olabilir. Biliyorum bu zor durum ama taşıdığı bebek senden olmaya bilir. Belki bu da bir yalandır..''

Kaşlarını birden çattı Yalçın, yüzün benzi atarak yumruklarını sıkmıştı. Bu olmamalıydı olamazdı... Bu kadarını yapmazdı yapmamalıydı. Sonra içine düşen kurt kemirmeye, zihnine girip kanını deli gibi döndürmeye başlayınca tüm dünya başına yıkıldı. Ya yaptıysa dedi içten içe! Ya doğruysa? Ya Ömer şerefsiziyle beraber olduysa? Yalan söylediği gece ki gibi kol kola omuz omuza sabahladıysa? Bakmaya çekindiği gözlerine doya doya bakarak dokunduysa? Tüm saatler boyunca aşk yaşayıp sonra hiçbir şey olmamış gibi koynuna girdiyse?

İçine çizik atan ani sancıyla hüzün oldu gözleri, zihin yorucu cümleyle başını karısına çevirdi. Yapar mıydı? Bunu yapmış olabilir miydi? Can yakıcı kaygılar içinde çamura saplanırken bakire oluşu aklına geldi. O sadece onda özel olmuştu. Oyun oynasa da yalan söylese de sonunda özel olduğunu hissettirmişti.

'' Özür dilerim ben sadece bilginiz olsun diye...'' Dedi Zeynep kıza başını çevirerek.'' Aldatılmanıza...''

'' Kes.'' Dedi Yalçın, daha fazla dayanamayacak kadar asabı bozulmuştu.'' Kes yeter duymak istemiyorum kes.'' Diyerek odadan hızla çıktı.

Yılların verdiği çocuk özlemini doya doya yaşayamadan üzerine ihanetin süs gibi çekilmesi tüm hayallerini söndürmüştü sanki! Aklını yiyip bitiren şüpheyle nefes alamıyor boğazına yumru oturuyordu. Cebinden telefon çıkardı. Saniyeler sonra açılan telefona '' DNA testi yaptırmak istiyorum bana acil bilgi verin.'' Diyerek hastanedeki odasına yöneldiğinde içine dolup taşan öfkeyi kusmak için deliriyordu.

Öte yandan aradan geçen bir saatin sonunda uyanan Fecra, sandalyeye oturmuş ona bakan kocasını gördü. Yerinden doğrulup burnundan oksijeni çıkarmak istediği an Yalçın, ellerinden tuttu.'' Sakin ol oksijen almalısın.'' Dedi somurtkan yüzle. '' Nasılsın?''

'' İyiyim.'' Dedi Fecra zorla konuşarak gözlerini ondan kaçırdı.'' Ben ne zaman geldim buraya?''

'' Yaklaşık iki saattir buradasın.'' Diye karşılık veren Yalçın, derin bir iç çekti.'' Şükür ki fazla bir şeyin yokmuş. Bir hafta evde yatacaksın.''

'' Annemleri aradın mı? Gelsinler beni alsınlar.'' Diyerek gözlerini kocasına diken Fecra, kırılgan kalbiyle yan duvarlara baktı.'' Annemi istiyorum.''

'' Yalıya gideceksin.'' Dedi Yalçın, hüküm veren sesle yerinden doğruldu.'' Ailen isterse seni görmeye gelebilir.''

'' Ben gitmek istiyorum. Tavrınla zavallı biri gibi hissettiriyorsun, kovduğun evine geri alarak onurumu çiğniyorsun!'' Diye iç çeken Fecra, ağlamamak için kendini tuttu.'' Git dedin bende gittim. Şimdi de hiçbir şey olmamış gibi bana acıyor musun?''

Dik dik kıza bakan Yalçın, yumruklarını yatağın başına dayayarak gece gözlerini kıstı. Fecra, her bakışta cayır cayır içine ateş basıp yanıyor sevdiği adamın gözlerine bürünmüş öfkeyi görüyordu.

'' Ne dersem onu yapmaya mahkumsun.'' Dedi Yalçın, öfkesine hakim olmaya çalışarak.'' Unutma ki evliliğimiz anlaşma üzerin kurulmuştu. Sen benim karımsım ve o evde ben istedikçe kalmaya mahkumsun.''

'' Ben senin satılık eşyan değilim.'' Diyerek tutmaya çalıştığı gözyaşı yanaklarından kaydı genç kızın.'' Biz beraber olduk. Birbirimizle çok özel anlar paylaştık. Eğer tüm bunları yaşarken bana satılık eşya gözüyle baktıysan..''

Burnundan kıl aldırmayan Yalçın, kızın yüzüne nefretle sevginin arasında gidip gelen şüpheyle baktı.'' Ucuzsun.'' Dedi gözlerinde görmek istediği masumiyeti arar gibi.'' Bir kutu yumurtaya seni satın aldığım günü ne çabuk unuttun?''

'' Yalçın sen bunu nasıl söylersin!''

'' Karnındaki bebek.'' Diye soğuk sesle konuşmaya devam eden Yalçın, karısının çatılmış kaşlarını önemsemedi.'' Şaşkın şakın bakmana gerek yok hamilesin.''

'' Hamilemi?'' Diye sordu gözyaşına eli giderek.'' Bebeğim yani bebeğimiz mi olacak?''

'' Doğru soruya parmak bastın.'' Dedi Yalçın, bu seferde pencereye doğru yürümeye başladığında arkasından ağlayan iki çift göz bırakmıştı.'' Bebek kimden?''

'' Efendim.'' Diyen Fecra'nın başından kaynar sular boşaldı.'' Sen sen bunu bana nasıl ima edersin? Elbette senden. Karnımda taşıdığım bebek başka kimden olacak ki?''

'' Onu sana sormak lazım.'' Diyerek başını geriye atan Yalçın, perişan olmuş kızın gözlerine bakmaktan kaçındı.'' Evet seni dinliyorum. Tabii sözlerin doğruluğunu ölçmek için yanımda tartım yok ama.''

'' Yapma bunu...''

'' Sorumun cevabı bu değildi!''

'' Yalçın.'' Diye inledi Fecra, gözyaşları içinde hıçkırarak.'' Sorgulamadan hakaret ediyorsun. Sözlerinle aşağılıyorsun bu son sözün o kadar yaralayıcı, kırıcı ve korkunç ki..''

'' DNA testi yaptırmak istiyorum.'' Dedi Yalçın karısının başucuna gelerek. '' Testi yaptırmak için imzan gerekiyor.''

Kızarmış gözlerle kocasına inanamayarak bakan Fecra, büyük bir ah çekerek yerinden doğruldu. Hayal kırıklığıyla serumu kolundan çıkarmaya kalkışınca Yalçın, ona engel olmak istedi.

'' Kalkamazsın ayağını incitmişsin.'' Diyen Yalçın, karısını yatağa geri yatırmaya çalışırken Fecra, sinirinden ağlıyor omuzları üzüntüyle çökmüş elinde debeleniyordu.'' Bırak beni bırak. ''

'' Asla bırakmam. Zaten bıraksam da gidemezsin.''

'' Senden nefret ediyorum. Sen var ya beş para etmez adamın tekiymişsin.'' Diye bağıran Fecra, sinirinden yatakta çırpınıyordu. '' Bırak bıraksana senden nefret ediyorum senin gibi bir öküzden, adiden, nefret ediyorum.''

Alayla kollarını bırakan Yalçın, yanda duran kağıdı kıza uzattı.'' Bunu imzalayacaksın! Şimdi hemen.. Bakalım ne kadar doğru söylüyorsun.''

Burnunu çeke çeke kocasına dikti ela gözlerini genç kız ve elinden hışımla kağıdı çekerek aldı. Baştan aşağı göz gezdirdiği kağıdın test olduğunu görünce güldü. '' Sen bana inanmıyorsun!'' Dedi kısık sesle.'' Bana güvenmiyorsun, namusumu, şerefimi, onurumu kirleten bir kız gibi belgelerle karşıma çıkıyorsun.''

'' Beni yargılayamazsın.'' Diye kestirip atan Yalçın, kalemi uzattı.'' İmzala.''

Dudaklarını sinirle kemiren Fecra, yaşadıklarına inanamayarak elindeki kâğıdı adamın yüzüne fırlattı.'' Asla imzalamayacağım duydun mu asla!''

'' İmzalayacaksın.'' Dedi Yalçın, dişlerinin arasından tıslayarak.'' Gerçeği öğreneceğim.''

'' Gerçek ortada eğer sen inanmak istemiyorsan zaten kendimi ispatlamaya gerek yok. ''

'' İspat edeceksin. Her şeyiyle o bebeğin bana ait olup olmadığını öğrenmem hakkım.'' Diye direnen Yalçın, kabına sığmayan sirke küpüydü.'' İmzalayacaksın diyorsam imzalayacaksın.'' Dedi son kez yere düşmüş kağıdı eline alarak.

'' Eğer o kağıda imza atarsam beni kaybedersin.'' Dedi Fecra inlercesine. '' Bu bebek senden! Lütfen son kez diyorum, ben senden başkasıyla beraber olmadım. Senden başkasını öpmedim, ben her şeyimle sana ait oldum. Tüm bunların senin gözünde bir değeri yoksa ki, görüyorum ki yok ... ''

Yalçın inatla kalemle kağıdı kıza uzatmaya devam edince Fecra, öfkeyle aldı elinden ve imzayı atmak için iç çekerken gözlerini kocasına dikmişti. Yakışıklı yüzünün her bir çizgisini izleyerek daha geçen sabah öptüğü dudaklarına baktı. '' Demek bu kadar bana güvenin. Peki öyle olsun.'' Dedi kısık ve yorgun sesle. '' Öyle olsun senin istediğin gibi! Ama şunu da unutma ki bu bebeğin senden olduğunu öğrendiğinde ne beni ne de bebeğine sahip biri olacaksın.'' Diyerek başını kağıda çevirince Yalçın'ın içi burkuldu.

Fecra iki saniyede imzaladığı kâğıdı sakince ona doğru uzattı ardından arkasını dönerek başını diğer tarafa çevirdi.'' İstediğini aldın git!'' dedi hıçkırıklar içinde. '' Hadi ne duruyorsun git ve belgelediğin kanıtına kavuştuğun gün için rahat etsin. ''
..

YAZAN SUNAN DİLRUBA ÇETİNKAYA

Canlarım yedi sayfalık bölümdü.. Bir karar verdim ben bir ay içinde Patroniçem için vakit ayıracağım ya sizleri de bölümsüz bırakmak istemiyorum böyle her hafta her iki hikayemden de yedi on sayfada olsa yazıp atayım sizde mutlu olun bende Bu arada geçen attığım bölüme beklediğim begeni gelmedi. Yorumlarda düşük ben sizler önemsiyorum ben sizden begeni yorum istiyorum çok şey mi istiyorum diye kendimi yargıladığım da çok oldu.

Destek olmazsa ben nerden bileyim sizin okudugunuzu nereden bilirim ilerleyip ilerlemediğimi siz benim hocamsınız bir yerde bunu untmayın. Herkesten bol bol begeni... bol bol yorum bekliyorum Bundan sonraki Dilsiz cadı yazılacak iki güne gelir inşallah herkes öpüldünüz.

BİR AŞK MEVSİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin