4.Bölüm 💫

294 44 570
                                    

İnsan duygu geçirmez bir kalp taşımalı göğsünde. Sevmeye yakınken de unutmaya çalışırken de ihtiyacı oluyor.

💫

-''Hey,uzun!''

-''Bana böyle seslenmemen konusunda seni uyarmıştım.''

Kısa bacaklarımla onun adımlarına yetişmek için hızlanıyorum.

-''Hakkımda ne biliyorsun?''

Adımlarını yavaşlatmadan,geriye doğru bakarak saliseler sürecek bir zaman diliminde beni süzüyor ve dudakları alaylı bir havayla kıvrıldıktan sonra önüne dönerek konuşuyor;

-''Takımdaki kas yığınlı asalaklardan birine umutsuzca aşıksın. Kendine bakmayı bilmiyorsun...ve..seni peşime takacak kadar havalı olduğumu düşünüyorsun.''

-''Hey,umutsuz bir aşık değilim tamam mı?Ben..umutlu bir aşık da değilim. Aşk basit bir şey değildir."

Bana inanamadığını gösterir şekilde bakıyor.

Etkileyici konuştum tabi. Öhhüm.

-"Ayrıca benim tarzım böyle...''diyorum gözlüklerimi burun kemiğime iyice bastırıp,rengarenk ayakkabı bağcıklarıma bakarken.

-''Ve peşine falan düştüğüm yok. Aynı okula gidiyoruz..dolayısıyla aynı durağa. Üstelik yakışıklı olmak övünülecek bir şey değildir. Sonuçta özünde bir pislik olduğunu değiştirmiyor bu.''

Bir elini cebinden çıkarıp, işaret parmağının tersiyle burnuna dokunurken,boğazını temizliyor ve dudakları muzur bir ifade ile kıvrılıyor;

-''Yakışıklı olduğumu inkar etmiyorsun.''

-''Ahh.. Mütevazilik hakkında hiç bir şey bilmiyorsun değil mi?''

-''İnsan sahip olduğu şeyleri kabul etmeli. Herkesin söylediği şeyi inkar etmek mütevazilik mi oluyor?''

-"Bak..Karmaşık cümlelerden hoşlanmam. Aptal gibi görünüyor olabilirim ama afili konuşmanın arkasında yatan devasa egonu görebiliyorum."

Sırıtıyor.

-''Aptal olduğunu kabul ediyorsun yani. Mütevazilik yapmayacak mısın?"

Gözlerimi deviriyorum.

Keşke yanıma büyükannemin şişlerinden birini alsaydım. Bu pisliği delik deşik edebilirim!

-''Peki...gerçek amacın ne?''

-''Ne konuda?'' diyorum kaşlarımı kaldırarak.

-"Hayattaki amacını sormuyorum heralde bayan dowdy."

Dowdy? (Pasaklı)
Birinin ona görgü kurallarını öğretmesi gerekiyor.

-"Adım Karla,bay zürafa."

-"Karla. . Kulağa hoş geliyor."

Yanaklarım mı kızarıyor yoksa paralel evrende tavaya atılmış bir balık mıyım? Ben de öyle düşünmüştüm.

-''Aşık değilsen,takip etmenin amacı ne?'' Tekrar baştan aşağı süzüyor beni. Hey..!

-''Onu öldürmek istiyor olamazsın. Odandaki örümceği bile öldüremiyorsun değil mi?''

Sırt çantamın kayışlarını sıkıyorum.

-''Bunu nerden biliyorsun?''

Otobüse binerken arkasını dönüp gülüyor;

-''Sen iyi birisin..Sadece kız kardeşim gibi davranıyorsun.''

Bir dakika. Üç yaşındaki bebekten bahsediyor olamaz değil mi?

Umarım başka bir kız kardeşin daha vardır gökdelen beyinli! Yoksa bu hakareti sana ödetirim!

Arkadaki boşluğa doğru ilerlerken, hemen arkasında onu takip ediyorum.

-''İyi bir gözlemci olduğunu düşünüyorsun ama yanılıyorsun. Hakkımda bilmediğin çok şey var. Ben tehlikeli biriyim.''

Omuzları hareket edecek şekilde gülüyor ve arkasını dönüyor;

-''Senden korkmalı mıyım?''

Otobüs hareket etmeye başladığı sırada Eros, o aptal kıçını kaşıdığı için elindeki ok fırlıyor ve benim değerli kalçama saplanıyor!

Hareket eden araçta dengemi kaybedip geriye doğru düşecekken, Marcus'un gözlerinde anlık endişe parıltısını görüyorum.

Hızlı bir refleksle tek kolunu belime dolayıp beni kendine çekiyor.

Gözlüklerimin camı birbiri ardına gelen hızlı soluklarım yüzünden buğulanmadan önce, onun gözlerinde bir kaç saniyeliğine nefes alıyorum.

Yeşilin öyle bir tonunu taşıyor ki,benim yeşillerim kaçacak yer arıyor sanki.

Orman ve su işleri bakanlığını arayıp yangın var diye bağırmak istiyorum.

İzinsiz ağaç yetiştirdiği için vergi ödemeli!

Kendimi hızla çekip üstümü sirkeliyorum ve sesimi toparlamaya çalışarak konuşuyorum;

-''Seni uyarmadığımı söyleyemezsin.''

Elini tekrar cebine atıp, ukala bir göz devirmesi ile cevap veriyor;

-''Pekala. Korkudan karşında titreyip ölmeyi dilerken bunu düşüneceğim.''

Ahh.. Zeki pislik! Hepsi bu aptal çocuksu tarzım yüzünden oluyor. Ciddiye alınmıyorum!

Sırrını bilen insanların çoğalması iyi değil Karla! Hiç iyi değil!

Marcus! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin