10.bölüm 💫

249 33 318
                                    


-"Sırık?"

-"Ne var pasaklı?"

-"Merak ettiğim bir kaç şey var."

-"Söyle bakalım."

-"Neden senin gibi biri gözlük kullanıyor?"

Tek kaşını kaldırarak ukala bir tavır takınıyor;

-"Bunu sormak için mi evimin önünde bekliyordun?"

Pislik herif! Umarım pişik olursun da kasıla kasıla yürümek nasıl olurmuş görürsün! Ne sanıyor bu kendini? Çok az, biraz yakışıklı diye egoist olmak zorunda mı yani? Şu yürüyüşe de bakın! Sanki tüm bu asfaltın sahibi o! Gergin deve!

-"Seni beklediğimi mi sandın? Hayal kırıklığına uğratmak istemem ama, ben yalnızca annene selam veriyordum."

Aslında bendeki emaneti vermeyi düşünüyordum ama sanırım biraz daha bekleyeceğim.

-"Peki, varsayalım ki inandım. Gerçekten bunu mu merak ediyorsun?"

-"Evet. Senin gibiler kızların gözünde nasıl göründüğünü önemsemez mi? Lens kullanabilirsin."

-"Benim gibiler? Hmm. Sanırım olduğumu düşündüğün kişi değilim. Çünkü hayal ettiğinin aksine nasıl göründüğüme başkası değil ben karar veririm. Sen neden gözlük kullanıyorsun? Kaybedecek bir şeyin olmadığı için mi?"

Alt dudağımı dişliyorum.

-"Hiç de değil! Ben. .gözlüklerimi seviyorum."

Gülüyor;

-"Pekâlâ."

Boğazımı temizliyorum;

-"Yani sence..pek kadınsı olmadığım için mi umutsuz vakayım? Ancak topuklu üzerinde, renkli ve uçarı kıyafetler giyerek erkeklerin dikkatini çeken amigo kızlar gibi olursam, saygı görebilen gerçek bir birey mi olurum? Böyle mi düşünüyorsun?"

-"Elbette hayır. Bence herkes olduğu gibi güzeldir. Papatyaları manolya olmaya zorlamak saçmalık olurdu. İkisi de çok özeller. Farklı renkleri, dokuları ve kokuları var."

Ayy bana papatya diyor. Pelüş ayıcık bu ya.

-"Sen bir kaktüssün. Gül olmak için fazla hırçınsın. Kendini zorlaman anlamsız olur."

Ayı! Pelüş falan da değil! Bildiğin Boz ayı! Vicdansız sırık!

-"Kaktüsler çok yararlıdırlar bir kere. Dikenli gözüküyor olabilirler ama insanlara faydaları çoktur. Belki de sadece, kendilerini korumak için tek yolları hırçın olmalarıdır."

Gözlerini kısıyor;

-"Sen. .bana kızmış olamazsın değil mi? Bu kadar hızlı savunmaya geçmeni beklemiyordum."

-"N-Ne? Sana kızmak mı? Neden? Ahh Tanrım. Kendini bu kadar önemseme bay zürafa. Yukarıda oksijen nasıl bilmiyorum ama beyine bağlı olan damarlarda hasar var gibi. Kapasitesi güçlü, daha az hayal kuran yedek bir beyine ne dersin? Bence ihtiyacın var."

Dudakları kıvrılıyor önce sonra yüzünde keyifli bir gülücük peyda oluyor.

Boğazını temizledikten sonra biraz yaklaşıp, kolunu omzuma atıyor. Göz teması kurmak için başımı biraz kaldırmam gerekiyor elbette.

-"Seni hayal kırıklığına mı uğrattım? Kaktüs olduğunu söylediğim için mi?"

Sırıtıyor ve devam ediyor;

-"Ben... Kaktüsleri sevmediğimi söylemedim ki."

Ne diyor bu şimdi? Kalbimin içinde filler tepişiyor gibi. Timsahlar çiftleşiyor gibi. Madagaskardaki zebra dans ediyor gibi.
Öyle vurdumduymaz öyle enerjik!

Marcus! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin