8.Bölüm 💫

282 34 580
                                    

-"Bu sabah tam bir zavallı gibi göründüm değil mi?"

Beni görünce önce şaşırıyor sonra bıyık altından gülerek oturduğu bankta hafifçe kayıyor.

Neden bilmiyorum ama, mutlu oluyorum.

Ben henüz sormadan, sözlere ihtiyaç duymadan... davet ediyor sanırım beni.

Boğazımı temizleyip yanına oturuyorum.

Hafif hafif esen rüzgar tenimi ısırırken,sokak lambasının cılız ışığı önümüzdeki denizi parçalara ayırıyor.

Getirdiğim üç çikolatalı sütten birini ona uzatıyorum.

-"Al bakalım sırık, biraz daha uzarsan uzay boşluğuna kadar ulaşırsın ve ben de senden kurtulurum."

-"Burnun uzayacak pinokyo."

-"Nedenmiş?"

-"Aslında bunu istemediğini biliyorsun çünkü."

-"Düşündüğünün aksine yalan söylemeyi sevmem. O yüzden susacağım. Sadece şunu bil, çok gıcık birisin. Umarım yolun bir gün çöle düşer."

-"Neden?"

-"Oradaki büyük kaktüslerden bir kaçı kıçına batsın istiyorum. Çok acı verdiğini duydum."

Öyle gülüyor ki omuzları kalkıp iniyor.

-"Bu hayatımda duyduğum en saçma nefret konuşması Karla. Sahiden çocuk gibisin. Ayrıca kıçımla alıp veremediğin ne senin?"

Eh, yakışıklı suratına bir şey olsun istemem.

-"Hiç. Sana ait olan her şeye uyuz oluyorum."

Uzattığım sütü geri itiyor;

-"Çocuk gibi mi görünüyorum?"

Ayıp ediyorsun. Çikolatalı süt bu. Bizim yaşlı kaçık bile seviyor. Hatta o gece altına kaçıracağını bilmesine rağmen iki kutu içecek kadar çok seviyor.

-"Pişman olursun bak."

Kaşlarımı kaldırarak, elimdeki şeyin ne kadar mükemmel olduğunu İspatlamaya çalışıyorum.

Hadi ama, hak verin. Daha evvel birine çikolatayı sevdirmeye çalıştınız mı? Tanrı aşkına, böyle insanlar nasıl yaşıyor?

-"Pekala, tamam."

Elimden alıp pipeti kutuya batırıyor ve bir yudum alıyor.

Gözlerini kaçırarak çekimser bir tavırla söyleniyor;

-"Ehh, fena değil."

Gülümsüyorum.

Kısa süreli bir sessizliğin ardından fısıltıyla konuşuyor;

-"Bence öyle değildi."

-"Ne? Anlamadım."

-"Sen gerçekten aptalsın..Pasaklısın, umutsuz bir vakasın.."

Devam edecek misin yoksa pipeti çıkarıp burun deliklerinden içeri mi sokayım?

-"Tembelsin, huysuzsun, sinirli bir yapın var.."

Ben öfkeyle dişlerimi sıkmaya başlamışken,bakışlarını bana çeviriyor;

-"Ama asla zavallı biri olduğunu düşünmedim."

Sesi öyle güven verici bir tonda çıkıyor ki ona inanmamak elde değil.
Vücudum yavaşça gevşiyor ve içime sinen öfke dağılıyor.

-"Sağol be. Çok iyi hissettim."

Marcus! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin