17. bölüm 💫

253 31 214
                                    


Bölüm Şarkısı-Ed sheeran/Perfect

💫

Yaklaşan ayak seslerini duyduğumda, ayakkabımın çözülen bağcığına basmayı bırakıp, gözlerimi görmeyi beklediğim yüze çeviriyorum.

Karanlık gökyüzü altında seçtiğim beyaz teni ve en az gökyüzü kadar siyah olan saçları ve gözlüğü ile, ürkek adımlarına eşlik eden bakışları beni buluyor yavaşça.

Yumruk yaptığım ellerimle daha çok yaklaşmasını bekliyorum sabırla.

Aramızda bir adımlık mesafe kalmışken, yorgun yeşillerini fark ediyorum hemen.

Göz teması kurmaktan kaçınan bakışları, sessiz sokaklarda, denizin çırpınan minik dalgalarında geziyor. Fakat gözlerime bir türlü uğramıyor.

-"Bana bak, Harry Potter kılıklı serseri!"

Dudağının kenarını ısırırken bakışları her şeye hazırlıklı olduğunu hissettirir gibi yüzümle buluşuyor.

Dudaklarını bir süre görmesem olmaz mı?
Onları koparıp atmak gibi bir niyetin yoksa, gözümün önünde ısırıp durmasana!

Tanrım!

-"Sana ne kadar kızgın olduğumu tahmin ediyorsundur."

Başını salladıktan sonra hafifçe yaklaşıp, biraz eğilerek aynı mesafeye gelmemizi sağlıyor.

Yüzü, yüzüme yaklaştığında korkuyla bir adım geriye gitmemek için kendimi zor tutuyorum.

Gözlerini sıkıca yumup mırıldanıyor;

-"Hadi vur."

Ona kafa atmak yerine yanaklarını ısırmak istemem tuhaf mı?

Sevimli deve.

Bacağını tekmeliyorum bir anlık hırsla.

Beklemediği yerden gelen bu darbe onu biraz sersemletiyor.

Dudaklarından dökülen küçük bir inleme ile dizinin altını tutuyor bir süre.

Bacağı acımaya devam ettiğini düşündüğüm bir kaç saniye içinde güçsüzce eski yerini alıyor.

-"Neden böyle bir şey yaptın ki?" diyorum sorgulamaktan uzak olan üzgün sesimle. Sorgularsam aptal hayallerimin altında kalacağımı biliyorum. Ama sanırım..tam olarak bunu istiyorum.

-"İnan bana amacım seni incitmek değildi."

Sağlam olan koluna vuruyorum.

-"Ne sanıyordun ki? Joshın karşısında başka biri ile öpüşmemin bana iyi hissettireceğini mi?Eğer böyle bir intikam yolunu hoş bulsaydım zaten daha önce başka biriyle bunu yapardım."

Gerilen çenesi ile yaklaşırken yeşilleri cansız bir öfke ile gözlerime değiyor.

-"Başka biri, öyle mi?"

Tekrar vuruyorum koluna.

-"Konumuz bu değil. Ben..böyle bir şeyi yapacak biri değilim. Bahsettiğim şey bu."

-"Sence ben, her önüne geleni öpen birine mi benziyorum?"

Tekrar ve tekrar vuruyorum.

-"Sen-bana-bağıramazsın! Kimi Öptüğün de hiç umrumda değil!"

Her vuruşumla sarsılmasına izin verdiği bedeni, sabrımla oynar gibi kokusunu ciğerime savurup duruyor. Üstelik ciğerlerim bu durumdan ufacık da olsa şikayet duymuyor.

Marcus! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin